CHP'den iki vekil Kılıçdaroğlu'na bayrak açtı!
Skandalların artı arkasının kesilmediği CHP'de, CHP Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy ve İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Kemal Kılıçdaroğlu'na ültimatom gibi bir mektup gönderdi.
CHP'li iki milletvekilinin Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na yazdığı mektupta, "dar kadroculuk ve ekipçilik" eleştirisi yapıldı.
"Önce partide demokrasi sonra ülkede demokrasi" vurgusu yapılan mektupta, Genel Başkanlık dahil her kademedeki görev için 3 dönem kuralı getirilmesi istendi. "AK Parti'nin miadı dolmuştur, CHP'nin elinde tarihi fırsat bulunmaktadır" görüşü savunulan mektupta, CHP'nin "pamuk ipliğine bağlı ittifaklara güvenmeden tek başına iktidar olmanın yollarını araması gerektiği" ifade edildi. Seçime henüz 2,5 yıl olduğu, ittifakların ancak seçim sathında değerlendirilebileceği görüşüne yer verilen mektupta, "Ulusal birliğimize, ülkemizin bütünlüğüne ve cumhuriyetimizin milli esaslarına karşı çıkanlarla dolaylı veya açık hiçbir ittifakta yer alınmamalıdır" denildi.
MEKTUBUN DETAYLARI
Hürriyet'te yer alan habere göre, İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ve Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy, geçtiğimiz Aralık ayında Kılıçdaroğlu'na gönderdikleri mektuba aradan geçen bir ayı aşkın süre içinde sözlü ya da yazılı herhangi bir yanıt alamadıklarını açıklarken, 3 sayfalık mektubun detayları da ortaya çıktı.
"Güçlü CHP için politik ve demokratik hat" başlığıyla kaleme alınan mektupta, partideki sorunlara ilişkin tespitlerin yanı sıra seçime kadar bu sorunların çözülebilmesi için atılması gereken adımlar da 7 başlıkta sıralandı. Mektupta şu değerlendirme ve öneriler yer verildi:
SEÇİM SATHINDA: Pamuk ipliğine bağlı ittifaklara güvenmeden seçimlere 2,5 yıl varken tek başına kendi değerlerimizle yükselmek ve mücadele etmek esas kılınmalıdır. İttifaklar ancak seçim sathında değerlendirilmelidir. Ulusçu CHP, milli CHP, bağımsızlıkçı CHP, Atatürk aydınlığının CHP'si tarihin sahnesine bir kez daha davet edilmektedir. Bugün artık CHP'nin yalpalamadan, kararlı ve etkin şekilde özgücüne ve Türkiye'nin en dinamik tabanına dayanarak yükselmesinin vaktidir.
KIRILGAN OLUR: CHP'nin yüzde 35-40 oy oranına ulaşmadan ittifaklarla kuracağı iktidar yapısı kırılgan ve kısa süreli olur, kurucu felsefeye zarar verecek mahiyette gelişebilir. Bu nedenle CHP diğer partileri besleyen bir siyasi sebil olmamalıdır. Sürekli 'dostları' öne çıkarmak, Cumhuriyeti kuran partinin kendi değerleriyle ve mücadelesiyle iktidara gelme şansının olmadığı algısını güçlendirmektedir. CHP'nin iktidar artığı 'yeni dostlara' değil, vatanın bütünlüğünü, ülkenin bağımsızlığını, uygar toplumu ve adil bölüşümü her şeyin önünde gören, keder ve sevincimize ortak seçmenlere ihtiyacı vardır. CHP, FETÖ işgaline nezaret eden Abdullah Gül ve türevlerine, onların etki alanlarına mahkûm değildir.
KÜRESEL ODAKLAR: Biz Türkiye'nin kurucu partisi olarak geleceğin iktidarını küresel odakların uzantıları ile ilişkilerde arayamayız. Ulusal birliğimize, ülkemizin bütünlüğüne ve Cumhuriyetimizin milli esaslarına karşı çıkanlarla dolaylı veya açık hiçbir ittifakta yer alınmamalıdır.
