Ali Babacan içerideki teröristleri dışarı çıkarmak mı istiyor?

İlk vakanın görülmesinin üstünden koca iki ay geçti. Türkiye sağlık alanında dünyaya örnek oldu. Görevi iktidarı itelemek yerine köstek olmayı tercih eden muhalefete inat yapılan hastanelerin ne işe yaradığını, hangi niyet ve planla yapıldığını hep birlikte izledik.

Kimi helal olsun diyerek izledi kimi de trene bakarcasına izledi vesselam.

Her zaman soruyorum kendime şu an bu kritik durumu Kılıçdaroğlu yönetseydi ne olurdu acaba diye?

Büyük ihtimal ABD’nin önünde el pençe divan durmuş koronavirüs testi dilenirdik, vermeyince de canınız sağ olsun efendim deyip öksüre öksüre ölürdük herhalde…

Neyse canım şimdi bunları düşünüp gereksiz hayıflanmaya lüzum yok. Kimi iktidar düşmanlarının sinsice bekler olduğu vaka ve ölüm sayılarındaki artış umuduna rağmen en kısa zamanda bu illetten kurtulmak insan olan herkesin umudu olsa gerek.

Sonrası kaldığımız yerden devam inşallah…

İnsan demişken son günlerde şahit olduğumuz ilginç ve haysiyetsiz olaylara takılı verdi aklım birden. İzmir’de cami minarelerinden dinletilen İtalyan Komünist marşı çav bella meselesi. Sonra çakma hoca Kuytul’un din elden gidiyor ve 28 Şubat yeniden hortladı diyerek alçakça provokasyona imza atışı…

Peki neydi ne oldu?

Olay patlak verdiği gün İzmir Müftülüğü böyle bir durumun olduğunu doğruladı. Yapanların tespit edilmeye çalışıldığını, merkezi sisteme sızılıp bu küstahlığın gerçekleştirildiğini dile getirdi. Biz daha neler oluyor yahu demeden CHP’li bir isim sosyal medya hesabından küstahça kutlamalar yaptı. Ardından anlam veremediğim şekilde sizde minarelerden seçim zamanı dombra çaldınız taşlamaları yapıldı. ( Tabi ki bu olayı da doğru bulmuyorum. Ne yandan bakarsanız bakın ahmaklık işte.)

Hal böyle olunca insanın aklına gelen tek şey suçu kabullendikleri ve savunmaya geçtikleri oldu.

Kısa bir süre sonra CHP’nin lideri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Saygısızlar yayın yapıyor, CHP yetkilileri zevk alıyor" sözleri üzerine  ''Bu bir provokasyon. Eğer sen bunu yapanları bulmak yerine, CHP'nin üzerine gidiyorsan, bunu sen yaptın demektir dedi''

Buyur burdan yak!

1-    Kimse CHP üyesi Banu Özdemir’in yaptığı kutlama paylaşımını silah zoruyla yaptırmadı.

2-    Kimse bu işi CHP yaptı demedi. Ama Kılıçdaroğlu bir anda suçu üstlenerek karşı saldırıya geçti.

3-    Camiden gelen her sesten selalardan ezanlardan rahatsız olanlar pekala bu durumdan niye zevk alıp göbek attı o vakit?

Efendim neymiş çav bella bilerek seçilmişmiş, çünkü İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile bütünleşen bir parçaymış… Amaç CHP’nin ülkeyi karıştırdığı algısıyla gündemi meşgul etmekmiş…

Yahu gerçekten buna ihtiyaç var mı? CHP’nin millet için hayrolan hangi işe alkış tuttuğunu gördünüz ki siz?

Bir tek yapraklar alkışlıyor onu da sadece ruh hastaları duyuyor işte.

Gelelim sözde hoca Alparslan Kuytul’a… Bu faydasız elemanın ne yaptığını hepimiz gördük. Koronavirüs tedbirleri kapsamında bayram namazı kılınması doğru bulunmadı. Bu provokatör de çıkıp Adana’da ekibini toplayıp ortalığı karıştırdı. Bayramımızı engelleyemezsiniz bizim namazımızı engelleyemezsiniz diyerek devletin namaza ve dine engel olduğu algısı yaratmak istedi.

Amaç kaos amaç hükümeti dinsiz göstermek… Hazır arkadan Babacan ve Davutoğlu gibi muhafazakar isimler de takıl tokmak gelirken, gayet de mantıklı bir hamle(!) ne dersiniz?

BABACAN DEVA MI?

Ali Babacan ne yapmaya çalışıyor hala anlayabilmiş değilim. Ben siyasetçi değilim ama siyaset yapacağım havasından henüz kurtulamamış gibi değil gibi.

Kendisini öncelikle Halk Tv’de son günlerde yaptığı paylaşımı darbe iması olarak nitelendirilen Gazeteci Özlem Gürses’in programında seyrettim. Ana akım medyadan dert yanarak başladığı konuşmasına HDP övgüsüyle devam etti.

HDP’nin eş başkanı seçilen Mithat Sancar için “Mithat Sancar’ın eş başkan seçilmesine sevindim. İyi bir akademisyen. Mithat Bey’in eş başkan olması sanki faydalı olacak gibi dedi.”

Özlem Gürses’in sormak için beynini fazla zorlamadığı, günün birinde kelepçelenmeyi göze aldınız mı sorusuna okkalı bir cevap vereyim derken “Türkiye’de artık seçim olmaz” diye bir ifade kullandı.

Hayırdır sayın Babacan, kimler söyledi size bunu diye sormak en doğal hakkımız değil mi?

İçimde bir türlü oluşmasa da sözüm ona en küçük beklentiyi de Cüneyt Özdemir’in programında sarf ettiği sözlerle yok etti.

Ali Babacan göreve geldiği ilk anda hapisteki "düşünce suçlularının" tamamını serbest bırakacağını söyledi. Böylece kendisinin hapisteki sözde "düşünce suçlusu" özde terör suçlusu FETÖ ve PKK'yı kurtarmak olduğunu anlamış olduk…

Babacan’ın Deva derken ne demek istediğini şimdi daha iyi anlıyoruz.  

Allah aklına şifa versin, ne diyelim.