Ali Koç Trabzonspor ile ilgili sözlerini tekrarladı!
Fenerbahçe başkanı Ali Koç, gerçekleştirilen divan toplantısında bomba açıklamalar yaptı. Trabzonspor'a söylediği sözlerin arkasında olduğunu söyledi Mustafa Cengiz'e de göndermelerde bulundu..
Fenerbahçe başkanı Ali Koç daha önce Antalya’da düzenlediği basın toplantısında Trabzonspor ile alakalı sözlerinin çok tartışılması üzerine açıklama yaptı ve sözlerinin arkasında olduğunu bir kez daha yineledi..
Koç, geçtiğimiz sezon oyun oynanırken Mustafa Cengiz için kural değiştiğini söyledi. Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, TFF Başkanı Nihat Özdemir’in kendi yönetim kurulu üyelerini seçmediğini de sözlerine ekledi.
'Cumhurbaşkanımızın konuşması çok
anlamlıdır'
Ekim ayında düzenlenen divan kurulu toplantısına katılan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında konuşan Koç,
"Cumhurbaşkanımızın bu salona, bu camiaya yaptığı
teşriflerden duyduğumuz memnuniyeti paylaşıyoruz. Kendisine
şükranlarımızı sunmak istiyorum. Fenerbahçeliliğini ’Gönül ferman
dinlemiyor’ sözüyle anlatan Cumhurbaşkanımızın yaptığı konuşma çok
anlamlıdır. Camiamız adına ortaya koyduğu samimi tavırlar ile
içtenlikle ifade edilmesi tüm camiamız tarafından memnuniyetle
karşılanmıştır. Kendilerinin liderliğinde Türk sporunda önemli
adımlar atılmıştır. Kısacası kendisi spora yakındır ve yakından
ilgilenmektedir" dedi.
"Taraftarımız bize çamur atanları ortaya
çıkarmıştır”
Futbol takımı ve taraftarlar ile ilgili görüşlerini belirten Ali
Koç, "Öncelikle şampiyonluk yürüyüşümüzü büyük bir kararlıkla
sürdüren takımla başlayalım. Takımımız Ersun hocamızın önderliğinde
sorumluluklarının farkında taşıdıkları formanın ağırlığının
bilincinde her maçı final görerek çalışmalarını sürdürüyorlar. Şu
an itibariyle sezonun ikinci yarısı taraflı tarafsız herkesin
gözünde ligin en iyi futbolunu oynayan, en iyi istatistiğe kavuşan
ekip konumundayız. Özellikle takımımızdaki arkadaşlık ve uyum, ekip
ruhu sahadaki mücadele azmi hep birlikte hedefe odaklanmış şekilde
hafta hafta üzerine koyarak ilerlemesi bizleri mutlu ediyor.
Taraftarımızın da muhteşem desteğiyle ligin en iyi performansını
ortaya koyarak şampiyon olacağımıza gönülden inanıyoruz. 14
haftamız kaldı. 14 hafta boyunca zor maçlar var. Zaman zaman da
istemediğimiz sonuçlar alacağız, futbolun doğasında var. Şartlar ne
olursa olsun her koşulda taraftarımızdan ricam bugüne kadar olduğu
gibi tek vücut ve inançla takımımızı desteklemeleridir. Geçen
haftaki iyi futbolumuza rağmen arzu etmediğimiz sonuçla döndüğümüz
deplasmanda futbolcularımızı karşılamaları moral vermeleri. Sadece
taraftar olmayıp sosyal medya ve geleneksel medya da yapılan
saldırılara karşı bir taraftardan öteye bir araştırmacı gibi
bunları irdelemeleri. Bize çamur atanları ortaya çıkarmaları ve
bizi sahiplenmeleri bize çok büyük güç vermiştir. Taraftarımız
statlarda en büyük gücümüz ama hayatın her alanında her ortamında
en ihtiyaç duyduğumuz dönemlerde bu taraftar bu kulübe sahip
çıkmaktadır. Onlara teşekkür etmek istiyorum" ifadelerini
kullandı.
