Veya, afiyetle sabah kahvaltısını yaptıktan sonra oğullarına
“Akşam herkes iftar sofrasında hazır olacak!”
diyen İdris Koçovalı’nın kültür seviyesini yazan arkadaşın
zekasıyla bir an dahi olsa “acıyan yumuşak yerlerime
yaslanıp” uçmak isterdim!
Olmadı, son iki seçimde “sözde cumhurbaşkanı”
olmaya aday dahi olmaya cesaret edemeyen, son 11 yılda da girdiği
her seçimi kaybeden Kemal Bey’i hayata bağlayan fantastik
hayallerini sözde değil özde yaşamak isterdim!..
Uzanamadığı ciğere mundar diyen kedinin kuyruğunu dik tutarkenki o
naif çabasına saygı duyup başaramamasını değil, daha önce ulaştığı
ciğerlerin hatırına duruşundaki gururu görüp kediyi mahcup etmek
istemeyiz ya,…
Yahu Kemal Bey,
En azından hiç olmazsa bir seçimde partinizi birinci yapsanız, özde
bir başarıyı geçtim sözde dahi olsa bir ciğer yakalasanız…
Seçilmiş insanlara hakaretinizi, küçümsemenizi, makamları
değersizleştirmenizi görmezden gelirdik!
19 yıl girdiği her seçimde partinizi sandıkla tokat manyağına
çevirmiş bir insana “sözde cumhurbaşkanı” diyecek
özgüveni bulmanız bizim diziler için bile fazla gelecek bir hayal
alemini yansıtıyor!
*****
Keşke bazı diziler gerçek hayata uyarlanabilse…
Bir sabah Kemal Bey’le birlikte Koçovalı ailesiyle kahvaltı yapmak
isterdim…
Kahvaltı bitince Sultan Ana odasına çekilip Kur-an okurdu. Sonra
belki Sultan Ana oğullarıyla bir iki tek atıp, akşam iftar
sofrasını hazırlardı! İftarda Kemal Bey’le birlikte Koçovalı
ailesine misafir olurduk. Hep birlikte iftar yapıp sözde değil özde
fantastik bir dünya kurardık!
İftardan sonra TRT’de yayınlanan “Elimi
Bırakma” dizisinde, 40 yıl aynı evde yaşayıp
“Kalkıp abdestimi alıp her zaman yaptığım gibi kıbleyi
bulup namazımı kılayım!” diyen teyzemize misafir olup,
kıblenin oynak olmadığını, kırk yıldır boşuna endişelendiğini ve
kırk yıl her gün, beş vakit kıblenin aynı yere denk gelmesinden
şüphelenip şüphelenmediğini sormak isterdim!
*****
İnsanın toplumun değerlerine yabancılaşması böyle bir şey
olmalı!..
Türk solu ve sineması hiçbir zaman sözde hakkını savunduğu
halkın değerlerini, kültürünü, inançlarını tanımadı!
Halktan uzak halkçılık da sanat da eğreti durdu…
Evet, insanın kendi toplumuna yabancılaşması böyle bir şey
olmalı!..
ZOR BİR SORU SORABİLİR
MİYİM?
Çok kıymetli, saygıdeğer, muhterem Mehdi hazretleri Adnan Oktar
1075 yıl hapis cezası aldı.
Maşallah, inşallah!
Bugün artık kedicikleriyle birlikte “karikatür”
bir karakter muamelesi yaptığımız Adnan Oktar’ın 1075 yıl hapis
cezası alana kadar İslam’a verdiği zararı ölçen oldu mu hiç?
Adnan Oktar gibi soytarılar, Fatih Nurullah isimli sapıklar gelip
geçiyor hayatımızdan. Bıraktıkları hasarı kimse hesap etmiyor.
Bu işte bir yanlış var ama nedir?