Meral Akşener, Osman Kavala'nın eşi Ayşe Buğra'yı da savundu
Gezi Parkı ayaklanması ve 15 Temmuz hain darbe girişimine ilişkin sürdürülen davalarda yargılanan Osman Kavala'nın eşi Ayşe Buğra'nın, Boğaziçi Üniversitesi üzerinden başlatılmak istenen yeni bir kalkışmaya destek verdiği ortaya çıkmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ''Osman Kavala denilen, bu ülkede adeta Soros ofisi olan, temsilcisi olan kişinin karısı da yine aynı şekilde Boğaziçi Üniversitesi'nde bu provokatörlerin içinde yer alan bir kadındır.'' sözlerine Akşener'den bakın ne yanıt geldi...
Gezi kalkışmasında yargılanan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında da, "casusluk" suçundan tutuklanan işadamı Osman Kavala'nın; "lezbiyen", "gey", "biseksüel"lerle ilgili çalışmalar yapan dernek ve vakıflara 1 milyon 384 bin 380 TL para yardımında bulunduğu tespit edildi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olaylarda, gösterilere katılan ve destek veren akademisyenler arasında Osman Kavala'nın eşinin de yer aldığı belirtilerek, bu olayları nasıl yorumladığına ilişkin soru üzerine, şu ifadeleri kullanmıştı:
"Aynı zihniyet biliyorsunuz. Osman Kavala denilen, bu ülkede adeta Soros ofisi olan, temsilcisi olan kişinin karısı da yine aynı şekilde Boğaziçi Üniversitesi'nde bu provokatörlerin içinde yer alan bir kadındır. Şimdi biz ülkemizi, böyle nadide bir üniversitemizi, 'Alın istediğiniz gibi karıştırın' mı diyeceğiz? Buna bir defa bizim müsaade etmemiz mümkün değil"
MERAL AKŞENER, OSMAN KAVALA'YI SAVUNDUĞU GİBİ EŞİNİ DE SAVUNDU
Erdoğan'ın bu sözlerine Osman Kavala'nın yılmaz savuncularından Meral Akşener cevap verdi.
Grup toplantısında konuşan Akşener, Erdoğan'ın Ayşe Buğra ve Osman Kavala hakkındaki sözlerine şu ifadelerle sert çıktı:
Profesör Ayşe Buğra Hoca için ne dedi; “Türkiye'de, Soros'un adeta ofis temsilcisi olan birinin karısı.
Sayın Erdoğan; Senin bilimle, araştırmayla pek alakan yoktur ama, ben yine de anlatayım. Ayşe Buğra, her şeyden önce, çok kıymetli eserleri, dünyaca bilinen önemli çalışmaları olan, çok değerli bir akademisyenimizdir.
Birçok başka alanın yanı sıra, Türkiye'de iş dünyası ile devlet arasındaki ilişkileri incelediği çalışmalarıyla da, literatüre önemli katkılar yapmış önemli bir bilim insanımızdır. Ama aynı zamanda Ayşe Buğra, rahmetli Tarık Buğra'nın da kızıdır.
O Tarık Buğra ki, senin fesline, burma bıyıklına benzemez. O Tarık Buğra ki, TRT'nin TRT olduğu zamanlarda, bu millete ecdadını hakkıyla anlatan, milli mücadele ruhunu hakkıyla aktaran dizilerin uyarlandığı, muhteşem romanların yazarıdır. Sen artık kabak tadı veren cehaletinle, bunları bilmeyebilirsin.
Terbiyeli olacaksın. Efendi olacaksın. Bu sözler, devletin başına yakışmaz.
Cuma namazı çıkışında abuk sabuk konuşup, abdesti gıybetle bozmak, bu ülkenin Cumhurbaşkanı'na yakışmaz. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Boğaziçi üniversitesinin 36 yıllık şerefli bir hocasını, Milletimizi gururlandıracak bilimsel çalışmalar yapmış bir kadını, hedef tahtasına koyamaz.
Ayıptır. Günahtır. Sen eskiden siyasetin raconunu bilirdin. Hapisteki birinin ailesine (Prof. Ayşe Buğra’nın eşi Osman Kavala 3.5 yıldır tutuklu) laf edilmeyeceğini de bilirdin. Saray'a girdiğinden beri ne racon kaldı, ne nezaket kaldı, ne de izan kaldı.
Yazıklar olsun. Bu vesileyle, Sayın Erdoğan'ın iş dünyasıyla kurduğu, bu çarpık ilişkiyi, daha iyi anlamak isteyen gençlerimizi, Ayşe Hoca'nın eserlerini okumaya davet ediyorum.
Özellikle, Türkçesi 1995'te yayınlanan, “Devlet ve İş adamları” kitabını şiddetle tavsiye ederim.