"Cumhurbaşkanımızın ziyaretinden bazı kesimler rahatsız
oldu"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Fenerbahçe Yüksek Divan
Kurulu’na gelmesi ile ilgili konuşan Koç, "Son toplantımızdan bu
yana yoğun hararetli hareketli içinde pek çok tartışmayı barındıran
bir süreç yaşandı. Bu konularla ilgili düşüncelerimi duygularımı
değerlendirmelerimizi paylaşmadan önce önemli bulduğum sizlerinde
bildiğine inandığım hususu hatırlatmak isterim. Biz göreve
geldiğimizden beri gerginlik ve kaostan uzak durmaya çabaladık.
Daima büyük resme odaklanan. Ülke futbolunun bugününe ve geleceğine
adımlar atan bir ekibiz. Bazı adımları atarken camiamızdan gelecek
tepkileri göze aldığımız zamanlar oldu. Futbolun geleceği adına
doğruları adına her şeyden üstün tutan duruşumuzdan vazgeçmedik.
Son günlerde TFF’nin harcama limitler, bankalar birliği yeniden
yapılandırması gibi birçok önemli konuda çeşitli platformda hem
resmin bütününü hem de genel sorunlara odaklandık. Bu sorunlar
çerçevesinde herkesin faydalanabileceği çözümler üretmeye
odaklandık. Benzer sorunlara ortak çıkarlara sahip paydaşlar olarak
her daim aynı masanın etrafında toplanmamız gerektiğine inandık.
Fakat daha öncede söylediğim gibi bugün gelinen noktada sesi çok
çıkanın haklı kabul edildiği, ortak çıkarlardan ziyade önce ben
diyenlerin aldığı futbol ikilimi bizi farklı yöneltmeye zorluyor.
Herkes bilir ki biz Fenerbahçe camiası olarak gereğini yapmak
konusunda bir an bile tereddüt etmeyiz. Haklarımızı korumak ve adil
bir spor ortamını test etmek için her türlü mücadelenin içine
gireriz. Aslında son dönemde sorduğum sorular karşısında muhtelif
ve kurumlardan aldığımız reaksiyonlar bunları sormanın ne kadar
haklı olduğunu bize göstermekte. Cumhurbaşkanımızın buraya yüksek
divan kurulu toplantımıza teşrifleri sonrası yaşanan süreçte dikkat
çeken olaylar yaşanmaya başladı. Kulübümüz bazı çevrelerin açık
hedefi haline geldi. Bazı kendini bilmez medya mensupları kulübümüz
ile Cumhurbaşkanımızı karşı karşıya getirmek için yoğun çaba sarf
ettiler. Öncelikle net bir şekilde belirtmek isterim ki ne bizim
bugüne kadar söylediklerimiz, ne de ifade edeceklerimizde,
Cumhurbaşkanımıza ve iktidar partimize karşı bir tutumumuz yoktur,
olmamıştır, olmamalıdır. Bu bağlamda kimse camiamızı kendi siyasi
hesaplaşmasına dahil etmeye çalışmamalıdır. Büyük Fenerbahçe
camiası içerisinde her türlü siyasi görüşü barından saygı duyan
ancak ve ancak kararlarını alırken hiçbir siyasi görüşün etkisi
baskısı altında kalmayan yapıya sahiptir. Cumhurbaşkanımızın
ziyaretinden sonra bazı kesimler rahatsız oldu ki mütemadiyen bizi
kendisini partisini karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Aynı dönem
içerisinde fazlasıyla dikkatimizi çekmeye başladı. Hem kulübümüzün
hem de özellikle şahsımın sistematik organize kara propaganda
kampanyasının hedefi haline getirilmemizdir. Sosyal medyada bot
hesaplar ve sahte hesaplar üzerinden sadece 3-5 bin tweet atarak
negatif gündem oluşturmak mümkündür. Ben dahil sosyal medyada
olmayan çoğu insan algoritmayı anlamakta zorlansak da bu dünyanın
içinde olanlara mesaj var. Asimetrik gündem oluşturmanın ne demek
olduğunu, kimleri kastettiğimi gayet iyi bilirler. Son 3 ayda 24
defa olumsuz gündemler başlığı altında ‘trend topic’ yapıldık. 3-4
günde bir değişik olumsuz başlıklar altında genellik ben zaman
zaman kulübümüz itibar saldırısına maruz bırakıldık. Bunu bir
tesadüfle izah etmek mümkün değil. Bunu siyasette yaşıyorduk sporda
yaşamaya başladık" dedi.
