Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Son yerel seçimlerde CHP 25 yıl aradan sonra İstanbul ve Ankara belediyelerini kazandı.
Ankara yine neyse de İstanbul’un hayal kırıklığına doğru gittiği görülüyor. Sanırım İzmirlilerin hizmet gibi bir derdinin olmadığını söylemeye gerek yok. Ancak sabah akşam Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere CHP belediye başkanlarıyla yatıp onlarla kalkıyoruz!
İzmir depreminde CHP’li Tunç Soyer’e gösterilen teveccüh adeta Ak Parti’ye ders mahiyetinde!
Nasıl mı?
İzah edeyim efendim…
24 Ocakta Elazığ’da bir deprem oldu. Aralıksız bir ay boyunca iki bakan Elazığ’dan ayrılmadı. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Elazığ’a bakanların uğramadığı gün yoktu.
Tüm açıklamaları bakanlar yaptı. Ön planda olan hep bakanlardı. Canlı yayınlara bakanlar çıktı, basın açıklamalarını bakanlar yaptı…
Ki gerçekten Allah razı olsun.
Elazığ belediyesinin büyük şehir belediyelerine göre mütevazı bir bütçesinin olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Ancak buna rağmen Elazığ belediyesi yüz binlerce öğün yemek dağıttı. Yardım kolileri dağıtıldı. Her akşam poğaça, süt, çorba vs. dağıtıldı…
Uzatmaya gerek yok. İmkânları ölçüsünde Elazığ belediyesi tüm personeliyle sahadaydı.
Deprem boyunca Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları sadece bir kere gündeme geldi. O da Haber Türk yayınında Elazığ Belediye Başkanı şehirde bile değil diyen CHP eski milletvekili Berhan Şimşek’in sayesinde! Başkan yayına bağlanıp Şimşek’in ağzının payını vermişti.
Her gün muhalif kanallar Tunç Soyer’i ekranlarına çıkarmak için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Elazığ depreminde bir Allah’ın kulu da çıkıp demedi ki bu şehrin belediye başkanını ekrana çıkartalım.
Ak Partili bakanların Elazığ depreminde gösterdikleri performans her türlü takdirin ötesindedir ancak siyaset böyle mi yapılır?
Deprem olduğundan beri eksiğiyle fazlasıyla onca yapılana rağmen Ak Partili yerel siyasetçilere halkın çok ciddi tepkisi var. Elazığlı biriken tüm öfkesini yerel siyasetçilere gösterdi. Ancak deprem anından beri aynı devlet tüm imkanlarını seferber edip İzmir’deyken Tunç Soyer’i birileri kahraman yapmak için elinden geleni yapıyor.
Gelin elimizi vicdanımıza koyalım ve düşünelim…
Bugün belediyecilik denince, başarısızlıklarıyla, polemikleriyle, sözleriyle, yaptıkları veya yapmadıklarıyla akla İzmir, İstanbul ve Ankara belediyeleri geliyor mu, gelmiyor mu?
Mesela Trabzon’da alt yapı başta olmak üzere, belediyecilikte tarih yazan Ak Partili Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu ismini merkez medyada duyanımız var mı?
Zorluoğlu Elazığ’da darbe döneminde efsane vali olmuş, devamında Van valisi ve belediyeye kayyım olmuş, oradaki başarıları neticesinde Trabzon’a aday bile olmadan partisi tarafından belediye başkan adayı gösterilmiş bir isim.
Ak Parti’yi desteklediğini düşündüğümüz medya Murat Zorluoğlu’nu ne kadar tanıyor?
Veya Gaziantep belediyesini, Kayseri, Konya, Bursa, Malatya, Erzurum vs belediyelerini medyada ne kadar görüyoruz?
Demem o ki, reklamın iyisi kötüsü olmaz derler ya, CHP belediye başkanları hiç gündemden düşmüyor. Bunu hem CHP medyası yapıyor hem de diğer medya.
Vatandaşın bu görüntüden nasıl etkilendiğini acaba birileri düşünüyor mu?
VALLAHİ VE DE BİLLAHİ YALAN SÖYLÜYORSUN!
Sizce yalanın ahlakı olur mu?
Bal gibi de olur!
Burada yalan güzellemesi yapacak değilim. Doğru olan, tabii ki de kimsenin yalan söylememesidir. Ancak bir şekilde insan yalan söylüyorsa… İster içinde bulunduğu zor durumdan kurtulmak için olsun, isterse de bazen birileri arasında meydana gelecek telafisi imkânsız bir kavgayı engellemek gibi başkaca bir sebeple olsun…
İnsan tüm muhataplarının aptal olduğu duygusuyla hareket edip vicdan ölçüsünü ortaya koyarcasına yalan söylüyorsa o yalana ahlaksız yalan denir!
CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke demiş ki…
Daha doğrusu şöyle bir yalan söylemiş!
İftira da diyebilirsiniz aslında!
“Bir yandan da burada olduğu gibi pek çok merkezde çadırlarımız kuruldu. AFAD çadırlarına girebilmeniz için evinizin hasarlı olduğunu belgelemeniz gerekiyor. Belediyelerimizin kurduğu çadırlara ise ben buradayım diyen herkes girebilir….”
Fetullah’ın beddua seansı gibi olmasın ama!..
AFAD çadır vermek için hasar raporu istiyorsa, Allah bunu söyleyen AFAD yetkilisinin belasını versin! Önlerini kessin, birliklerini bozsun, duygularını sinelerinde bıraksın, bir şey olmaya imkân vermesin!
Fetullah’tan esinlensek onun gibi “evlerine ateş salsın, yuvaları yıkılsın” diyerek insanların ailelerine, günahsız evlatlarına beddua edecek kadar haysiyetsiz değilim!
AFAD’ı bitirdiğimize göre gelelim Genel Sekreter’e!..
Selin Sayek Böke, eğer söylediğin yalansa, iftiraysa…
Sana beddua etmeyeceğim. Seviyen sana yeter! Zaten bedduadan murat da bu seviyesizliktir!
*****
Gelelim meselenin doğrusuna…
Elazığ depreminde sadece ve sadece 130 milyon TL tutarındaki çadır sorgusuz, sualsiz, belgesiz, beyanla halka dağıtıldı.
Öyle ki, bir ara diğer illerden kamyonlarla gelip çadır, erzak götürenler var denilince Süleyman Soylu “Olsun. Devlet vatandaşa çadır vermiyor dedirtemeyiz. İsteyene verin.” şeklinde talimat vermişti.
Hasar raporları en erken haftalar sonra çıkacaktır. Elazığ depremindeki o çadırları Selin Sayek Böke dağıtmadı ya! Elazığ’da çadır dağıtan AFAD, emin olun İzmir’de misliyle dağıtıyor.
Meseleyi niye uzatıyoruz ki?
CHP’nin Elazığ’da bir milletvekili var. Sayın Gürsel Erol.
Gürsel Bey deprem sonrası Meclis dahil onlarca yerde “Kimse siyaset yapmasın. Devlet Elazığ’daydı. Allah razı olsun.” demişti.
Selin Hanım Gürsel Beye sorsun, meseleyi öğrensin…
Gerçi bile bile yalan söyleyecek, iftira atacak ahlaka ve vicdana sahip birisi neyi öğrenecek ki!..