HDP'YE İHTİYAÇ YOK: Başka bir yol yokmuş gibi Kürt kökenli vatandaşlarımıza terörle arasına mesafe koymayan HDP'li siyasal elitler üzerinden gitmeyi kabul etmiyoruz. Onların aracılığına ihtiyacımız yoktur.
ULUSLAŞMA: Cumhuriyetimizin 'uluslaşma ve uygarlaşma' idealinden vazgeçmemeliyiz. Ayrıştıran bölen değil birleştiren siyaseti savunmalıyız. Toplumsal barışımızı tehdit eden her türlü bölücü (etnik-dinsel-mezhepsel) anlayışın karşısında olmalıyız.
KURUCU DEĞERLER: Kurucu parti olarak ulus, üniter, laik devlet niteliklerinden en ufak taviz veremeyiz. Eşit yurttaşlık adı altında yurttaşların yerine farklı etnisitelerin, mezheplerin, grupların eşitliği ikame edilecekse bu geriye gidiş demektir. CHP olarak bu politikalara aracı olmamalıyız. Yerel yönetimleri güçlendirmek üzerinden bölgesel yönetim oluşturmanın zeminini hazırlamak isteyenlere CHP olarak 'evet' diyemeyiz. Resmi dil ve eğitim dili Türkçedir. Modern bir ulus devlette bu tartışma konusu dahi yapılmamalıdır.
EKİPÇİLİK: CHP içindeki bazı yöneticiler eylemleriyle partiyi halkın gözünde marjinalleştirmektedir. 2020 Kurultayı, bu marjinal 2. Cumhuriyetçi unsurların oyun alanı haline getirilmiş, 29 Ekim ruhu 10 Aralık zihniyetinin hedefi olmuştur. Şahsi iktidar hesapları liyakate önem vermeyen anlayışla birleşerek birlik beraberliği, sevgi ve saygıyı zedelemiştir. Makam elde etme veya koruma çabasının zedelediği ilişkiler takım ruhuna olumsuz etki etmekte, partiyi toplum nezdinde gerçek bir umut olmaktan uzaklaştırmaktadır. Partinin küstürülen bütün evlatlarına kucak açılmalı, hepsi iktidar yürüyüşüne ortak edilmelidir.
'ÖNCE PARTİDE SONRA ÜLKEDE DEMOKRASİ'
TEK ADAM ALGISI: Partide yapılmayanlar ülkeye vaat edilemez. Önce partide demokrasi sonra ülkede demokrasi. Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş öncesi bugünden 'Güçlendirilmiş Partiler Sistemi'ne geçilmeli, topluma vaat edilenler büyük bir özgüvenle önce partimizde gösterilmelidir. Tek adam yönetimi algısı en ufak kırıntısına kadar partimizde yok edilmeli, liyakat ve performansa verilen önem topluma gösterilmeli, bir demokrasi şöleni ile Türkiye'ye umut verilmelidir.
İŞTE O 7 TALEP
1 Üyelik yapısı sağlıklı bir yapıya kavuşturulmalı
2 Cumhurbaşkanı adayımız üyelerimizle, sivil toplumla belirlenmeli.
3 Partideki her kademe için liyakat, performans ölçüm sistemi oluşturulmalı.
4 Her kademedeki görev için üst üste en fazla 3 dönem kuralı getirilmeli. Genel Başkan görev süresi üst üste maksimum 3 olağan kurultay dönemi veya 2 seçim dönemi (10 yıl) olarak belirlenmeli.
5 Tüm yöneticilerin (ilçe başkanından genel başkana kadar) mal beyanlarını kamuya açıklama zorunluluğu getirilmeli.
6 Partilileri dava insanlarına dönüştürecek kapsamlı bir eğitim ve kültür altyapısı oluşturulmalı.
7 Seçim güvenliği için Seçim Güvenliği Başkanlığı oluşturulmalı.