“Trabzonspor sırtını devlete dayıyor”
Antalya’da daha önce Trabzonspor’un sırtını devlete dayadığı
hakkında yaptığı açıklamasına da değinen Koç,
"Fenerbahçe’nin menfaatlerini korumak ve buna göre konuşma
sorgulama tutumu ile 12 Ocak tarihinde Antalya’da bir basın
toplantısı düzenlemek zorunda kaldık. Basın aracılığıyla bazı
konulara dahil endişelerimizi dile getirdik. Hiç beklemediğimiz bir
şekilde kulübümüzün çıkarlarını korumak adına yaptığımız bu basın
toplantısını takip eden günler içinde taraflı tarafsız pek çok
kesimden aldığımız mesajlar bu düşüncelerde yalnız olmadığımızı
gösterdi. Basın toplantısı sırasında değindiğim konulardan bir
tanesi mütemadiyen adil rekabetten bahseden Trabzonspor başkanına
vermek zorunda olduğum Trabzonspor’un sırtını devlete dayaması
hususuydu. Açıklamanın bu kısmıyla ilgili sponsorluklar localar
devlet bankalarıyla krediler ile ilgili söylediklerimin
arkasındayım. Cumhurbaşkanımızın önderliğinde sporun gelişmesi
konusunda son derece aktif bir tutum sergilenmiştir. Bu doğrultuda
yıllardır bu kulüplere yardımcı olmaya destek verilmiştir. Sadece
futbol için değil birçok branşın gelişimi için teşvik ve yatırımlar
yapılmıştır. Oysa ki bizim Antalya açıklamasında bahsettiğimiz
sırtını devlete dayamak konusu bundan çok daha farklıdır. Kesin
bugüne kadar emsali görülmemiş durumdur. Bugün elimizde olan
bilgilerin detaylarına burada girmenin yeri ve zamanı olmadığını
düşünüyorum ancak Ahmet Ağaoğlu ile istediği her platformda bu
konuları konuşmaya hazır olduğumu bilmesini isterim. Şunu da
söylemek istiyorum biz iyiye iyi, yanlışa yanlış, kötüye kötü
demeyi ilke edinmiş bir yönetim kuruluyuz. Trabzonspor Kulübü büyük
kulüplerden çok daha az bütçeyle yarışmaktadır, büyük kulüplerden
çok daha fazla genç oyuncu oynatmaktadır. Bunun da ne kadar önemli
olduğunu, başarılı bulduğumu Ağaoğlu’nun kendisine bizzat söyledim.
Bunu söylerken de kendisine aynı şekilde Türkiye’de en çok
sahiplenen takım olduğunu destek gören takım olduğunu, neredeyse en
büyük medya gruplarından birinin kendilerinin yanında olduğunu
söyledim. Televizyonda bunları konuşmamın sebebi bu. Biz burada bir
söyleyeceğiz çoğu yayınlanmayacak, işleri geldiği gibi
yayınlayacaklar. Bizim medyamız yok. Bizi haklı olduğumuz zaman
haklı kalmamızı isteyen çoğunlukta yok. Bu sebeple TRT Spor’daki
programda yapmış olduğum kulüp başkanları çağrımı yineliyorum, hiç
şüphe yok ki adil rekabetin oluşmasına zarar vereceğine inandığımız
bütün desteği, bu çekişme bir kulübe Fenerbahçe arasında
geçmemektedir. Kümede kalanlarla tepeye oynayan kulüpleri
etkilemektedir" şeklinde konuştu.
“Bir bakanımızın açıklamaları şaşkınlığa sebep
oldu”
Trabzonspor maçının ardından Ulaştırma Bakanı Mehmet Cahit
Turhan’ın açıklama yapması ile ilgili de konuşan Koç: "Antalya’daki
bu çıkışlarımızdan dolayı siyaseti futbola taşımakla suçlandık.
