Abdüllatif Şener, sorular ince mi olsun yoksa kalın mı?

Bazen düşünüyorum da galiba müzmin, azgın muhalif tayfaya haksızlık yapıyoruz! Neden mi?

Cengiz Gülaç cengizgulac@nethaber.com

Düşünsenize, çaresiz bir şekilde, nefretle, kinle geçen koca 18 yıl! Nelerden, kimlerden medet ummadılar ki? Sadece konu başlıklarını yazsam köşe dolar.

            Ama biz biliyoruz ki Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.

            Ve sonra bir gün tüm bu tuzakları Rabbinin yardımıyla bozan kişi bir müjde açıklayacağını söyledi.

            18 yıl geçmişti. Sabırla beklemişlerdi. Bir gün mutlaka bir şey olacaktı… Müjde de nerden çıktı?

            Morallerini düşünebiliyor musunuz?

            “Damak çikolata” bile kan şekerlerini dengeleyemedi!

            Karadeniz’de doğal gaz bulunduğu haberleri yayılmaya başlayınca bir teki bile çıkıp ne kadarın altında rezerv bulunursa yeterli olmaz, diyemedi. Ya dedikleri rakamlardan fazla çıktığı söylenirse diye!

            Öyle ya, her şey olabilirdi. Verecekleri rakamın üstünde bir rezerv açıklanabilirdi.

            Sonunda müjdeli haber mübarek cuma günü resmen açıklandı…

            66 yılda 16 milyar metreküp doğal gaz çıkarmış bir ülkenin cevval yurttaşları 320 milyar metre küpü beğenmediler. Anında hepsi jeoloji mühendisi, enerji uzmanı oldu.

            “Kaç metre derinlikte olduğu önemli tabi. Çıkarma maliyetine değmeyebilir. Doğal gaz ülkeyi kalkındırmaz. Ancak sinemada sandalye değiştirebilirler. Çıkan gaz gazoz gazı çıktı.

            Trilyon metreküp bulsak, ne yapalım yani Rusya’nın rezervleri 50 trilyon metreküp diyecek kadar hırsından çıldırmışlar var aralarında!

            Düşünün, içlerinde en makulü sayılabilecek Deniz Zeyrek’in bile yazdığı yazıda kişisel arşivine çıldırma beyanı olarak geçti. Daha sonra Zeyrek katıldığı bir programda aynen şunları söyledi:

            “Ak Parti’nin yoğurt yiyişinde şöyle bir sorun var. Biz olmasaydık bu doğalgaz çıkmayacaktı. Hayır, siz olmasaydınız da o doğal gaz oradaydı. Bu coğrafi bir durumdur ve sizden sonraki bir iktidar da teknolojinin yardımıyla, belki yeni gelecek vizyoner liderler sayesinde onu bulacaktı…

            …, ama benim üzüldüğüm şey şu, bu doğal gaz Tayyip Erdoğan’ın, Ak Parti'nin tarlasından çıkmıyor!

            İlerde birilerinin bulma ihtimaliyle bulan şimdi sevinmesin diyor! Bu seviyede bir cümleyi bir Ak Partili kursa adama hayatı zindan ederler!

            İmkân olsa Deniz Zeyrek’e şunu sormak isterdim:

            “Gereksizin biri çıksa ve Atatürk cumhuriyeti kurdu diye niye minnet duyalım canım, o kurmasaydı bile ilerde vizyoner bir lider çıkıp kurabilirdi dese, nasıl bir tepki gösterirdiniz?

            İleride teknolojinin gelişmesini bekleyip, vizyoner bir lider bekleyeceğimize, bugün teknolojiyi getiren vizyoner lidere teşekkür etsek daha mantıklı ve de daha vicdanlı bir tavır olmaz mı Deniz?

            İlerde bulma ihtimali olana vizyoner diyor, bugün bulanı yerden yere vuruyor! Ah Deniz ah!

            Ayrıca Erdoğan doğal gazı milletin tarlasından buldu! Kendi tarlasından mı buldu demek, en hafif ifadeyle saygısızlıktır.

            Aynı programda doğal gazı konuşurken İsmail Saymaz saman ithal ediyoruz, deyince aklıma Cumhuriyet gazetesi geldi! Gülmekten İsmail’e konsantre olamadım!

            Zaten hepsinin taktiği aynı. Algı yarat, konuyu unuttur, ezber kaydına geç:

            -Doğal gaz bulduk.

            -Saman ithal ediyoruz!

            -Ama mevzu doğal gaz!

            -Demokrasi yok!

            -Canının her istediğini söylüyorsun, hakaret ederken hiç çekinmiyorsun ve sayısız iftirayı utanmadan atabiliyorsun ama demokrasi yok!.. Hakikaten ama mevzu doğal gaz!

            -Erdoğan diktatördür!

            -Saman ister misin?

            -Tokum!

            Mizansende kastımın İsmail olmadığını belirteyim. Zira onun gibi muhalifin kıymetini bilmek lazım. Çoğu zaman hakikatle fanatizm arasındaki bağı koruyabiliyor. Neyse…

            Son olarak Abdüllatif Şener isimli “hüsranın” açıklamasına gelelim…

            Beyimizin konuştuğu programı canlı izlemedim. Daha sonra Youtube’da Sevgili Hadi Özışık’ı izlerken beyimizin “İnce mi yoksa kalın mı?” diye sorduğunu duyunca, dedim muhtemelen Muharrem İnce veya İbrahim Kalın bir şeyler konuşmuş olmalı!

            Yok, baktım Abdüllatif Şener’den bahsediyor. Cinsel çağrışım imkânı vermedim tabi!

            Meğer beyimiz “320 milyar metreküp gibi küçük(!) bir rezervin altındaki tabakanın ince mi yoksa kalın mı” olduğunu sormuş!

            Sorduğu sorunun cevabını bilemem ama kendisine hayli “kalın” sorular sorabilirim!

            Misal, bakanlığı döneminde yakından ilgilendiği maden özelleştirmeleri olmuş mudur?

            Olmuşsa, hangi özelleştirme özel ilgisini çekmiştir?

            Olmuşsa, ilgilendiği maden özelleştirmesindeki rezerv miktarı “ince miydi yoksa kalın mıydı”?

            Olmuşsa, bu ilgisinin sebebi neydi?

            İster cevap verir, isterse de cevap vermez, takdir kendisinin!..

                                                                  *****

            Ne çok dertlendiler ama! Adamlarda biriken gazı görünce 320 milyar metreküpü hafife almalarına hak vermeye başladım!

            Hükümet bu gazla uğraşsın diyeceğim ama korkuyorum Abdüllatif Şener döşenecek borunun ince mi yoksa kalın mı olacağını sorup ortalığı toz duman edebilir! Vazgeçtim!

            Yazının girişinde de dediğim gibi, gerçekten adamlara yazık. Tamam, sabırlılar! Tamam, yılmıyorlar! Tamam, her türlü iftiradan medet umuyorlar ver her şerrin peşine düşüyorlar!..

            Ama yine de yazık yahu!

            Elbette her eleştirilerinde de haksızlar diyemeyiz, dememeliyiz!

            Çünkü saman ithal ediyoruz!