“Abdülhamid’i gördüm düşümde gülüyordu.”
Bilirim böyle değildi bu şiirin dizesi ta ki Mehmetçik al
bayrağı ve sınırımızı korumak için korkusuzca yola çıkana
kadar…
Hani buralarda yüzen al sancak?
Türkiye uyardı.
Destek vermeyin dedi.
ABD hepsinin aynı torbadan çıktığını anlamazdan geldi.
Sonunda gereken yapıldı.
Fırat’ın doğusuna girildi.
“Eee ne oldu yani…”
Diye sordu bir Kadıköy akşamında masa başında kardeşim
benim…
Dedim ki:
“Derdimiz adalet, niyetimiz İ’lay-ı
Kelimetullahtır!”
Şehit vereceğiz o kadar dedi.
Yine dedim ki:
“Şahadet denen şey bu milletin Peygamber’e akdidir, bizi her dem
diriltir savaşımız ki o yüzden pek esen olmaz başımız.”
“Haa” dedi çıktı gitti başı önünde biraz oflar puflar
vaziyetleri…
Hesabı neydi bilemedim ama hesapları ben ödedim vesselam.
EKONOMİMİZİ
BATIRACAKMIŞ
Donut Trump operasyonun filizlendiği an da Türkiye’nin
ekonomisini bitiririm. Daha önce Rahip Brunson’u vermediklerinde
yapmıştım.
Yine yaparım.
Diye bir açıklama yaptı.
Ben bu açıklamadan sonra daha farklı bir noktaya değinmek
istiyorum.
Rahip Brunson yüzünden dolar bir an da fırlamıştı. Kimileri
nerdeyse yedi civarlarına geleceğini düşündü.
Ben de düşünmedim değil.
Belli bir kesim demişti ki bunun ABD ile ne alakası var?
Beceriksizliğinizi başkalarının üstüne yıkmayın dediler.
Vallahi Trump söyledi. O yapmış.
***
Keşke hep böyle olsa
Nasıl mı?
Medya’da Erdoğan ile Trump arsında geçen ikili temasların
ardından siyasetin enleri olaya en doğru şekilde yaklaştılar.
Bazı kendini bilmezlerin dışında, çürük elma bu elbet çıkıyor
bir yerlerden…
Muhalif yazarlar görüntü bahçesini görüntü bohçasına çevirmeden
tam destek verdiler.
Bu gençlik bitmiş dedirten gençlik elinden ne geliyorsa onu
yaptı.
Gençlik buradayız dedi.
Yedirtmeyiz memleketimizi de, seçilmiş liderimizi de dedi.
İnanıyorum başardık yine başaracağız.
Yeter ki biz hep böyle olalım.
Namık Kemal’in de yazdığı gibi
“Ecdâdımızın heybeti ma'rûf-ı cihândır
Fıtrat değişir sanma! Bu kan yine o
kandır.”