Belki de yarın tehdit edileceğiz. Oysa ki bazı siyasiler, burasının
altını çiziyorum, devletimizin gücünü ve imkanlarını kullanarak
ilgili kulübe ne kadar maddi destek ve fayda sağladıklarını,
muhtelif ortamlarda gerek kendileri gerek camianın ileri gelenleri
şehrin milletvekilleri yerel yöneticileri yaptıklarından övünerek
hiç sakınmadan ifşa etmekten kaçınmadılar. Bunlarla beraber açık
açık bir kulüpten yana tavır alıyorlar. Şampiyon olmasını
istediklerini ifade ediyorlar net bir şekilde. Bir şehrin
milletvekili olarak falan normal olabilir ama bundan ötesi normal
değil. Hal böyleyken bu mevzuların sadece ufak bir kısmına
değinmekle biz mi siyaseti futbola karıştırmış oluyoruz. Spor
medyasının bir kısmı bu gerçekleri araştıracağına bizi hedefe koyup
sanki iftira ediyormuşuz gibi bize saldırıyorlar. Tüm bunların
üzerine oynadığımız son maçın ardından açıklamalarda bulunan bir
bakanımız, aslında endişelerimizi parçalayan bir açıklama yaptı.
Bizzat devletimizin bakanı tarafından iki Türk takımının maçından
sonra bir tarafın galibiyetini kutlaması, şampiyonluk için açıklama
yapması şaşkınlığa sebep oldu. Tabii ki hepimiz çocukken bir takım
tutuyoruz ama belli mevkilere geldikten sonra bu kadar açık bir
şekilde ifade etme lüksümüz olmuyor. Toplumu, vicdanları huzursuz
etmemek adına olmaması gerekir. Bundan hakemler de etkilenebilir.
Federasyon da, karar verenler de etkilenebilir, kurular da
etkilenebilir, futbolun dinamikleri bozulabilir. Cumhurbaşkanımızın
titizlikle korumaya çalıştığı sporda eşitlik ve tarafsızlık
ilkesini devlet kademelerinde doğru ve anlaşılması elzem olduğudur.
Fenerbahçe olarak diğer dile getirdiğimiz konuda her fırsatta
Fenerbahçe’nin karşısında oluşan medya grubudur. Bu grup gazetesi
ve televizyonu ile topyekun Fenerbahçe’ye karşı karşıyadır. Bizi
devletimizle karşı karşıya getirmek isteyenler bu mecradakilerdir.
İlk hedefi bir takımı şampiyon yapmak, kulübü ve şahsımı
itibarsızlaştırmaktır. Bu ülke tarihi boyunca ilk defa sistematik
bir şekilde bir takıma sahip çıkarken bir başka takımına da
sistematik bir şekilde olumsuz propagandalarla algı operasyonu
yapan medya yaklaşımına şahit oluyor. Geçen hafta maçımızı oynadık,
iki pozisyonu dikkatinize getirmek isterim. Bu pozisyonun tam tersi
gerçekleşse ne olurdu. Aut olması gereken top korner verildi.
Olabilir hakem hatası ama o korner döndü gol oldu. Onun yerine
bizim golümüz böyle gerçekleşmiş olsaydı... İkinci pozisyon
Vedat’ın attığı gol. Kruse kaleciye dokunmuyor, faul veriliyor,
golümüz sayılmıyor ve maçın sonunda yaşanan bu pozisyon tam tersi
gerçekleşse kıyamet kopardı. Ne federasyon, ne Zorlu toplantısı, ne
federasyon başkanının Fenerbahçelili, MHK Başkanı’nın Koç çalışanı
gibi laflar... Kıyamet kopardı. O hakeme bir daha maç verilmezdi.
Medya gücüne sahip olmak algı operasyonu yapmak dediğim bunlar. Biz
bunlarla mücadele etmeye çalışıyoruz. Hepsini bizden beklemeyin
camiamızın ileri gelenleri olarak sizler de adım atın. Muhabirleri
cezalandırmak felsefemize aykırı. Üzülmemenizi, kafanıza
takmamanızı istiyorum. Bana ’Yok efendim bu adam senin hakkında
nasıl konuşur’ demeyin, bu tip adamların konuşması bizi yüceltir.
