Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan güvenli bölge çıkışı
Suriye meselesiyle ilgili Türkiye'nin tedbirini aldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, F-35'ler konusunda Türkiye'nin müşteri değil ortak olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu
için gittiği New York’tan ayrılmadan önce beraberindeki
gazetecilerin sorularını cevapladı.
Erdoğan, Suriye'de güvenli bölge konusunda Türkiye'nin verdiği
takvimin işlediğini söyledi. Türkiye'nin oyalanacak bir ülke
olmadığını, bölgedeki hava hareketliliğin sürdüğünü anlatan
Erdoğan, Türkiye'nin güvenli bölgeyle ilgili tüm tedbirleri
aldığını ifade etti.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından bazı satır başları;
"‘Bu işi nasıl başarıyorsunuz? Bu işi buralara nasıl getirdiniz?
4 milyon mülteciye nasıl ev sahipliği yapıyorsunuz?’ Tamam da bu
sözün hiçbirisi bizim karnımızı doyurmuyor ki. Bir defa bize
verilen sözleri yerine getirmiyorsunuz. 2016 yılında verdikleri söz
6 milyar Euro. ‘3’er milyar Euro olarak iki taksitte vereceğiz’
dediler. 3 milyar Euro’da kaldı. Hep söylüyoruz, bizim şu anda 40
milyar doların üzerinde yapmış olduğumuz harcama var. Artık bu
adımların atılması gerekiyor.
GÜVENLİ BÖLGE KİTAPÇIĞI
Planlı bir çalışmayla 1-2 milyon civarında Suriyeliyi buraya yerleştirme şansımız olabilir. Burada 150-400 metrekare arasındaki alanlarda yerel mimari ile yapılmış ve ekip biçilebilecek bahçenin, icabında hayvancılık yapılabilecek ahırların olduğu binalarla birlikte bu insanları çadırlardan ve konteyner kentlerden kurtaralım istiyoruz ki bizdeki Suriyelileri de buraya sevk edebiliriz. Burada özellikle başta ABD olmak üzere Rusya, Almanya, Fransa’nın bize gerekli desteği vermeleri lazım. Eğer bu destek gelirse biz de bunun inşaatla ilgili kısmını üstlenebilir ve yoğun bir çalışmayla burada bu işleri tamamlarız.
TERÖRLER MÜCADELE ÇİFTE STANDART KABUL ETMEZ
Güvenlik ve terörle mücadele bir bütündür, çifte standart kabul edilemez. Hepimiz güvende olmadan hiçbirimiz güvende değiliz. Birleşmiş Milletler Genel Kurul hitabım ve görüşmelerim vesilesiyle küresel siyaseti doğrudan ilgilendiren Filistin, Keşmir, Yemen, Libya, Arakan Müslümanları, Ortadoğu ve Körfez’de yaşanan gerilimler, Kıbrıs, Doğu Akdeniz, terörle mücadele ve insani yardım konularına da temas etme imkânı buldum. Dünyanın sessiz kaldığı bu sorunları görmezden gelmemiz elbette mümkün değildir.
İDLİB'DE SÜKUNET VAR
Şu anda İdlip’de bir sükûnet ve suhulet görünüyor ama tedbiri
elden bırakmamak lazım. Çünkü kolay değil burası 4 milyon nüfusu
olan bir yer. Eğer işi gevşek tutarsak, belli bir göç sınıra doğru
başlamıştı, onların da gelme durumu olabilirdi. Şu an itibarıyla
orada da hepsi kendi çadırlarını kurmaya başladı. Gıda yardımları
konusunda AFAD, Kızılay olarak destekleri veriyoruz. O insanları da
belli koruma altına almak durumundayız. Şu anda girişimlerimiz
devam ediyor. Temenni ederim ki Rusya ile yaptığımız bu
görüşmelerden netice alırız.
TRUMP'LA İLİŞKİLER
Sayın Trump’ın göreve geldiğinden bu yana münasebetlerimizin
gayet iyi olduğunu söyleyebilirim. Şu son safhadaki olay özellikle
bizi üzmüştür. Halkım soruyor, ‘F-35 ne oldu, hani gelecekti, niye
gelmedi, siz 1 milyar 400 milyon ödeme yaptınız, ofset kapsamında
bazı parçalarını da ödüyorsunuz, üretiyorsunuz, bu nedir?’ diye
soruyorlar. Sayın Başkan’ın Osaka’daki açıklaması beni çok
umutlandırdı. Bu umudumu kaybetmek istemiyorum ama bizim için S-400
olayı Türkiye Amerika ilişkilerini kesinlikle bozmamalı çünkü
bunlar savunma sistemleri noktasında Türkiye’nin ihtiyacıdır.
FETÖ ELEBAŞININ İADESİ
PKK ve FETÖ gibi terör örgütleri Batı’da cirit atıyor. Aynı şekilde Amerika’da cirit atıyor. Acaba bunlara karşı Amerika, Batı bir tavır koyuyor mu? Bunları acaba bize teslim ediyorlar mı? Hayır, etmiyorlar. Şu anda burada mesela YPG, PYD gibi terör örgütlerinin uzantıları var. Biz bunları istiyoruz.