Mustafa Varank'tan olay Abdullah Gül iddiaları

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Gezi Parkı olaylarının perde arkasında yaşananları anlattı. Abdullah Gül ile Erdoğan'ın konuşmalarını aktaran Varank, ''O zamanları düşündüğümde 'acaba bir danışıklı dövüş var mıydı?' diye de kendi kendime soruyorum'' dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank Gezi Parkı olaylarının çıktığı döneme ilişkin çok konuşulacak açıklamalarda bulundu.

O dönem olayların perde arkasında Erdoğan ve Gül arasında geçen diyalogları açıklayan Varank, tüm bunların danışıklı bir dövüş olabileceğini düşündüğünü söyledi.

ABDULLAH GÜL'ÜN 'GURUR DUYDUM' AÇIKLAMASI

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Gezi Parkı eylemleri ile ilgili, "Gurur duydum" açıklamasına tepki gösterdi.

GEZİ PARKI'NIN MÜSEBBİBİ ABDULLAH GÜL'DÜ

Varank, Gezi olaylarının başlangıcındaki CHP mitinginin, dönemin Cumhurbaşkanı Gül'ün ısrarı üzerine Taksim Meydanı'nda yapıldığını belirterek, "Dolayısı ile Abdullah Bey'in gurur duyduğu hadiselerin aslında müsebbibi biraz da kendisidir.''

ACABA BİR DANIŞIKLI DÖVÜŞ MÜ VAR?

O dönem olaylara müdahil olan Abdullah Gül'le ilgili flaş bir iddia oraya atan Varank, ''Çünkü kendisinin ısrarı ile CHP o meydana girdi ve o meydan 2 ay boyunca işgal edildi. Ben şimdi o zamanları düşündüğümde 'acaba bir danışıklı dövüş var mıydı?' diye de kendi kendime soruyorum" ifadelerini kullandı.

BUNLARIN HİÇBİRİ GURUR DUYULACAK İŞLER DEĞİL

Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Gezi olayları ile geçtiğimiz günlerde söylediği sözlerini hatırlatan Varank, "Geçenlerde bir açıklaması oldu; dedi ki 'bizim gurur duyduğumuz hadiselerdir'.

Ben o zamanları hatırlıyorum. Sokaklardaki vandallığı hatırlıyorum. Türkiye'nin ekonomisine nasıl sabotaj yapıldığını, uluslararası kanallarda 'ekonomiyi durdurursak Türkiye durur' dendiğini çok iyi hatırlıyorum.

Bunların hiçbiri gurur duyulacak şeyler değil. Taksim Meydanı'nın terör örgütlerinin panayır alanı haline geldiğini, 2 ay kadar orayı nasıl işgal ettiklerini ben çok iyi hatırlıyorum. Bunlar asla gurur duyulacak hadiseler değildi, bunlar Türkiye'nin geleceğine kasıtla yapılan hareketlerdi" diye konuştu.

'BUNU KİMSE BİLMEZ ERDOĞAN MEYDANI AÇMAYIN DEMİŞTİ'

Varank, olayların başlangıcının 27-28 Mayıs civarı olduğunu ifade ederek, "Hatırladığım kadarı ile 1 Haziran'da CHP'nin Kadıköy'de mitingi olacaktı. O zamana kadar birkaç ağaç bahanesi ile gösteriler yaygınlaşmaya başlamıştı.

Kalabalıklar Taksim Meydanı'nda toplanmaya başlamıştı; ama polis göstericilerin Taksim Meydanı'na girmesine müsaade etmiyordu.

1 Haziran'da CHP'nin Kadıköy'de mitingi olacaktı; ama CHP bu mitingi iptal ederek, mitingi öğleden sonra Taksim'de yapacağını duyurdu. Burada tek amaç o meydana giremeyen kalabalıkları, vandalları o meydana sokmaktı. Bunun hazırlığını yapıyorlardı.

Bunu pek kimse bilmez; ama Sayın Cumhurbaşkanımız meydanın asla açılmaması talimatını verdi. Çünkü ileride neler olabileceğini gayet iyi hesap ediyordu" dedi.

ABDULLAH GÜL'ÜN MEYDANI AÇIN TALEBİNE ERDOĞAN GİRERLERSE ÇIKMAZLAR DEDİ

Bakan Varank, o zamanki Vali, hatta İçişleri Bakanı'nın Erdoğan'a "Burayı açamaz mıyız?" diye sorduklarını hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Sayın Cumhurbaşkanımız dedi ki; 'asla biz bu meydanı bu göstericilere açamayız, bu meydana girerlerse bir daha asla çıkmazlar'.

O gün öğlen civarında Sayın Cumhurbaşkanımızı Abdullah Gül aradı ve dedi ki; ben rica ediyorum, lütfen müsaade edin, CHP meydana girsin, sonra zaten kendileri oradan ayrılacaklar'. 

Sayın Cumhurbaşkanımız aynı şeyleri kendilerine de söyledi, 'Abdullah Bey siz bunları tanımazsınız, bu işleri çok iyi bilmezsiniz, eğer bunlar bu meydana girerlerse bu meydandan bir daha asla çıkmazlar.

Madem ısrar ediyorsunuz buna müsaade edeceğim ama çok pişman olacaksınız ' dedi ve talimatını verdi.

CHP kortejinin gelmesi ile birlikte polisler meydandan çekildi ve herkes meydana girdi. Bundan sonra ki hadiseleri siz zaten gayet iyi biliyorsunuz. 2 ay boyunca o meydanı işgal ettiler. Oradan ayrılmadılar.

Türkiye’nin her tarafında, yakma, yıkma, vandallık faaliyetleri arttı, sokakları adeta terör alanına çevirdiler. Türkiye'yi 2 ay boyunca adeta kilitlemiş oldular. Dolayısı ile Abdullah Bey'in gurur duyduğu hadiselerin aslında müsebbibi biraz da kendisidir.

Çünkü kendisinin ısrarı ile CHP o meydana girdi ve o meydan 2 ay boyunca işgal edildi. Ben şimdi o zamanları düşündüğümde 'acaba bir danışıklı dövüş var mıydı?' diye kendi kendime soruyorum" ifadelerini kullandı.

NEFİSLERİNE MAĞLUP OLDULAR! KOLTUK YOKSA YOKUZ DEDİLER

Varank, yeni parti kuran Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan ile ilgili de değerlendirmeler yaptı.

Varank, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın uzun yıllar çalıştıkları, mesai arkadaşlığı yaptıkları kişiler olduğunu ifade ederek, "Ben iki hareketin de ihtiyaçtan ortaya çıkmış hareketler olduğuna inanmıyorum. Siyasette nefis meselesi çok önemli bir meseledir. Eğer nefsiniz güçlü ise egonuz yüksekse bir yolda dava arkadaşlığı yapmayı zaman zaman kaldıramayabiliyorsunuz.

Ben bu arkadaşların bir ihtiyaçtan değil, kendilerine bir zamanlar verilen görevlerin kendilerinden alınması sebebi ile bunu kendi nefislerine yediremedikleri için bu işlere giriştiklerine inanıyorum, bunu resme baktığımda okuyabiliyorum.

Dediğim gibi biz bu insanlarla uzun süreler çalıştık. Gündemde olduğu için tabii ki diğer isimlere de baktım. Orada özellikle daha önce partimizle ilişkisi olmuş kişilerin de aynı dertten muzdarip olduğunu görebilirsiniz.

Eğer koltuk varsa sizinle beraberler, eğer koltuk yoksa sizinle beraber değiller" dedi.