Taraftarlardan ricamız ana hedefi bizi itibarsızlaştırmak olan söz
konusu medya kuruluşunu gerek manşetleriyle gerekse köşe
yazarlarının ortaya attığı akıl ve mantıkla bağdaşmayan mesnetsiz
ispatsız durumları ciddiye almayın, kafanıza takmayın. Federasyon
deniyordu, bizi şampiyon yapacaktı, başkanı Fenerbahçeli deniyordu.
Biraz bakalım işin aslı astarı öyle mi? Özellikle son dönemde TFF
ile fikir ile ayrılıklarımız var. Birazcık da bunlardan bahsetmek
istiyorum. TFF görev süresi boyunca maalesef verdiği veremediği
hatta zaman zaman nasıl verdiğini mantıkla izah edemediğimiz
kararlarıyla Türk futbolunda karmaşaya sebep olmaktadır. Hakem
atamaları ile alakalı gittiğimizde 7’nci hafta falandı. Zorlu
ziyaretinin ana nedeni, hakem atamalarıydı. Bugün geldiğimiz
noktada kazandığımız 11 maçın hakemlerinin 9’u saha hakemi olarak
görev almamış. Bunu sormak istedik niye böyle oluyor diye. Burada
açık bir mesaj var. Anlattılar kendilerine göre mantık sundular.
Dinledik, mantığı anlamak ile beraber işleyişini kabul etmediğimizi
söyledik. Başakşehir maçı Fırat Aydınus, ne oldu o maçta da bir
sonraki maça atanmadı. Kimse hakemden yakınmadı. Rakip takım hak
ederek kazandığımızı söyledi. Arda Kardeşler ilk maçımızı yönetti,
5-0 kazanmıştık 3 penaltı verildi sonra 2 hafta maç alamadı. Aynı
hakem haftalar sonra Kayseri deplasman maçımızı yönetti. Bu maçta 3
penaltımız verilmedi, bunlar tartışıldı programlarda. Ama bu hakem
bir sonraki hafta maç aldı. İlk maçta 3 penaltı verdi, 2 hafta maç
almadı. Kayseri’de bu hataları yaptı maç aldı. Tatmin olamadığımız
kısım bunlar. Göztepe ile maç yaptık 2’nci golü attık golü vermek
için 4 dakika 17 saniye beklediler, izahatını alamadık. Kayseri’de
maç yaptık saha dışında kaptanımız Emre Belözoğlu diyaloğa girdi,
bir şey olmadı maç devam etti. Sonra öğrendik ki mevzuata göre
Emre’nin ceza alması mümkün değilken, hakemlerden konuyla ilgili ek
rapor istendi. Ceza veremeyecek bir konuda rapor istemen hakemlere
mesaj vermek değil mi? Gaziantep maçımızda kart bile görmemesi
gereken Vedat Muriç niyet okuyarak PFDK’ya sevk edildi. İnanın ceza
vereceklerdi. Ama ne olduysa veremediler, ne oldu bilmiyorum. Ama
bu şekilde bir sevkin niyeti, amacı nedir, hedefi nedir? Son olarak
devre arası transferleri... ’Fenerbahçe’ye nasıl transfer
yaptırmayız’ mantığıyla TFF harcama limitleri konusunda kılı kırk
yararak yaptığımız her başvuruda yeni bir uygulamayla hareket
edenler, kendileriyle ayrışmamızın ana sebeplerini teşkil etti"
dedi.
