Vatandaşın gündemiymiş gibi büyük bir iştahla tükettiğimiz
meseleler üzerine kelime zayi ederken nerdeyse 9 aydır insanların
ölümü dahi unutmaya çalıştığını fark etmiyoruz.
Maske, mesafe, hijyen…
Kapanan hizmet sektörü yüzünden işsiz kalan yüz binlerce insan
maskesiz, mesafesiz, hijyensiz bir iş bulmak için dua ediyor.
İşini kaybetmeyen yüz binler ise toplu taşıma araçlarına balık
istifi gibi doluşarak rızkının peşinde koşuyor.
Her akşam bu insanlara; maskeye, mesafeye, hijyene dikkat
etmemeleri halinde ölebilecekleri anlatılıyor.
Sokağa çıkma yasağının olduğu pazar gününü rızkın ve dertlerin
uzağında geçirmek isteyen Elazığlı güne yine depremle başladı.
Deprem evden çık diyor, virüs evde kal diyor…
Deprem evden çık derken soğuğu bilmiyor,
Virüs evde kal derken sıcağın maliyetini bilmiyor!
Ölümle ekmek arasında kalan hayatlar ne yaşıyor, gündemi olaylı
yaşayanlar çok fazla bilmiyor…
Olaylı yaşamlar…
Olaylı yaşayanlar…
Sahi Olay TV meselesinin aslı ne ola ki!
BİRİNCİ SORU
Sayın Devlet Bahçeli yine, yeniden Meral Hanım’ı eve çağırdı.
Meral Hanım yine, yeniden espriyle cevap vermeyi tercih etti.
Soru şu:
“Sayın Bahçeli’nin Meral Hanım’a yönelttiği eve dön
çağrısına Buğra Kavuncu giller de dahil midir?”
Eğer dahil değilse zinhar Meral Hanım baba evine dönmez! Kırk
yıllık ülkücüyü, Ümit Özdağ’ı Kavuncu için ihraç eden sizce baba
evine Buğra’sız döner mi hiç?
Hem de Buğra bu kadar sempatikken!
İKİNCİ SORU
Benim için PKK neyse HDP odur!
Eskiden bebek katiline bol “sayınlı” hitapları söyleyenler bugün
bizlere milliyetçilik dersi verircesine defolarını unutturmaya
çalışalar da, bizim teröre bakışımız dönemsel değildir.
Terörist teröristtir.
Terör sevici teröristtir.
Terörün siyasi temsilcisi teröristtir.
Teröristin saz çalanı da, zurna çalanı da, hiçbir şey çalamayanı da
teröristtir.
Teröristin dinlisi de teröristtir dinsizi de teröristtir.
Tıpkı bir dönemin “muhterem” hoca efendilerinin
bugün “muhteşem” terörist olduğu gibi!
Bu basit hükmümün haricindeki her türlü ima, ama, lakin, fakat için
kalp kırdım, yine kırarım!
Ben hep; Başkan Apo’nun heykelini dikeceğini söyleyen, Kobani
kalkışmasının azmettiricisi heykeltıraş sazcı Selahattin’i aynı
tespit çerçevesinde ele aldım!
Sorum şu:
“AİHM’in Demirtaş kararını değerlendirirken vicdan
hükmümüzü mü kriter alacağız yoksa hukuku mu?”
Başka sorum yok. Selo koğuşunda saz çalabilir!