Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Bahçeli'nin AYM teklifine ilk yanıt
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin AYM teklifine ilişkin açıklamalarda bulundu.
HDP'nin yeni yasama yılı açılışına katılmaması ve meclis bahçesinde oturma eylemi başlatması konusu da sorulan Erdoğan, "Varlığıyla yokluğu arasında zaten herhangi bir fark yok. Çünkü onların her zaman yeri ya dağdır ya sokaklardır'" açıklamasını yaptı.
"TAVSİYELERE UYARSAK HER ŞEY DEĞİŞECEK"
Sağlık Bakanı Koca'nın günlük açıklanan koronavirüs hasta sayısında vaka/hasta ayrımı yapıldığını söylemesinin ardından oluşan tartışmalara da cevap veren Cumhurbaşkanı, ''Bilim insanları bununla ilgili her türlü araştırmayı, çalışmayı yapıyor. Üzüntümüz sayının buralara kadar gelmiş olması. Biraz tavsiyelere uyarsak her şey değişecek'' ifadelerini kullandı.
"PARLAMENTO ADIM ATARSA, SEVE SEVE BEN DE VARIM"
MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin AYM'nin yeniden yapılandırılmasına yönelik çağrılarının hatırlatılması üzerine ise Erdoğan şunları söyledi: ''Parlamento yeni bir adım atarsa seve seve ben de varım. Biz ne yapacağımızı Paşinyan'a soracak değiliz. Meclis konuşmamda da söyledim''
Erdoğan, idam tartışmalarıyla ilgili ise, "Meclis idamla ilgili arar verdiğinde ben bunu onaylarım" açıklamasını yaptı.
BAHÇELİ NE DEMİŞTİ?
Demokrasinin ilkeleriyle ve aziz milletimizin iradesiyle temellenen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni darbelerin ardından tesis ve tezahür eden kurumların küflü prangalarından kurtarmak asıl olmalıdır. Bunlardan birisi de ilk defa 1961 Anayasa'sı ile hukukumuza giren, esas itibariyle 1960 darbesinin oluşturmak istediği demokrasi dışı yapıyı korumak için ihdas edilen Anayasa Mahkemesi'dir. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi yeni hükümet sisteminin doğasına uygun şekilde yeni baştan yapılandırılmalıdır.
27 Mayıs darbecilerinin, 12 Haziran 1960 tarihinde çıkardığı "1" numaralı geçici kanun ile hem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin hak ve yetkileri hem de Türk milleti adına yapılan yargılama yetkisi "Yüksek Adalet Divanı" adı verilen icazetli ve boyunduruk altındaki yapı tarafından gasp edilmiştir. Yassıada'da millet iradesini yargılayan ve dönemin bakanları ile başbakanına idam kararı veren de bizzat bu gayrimeşru lekeli yapı olmuştur.
Bahse konu Yüksek Adalet Divanı'nın birçok üyesi ise maalesef o dönemde kurulan Anayasa Mahkemesi'nin kurucu üyeleri olmuş, bu mahkemenin ana iskeletini oluşturmuşlardır. Kaldı ki Yüksek Adalet Divanı Başkanlığı sıfatıyla 27 Mayıs darbesinin tetikçiliğini yapan Salim Başol, ilerleyen yıllarda Anayasa Mahkemesi asıl üyeliğine seçilmiştir.
Mahkeme'nin Anayasa'ya uygun kararlar vermesi beklenirken siyasi ve ideolojik saplantılara kapılması millet vicdanında derin yaralar açmıştır. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağlıklı bir zeminde devamını ve güçlenmesini mümkün kılacak reformların gecikmeksizin yapılması acil bir ihtiyaçtır.
Ahlaki ve siyasi bir uzlaşmayla, 1960 darbesinin bütün izlerinin ortadan kaldırıldığı, zulüm olan yargılamaların tüm sonuçlarının yok sayıldığı bir dönemde, Anayasa Mahkemesi de tüm unsurlarıyla yeniden masaya yatırılmalıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ruhu ve esaslarıyla birlikte, yüksek demokratik standartlar bunu gerektirmektedir.
"DİVAN-I ALİ KURULMASI TÜRKİYE'NİN GÜCÜNE GÜÇ KATACAKTIR"
Türkiye'nin demokratikleşme sürecini hızlandıran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle çelişmeyecek demokratik, etkin, adil, tartışmaların odağı olmaktan çıkarılmış bir "Yüce Mahkeme", deyim yerindeyse bir "Divan-ı Ali" kurulması Türkiye'nin gücüne güç katacaktır.
Siyaset kurumunun görevi, yaşanan karanlık dönemlerin muhasebesi ile geleceğin Türk asırlarının, Türk nesillerinin ihtiyaçlarını tespit etmek, kudretli devlet inşası için gerekli demokratik adımları ve atılımları süratle hayata geçirmektir.