"Asıl olay Fenerbahçe’ye transfer yaptırmamak"
Harcama limitlerinin artırılması ve yapılandırma konusuna değinen
Koç, "Biz yeniden yapılandırmayı yapamadık. Yapamadık değil,
sebeplerini anlatmıştım. Dolayısıyla harcama limitlerimizle bu
anlaşmayı yapan kulüplere göre farklı ele alındı. Biz kendi
imkanlarımızla yapmaya çalıştık, bankalarla görüştük. Yaptığımız
her görüşmeyi lisans kuruluna verdik, bazıları kabul edildi
bazıları edilmedi ama bir denkleştirme mantığıyla ele alındı. Bir
yerde yaptığın başvuru kabul edildi, birebir aynı başvuru kabul
edilmedi. Sonra öyle bir noktaya geldi ki iş, kabul edilmesi
gerekenler edildi, bu sefer geçmişte verilen harcama limiti
hakkında üstüne çıkarmaya çalıştığımız hak geri alındı. Bize
limitler verildi ama daha önceki limitler alındı. Nihat Bey çıkıp
hafifte böyle alaycı bir şekilde ’transfer yaptılar ya’ diye bir
şeyler söylüyor. Biz Falette’ye lisans çıkartabildik. Burada da
futbolcumuz Sadık’a teşekkür etmek istiyorum, o maaşından bir kısım
fedakarlık yaptı. O şekilde Falette’ye lisans çıkartabildik. Bizi
bir şey yapamayacak hale getirdiler. Son derece yorucu ve gönül
kırıcı bir süreç yaşadık. Ama oradaki olay ’Biz nasıl Fenerbahçe’ye
transfer yaptırmayız.’ 30-40’a çıktı indi falan, gene algı
operasyonlarıyla Fenerbahçe istiyor konumuna getirildi. Nihat Bey’e
söyledik istedik mi diye, istemedik. Çık söyle kimin istediğini
dedik. Son basın toplantısında Fikret Orman ve Adil Gevrek’in
ismini vermiş ama yaz aylarında. Daha limitler belli olmadan. Ama
30-40 tartışmasından çok önce Orman bıraktı. Çok doğru argümanlarla
bu sene ilk senemiz limitleri yüksek tutalım herkes için. Fakat ne
hikmetse Nihat bey söylemiyor kiminle yaptığı görüşmeden sonra 30’u
40’a çıkardığını. O kulübün görüşmesindeki argümanlarda haklıydı.
Limiti açıklıyorsun transferler yapıldıktan sonra. Ondan sonra
yayıncı kuruluş indirime gidiyor. Haklı nedenlerle o kulüp istedi.
Basın önünde niye söylemiyor Nihat Bey. Hiç alakası olmayan konuma
getiriyorsunuz. Asıl rol sahibi olan kulübün adının geçmemesi
enteresan" şeklinde konuştu.
"Nihat Özdemir, kendi yönetim kurulu üyelerinin bir
tanesini bile seçemiyor"
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir ile ilgili konuşan
Ali Koç, "Zorlu görüşmesi ile ilgili konuştuk. Bu ne ilk ne de son.
Nihat Bey çıktı dedi ki başka başkanlarla da görüştük. Güzel de
neden onları söylemiyorsun, yoksa söyleyemiyor musun? Bizim için
son derece rutin bir olay. Federasyonda olacaktı, takvimden dolayı
Zorlu’ya alındı, ondan sonra da başka kulüpler bunu devamlı gündeme
getirdi.
Nihat bey 3 Temmuz’dan bahsediyor. 3 Temmuz’a değinerek yaşadığımız
sürecin 3 Temmuz’la alakası olmadığını en iyi kendisinin bildiğini
ifade etti. Doğrudur. Yaşananlarla aynı değil, söz konusu bile
değil ama hedef aynı. Birinde kazanılan şampiyonluğu almaktı, bugün
de muhtemel şampiyonluğu engellemek. Ama şaşırmıyoruz. Nihat bey,
TFF Başkanı olmadan önce Fenerbahçemizin 4 hafta arka arkaya
yaşadığı hakem hatalarını gündeme getirmemizin ardından tesadüfen
kritik bir lig maçının sabahı bir beyan vererek ’Ben bu federasyona
kefilim. Fenerbahçe başarısızlığına mazeret aramasın’ demişti.
Halbuki aynı hafta yaptığımız görüşmede TFF ile ilgili tam tersi
bir bilgisi olduğunu paylaştı. Bilen bilir Nihat beyi. Bu
çelişkilerle hayatına devam eden başkanımızın bu süreçte bizlere
hak vermesini beklemiyorduk, yeter ki gölge etmesin. Federasyonun
kurulma aşamasında ne kadar önem veriyorduk, Türk futbolu için son
durak demiştik. Elimizden gelen desteği verdik. 1 kişi dahi tavsiye
edip ne kurullara ne federasyona herhangi bir baskı yapıcı olmadık
ama biz de safmışız sonra neler öğrendik. Meğerse itinayla seçilmiş
Nihat Bey. Kulüplerde şikayet var çözüm yok diyor. Kulüpler Birliği
olarak lütfedip inceleyip bakıp dönmüyorlar görüş almıyorlar. En
doğru olduğuna inandığınız kararları alabilmelisiniz. Her kararda
oybirliği gerekecekse TFF’ye ne gerek var, o zaman aramızda
toplanır alırız kararları. Krizleri çözmek için daha sağlıklı
iletişim yapmalısınız. Bıçak kemiğe dayanana kadar sessiz kalmayın.
Krizleri çözmek için toplantı yapacaksanız yeni krizleri yönetecek
üst akla sahip olun. İstifası konuşuluyor, ateş olmayan yerden
duman çıkmaz. İstifa etmeyecekseniz dost ortamında istifa edeceğim
demeyin. Kulüpler olarak sütten çıkmış ak kaşık değiliz. Ama bu
kadar kavganın sebebi ana otorite olan TFF’nin güven ve güç
kaybından ötürü gerekli kararları alacak dirayeti gösterememesi,
adaletli ortamı sağlamamasına yönelik yeterli hamleler yapamaması.
TFF başkanlığı zor bir görevdir. Belki de en ağır görevlerden
biridir. Bu görevi yerine getirirken kendi yönetim kurulu üyenizin
bir tanesini bile seçemiyorsanız, işiniz bir o kadar daha zor. Özel
ve ticari sebeplerden dolayı manevra alanınız zorsa işiniz çok zor.
Allah Türk futbolunun yardımcısı olsun" diye konuştu.
“Mustafa Cengiz için oyun oynanırken kural
değişti"
Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz hakkında konuşan Ali Koç, "Bizim
puan silmemize kafayı takmış. Öyle bir durum yok da, öyle bir durum
olsa da merak etmeyin Mustafa Bey, TFF size bırakmaz kendi siler.
Diyor ki ’Eskişehirspor ve Bursaspor’un puanı silindi.’ Sapla
samanı karıştırmayın. Alakası yok. Çünkü onlar futbolcu ödemelerini
yapmadıkları için yurt dışından ceza aldılar. Dolayısıyla 3 puan
silinecekse de bir sonraki sezon silinecek, hatırlatayım. Ama
kendisinin hızına yetişmek çok zor. Her söylemine cevap vermeye
kalkarsak günlük işlere odaklanamayız. Kendisi o kadar çok gaf
yapıyor ki hangisine değineceğime şaşırıyorum. Zaten zaman zaman
kendisinin ne dediğini anlamak zor. Söylediklerini deşifre etmekte
zorlanıyoruz. Garip cümleler kuruyor. Kimi zaman hayvanlar
aleminden, kimi zaman yemeklerden. Sürekli birbirleriyle çelişen
söylemlerde bulunuyor. Her birine cevap verip burada vaktinizi
almayacağım. Tekrar TV çağrımı yeniliyorum. O onu, bu bunu dedi
olmasın, kamuoyunu rahatlatalım, hem de üç beş kuruş para
kazanırız. Bu formatla TV’ye çıkarsak yayıncı kuruluşun da, diğer
kanalların da para kazanmasına sebep oluruz. Çıkalım orada
konuşalım. Son dönemde 2 konu hakkında konuşuyor. Oyun oynanırken
kural değişmez diyor. Bir de şeffaflık diyor. Ama bir şeyi
unutuyorsunuz Mustafa Cengiz. Sırf sizin için talimat değişti geçen
sezon. Sırf sizin için. Federasyon talimatlarının 97. maddesinde
hak mahrumiyeti cezası var. Bu maddede geçen sezon birinci madde
diyor ki, ’Hak mahrumiyeti cezasıyla cezalandırılan kişiler
müsabakalara iştirak edemez.’ Kulüp mensubu olarak hiçbir
faaliyette bulunamaz, stadyumlara giremez diyor. Sonra cengiz 150
gün ceza alıyor. Mektup yazıyorlar federasyona, yardım istiyorlar.
Bu madde değiştiriliyor. Madde ekliyorlar. Kulüp başkanlarının
aldıkları hak mahrumiyeti cezası protokol tribünü hariç girişlerine
engel olamaz. Sırf başkanlar için değişiyor bu durum. Oyun
oynanırken kurallar değişmezdi ya, sizin için değişmiş. Bu sene de
eski haline getiriliyor bu kural. Ya unutuyorsunuz, ya bizim
unuttuğumuzu zannediyorsunuz. Hangisi doğru bilmem ama hangi birine
cevap verelim. ’Biz 6 yedik Fenerbahçe’den ama şampiyon olduk’
diyor, o sene Beşiktaş şampiyon oldu. Hangi birine cevap verelim.
Harcama limitlerinde esneklik tanınmaması için mücadele ediyor,
omuz omuza mücadele ediyor. Aynı Cengiz diyor ki, ’UEFA kurallarına
göre 5 milyon zarar etme limitimiz vardı ama biz 1 milyar TL zarar
etmiştik. Ancak UEFA bunu anlayışla karşıladı onlara teşekkür
ediyoruz.’ UEFA’nın sizin için kuralları esnetmesini anlayışla
karşılıyorsunuz, ama kendi ligimize geldiğimiz zaman bu durumda
kamuoyunu baskı altına alıp federasyonu etkiliyorsunuz, bu nasıl
bir çelişkidir. ’Biz şöyle vergi ödemişiz, Fenerbahçe oyuncularının
maaşlarını açıklamıyor.’ Biz SPK’ya açıklamamız gereken her şeyi
açıklıyoruz, menajerlik ücretleri de dahil. Biz bilmiyorduk 10 bin
Euro menajerlik ücreti harcadık demeyi. Ta ki, siz bize ders
vermeye çalışmaya başlayana kadar. Siz ders veremezsiniz de. Siz
niye 10 bin Euro harcadınız dedik, ’Ben bilmem, 13.6 milyon Euro
ödedim. Nerede bu para? Yolda mı düştü, ben de bilmiyorum’ diyor.
Hani şeffaflık. Anlaması zorlu durumlar bunlar" ifadelerini
kullandı.
“3 Temmuz sözde şike davasının bir kumpas olduğuna
inancımız tamdır”
3 Temmuz süreci hakkında da konuşan Koç, "Bizim için artık kabul
edilemez bir şekilde uzayan, son yapılan bozma kararıyla midemizi
bulandıran bu süreçle ilgili iyi haller de oluyormuş. Onu dün
aldık. Geldiğimiz noktada herhangi bir örgütün olmadığı ispatlanmış
oldu. Her şey bitmiş değil. Başkanımız Aziz Yıldırım ve
yöneticilerimizin örgüt kurduğuna dair suçlamaların asılsızlığı
Yargıtay tarafından netleşmiştir. 3 Temmuz sözde şike davasının bir
kumpas olduğuna inancımız tamdır, daha da kuvvetlenmiştir.
Kesinleşen bu kararların camiamıza hayırlı olmasını temenni
ediyoruz" diye belirtti
"Kurşunlanma olayı hala çözülemedi"
5 sene önce Rize deplasmanı dönüşü takım otobüsünün Trabzon’da
kurşunlanması olayının çözülememesi durumu hakkında da konuşan Koç,
"Trabzon coğrafyasında yaşanan bu skandal olayın üzerinden 5 yıl
geçmesine rağmen şüpheliye rastlanılmamıştır. Var olan teknolojiler
göz önüne alındığında hala en ufak detaya ulaşılmaması, herhangi
bir detaya ulaşılmaması anlaşılabilir değildir. 50 kişinin ölme
ihtimali olan, Fenerbahçe gibi bir camiaya yapılan saldırının
açıklığa kavuşturulmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. 10
Temmuz 2019 tarihinde arkadaşlar Trabzon ziyareti yaptı ve Başsavcı
ile görüştü. 2019 sonuna kadar soruşturmanın biteceği yönünde
ifadeler kullanıldı. 8 Şubat 2020 itibariyle halen bir şeyin
gerçekleşmediğini görüyoruz. Olaydan 5 yıl geçtikten sonra bu
konunun samimi bir şekilde aydınlatılmaya çalışmadığı düşündüğümüzü
ve anayasal haklarımızı kullanarak yapacağımız girişimlerle
bulunmak durumunda kalacağımızı ifade etmek istiyorum" diyerek
sözlerini tamamladı.