Bahçeli'den Erdoğan'ın ABD ziyareti hakkında açıklama
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretiyle ilgili olarak açıklamalarda bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gündemdeki öne çıkan konulara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Bahçeli açıklamasında terör örgütlerine ve onların destekçilerine sert sözler söyledi. Bahçeli Erdoğan'ın Trump'la yapacağı görüşme için 'tarihi ve önemlidir' dedi.
MHP lideri Bahçeli'nin açıklamaları:
(ABD ziyareti) Türk milleti tamamıyla sayın Cumhurbaşkanımızın arkasındadır. Tarihi ziyareti tartışmaya açmak, peşin yargılarla sonuç çıkmayacağını iddia etmek, Türkiye’ye haksızlıktır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın yapacağı görüşmeleri zaafa uğratmak, tarihi ziyareti tartışmaya açmak, hatta peşin yargılarla bir sonuç çıkmayacağını iddia etmek Türkiye’ye haksızlık ve hayasız ithamdır.
ABD’nin rotası terörizme açılmaktadır. FETÖ/PKK/YPG/DEAŞ’ı önce projelendirip sonra da kiralık tetikçi olarak kullananlar Türk milletine boyun eğdiremeyecektir.
TÜRKİYE HAYSİYETLİ BİR MÜCADELENİN TARAFINDADIR
Terörle mücadele sürecimizde ABD'nin maksatlı ve mahsurlu engeller çıkarıp terör örgütleriyle al takke ver külah içinde olmasının ne hukuken, ne vicdanen, ne de insanlık değerleri bakımından hiçbir izah ve ifadesi yoktur. Stratejik ortaklıkla temellenen irtibatların kesilmesiyle birlikte müttefiklik bağlarının kopartılması hususunda planlı bir çabanın çoktandır tedavülde tutulduğu bilinen ve saklanması artık mümkün olmayan bir gerçektir. Elbette bunun vebali ise tamamıyla ABD yönetiminin sırtındadır. Türkiye milli güvenliği ve milli bekasını müdafaa etmek için haklı ve haysiyetli bir mücadelenin tarafıdır. Sınır ötesinden kaynaklanan terör musibetinin kaynağında yok edilmesiyle birlikte teröristlerin etkisiz hale getirilme hedefi ülkemizin takip ve tahkim ettiği milli stratejinin ara etaplarıdır. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, hatta Pençe Harekâtları bütünüyle terör örgütlerinin hain ve hasmane emellerine karşı icra edilmiştir. Kaldı ki ülke içinde de Kıran Operasyonlarıyla terörün beli iyice kırılmıştır.
ABD'NİN TÜRKİYE'Yİ DURDURMAK İÇİN DENEMEDİĞİ YOL KALMADI
ABD'nin bilhassa Barış Pınarı Harekatı'nı durdurmak, terörle mücadelemizi söndürmek amacıyla tevessül ve teşebbüs etmediği karanlık yol ve yöntem neredeyse kalmamıştır.
Türk milleti bu kapsamdaki küstahlıkları ibretle, nefretle not etmiştir.
ABD Başkanı'nın PKK/YPG'yi kollayan, Mazlum Kobani kod isimli teröristbaşıyla müzakereyi dayatan, üslup ve seviyesi yerlerde sürünen 9 Ekim 2019 tarihli skandal mektubu eşi benzeri görülmemiş bir rezalet olarak milli hafızalara kazınmıştır.
Türkiye'nin barış koridoru tasavvur ve teklifine karşı çıkıp terör koridorunu canlı tutmak isteyen küresel muhasım odakların maskesi düşmüş, foyaları ortaya çıkmıştır.
Cinayetlerin azmettiricileri, teröristlere yardım ve yataklık yapanlar meydandadır.
Barış Pınarı Harekatı'yla yanlış hesap çok şükür kahraman vatan evlatlarının sinesine çarpıp dönmüştür.
İnşa edilmek istenen terör koridoru milletimizin emsalsiz
desteği, şehit ve gazilerimizin üstün mücadeleleri sayesinde
baltalanmış ve dağıtılmıştır.
ABD, terör örgütü YPG/PKK'yı alenen desteklemiş, onbinlerce tır
dolusu silah yardımıyla tarihin ve insanlığın neresinde durduğunu
alçalarak göstermiştir.
Ortadoğu'da istikrarsızlık ve kaos girdabının sürmesini
hedefleyen ABD, emperyal iştah ve izansızlıkla komplo üstüne komplo
kurmuştur.
Öyle bir noktaya gelinmiştir ki, ABD askerleriyle PKK'lı
teröristler petrol kuyularını gasp etmek için birlikte devriye
turlarına çıkmışlardır.
ABD, terör örgütlerini açıktan kollamakla sözde Kürdistan, yani
ikinci İsrail devletinin alt yapısını oluşturmaya taammüden
azmetmiş, bu ihanete ayan beyan hizmet ederek politikalarını buna
göre belirlemiştir.
Türkiye; komşu ülkelerin huzurunu, barışını, güvenliğini, siyasi
ve toprak bütünlüğünü gözetip bu amacın teminine gayret ederken,
küresel güçlerin başta petrol olmak üzere stratejik çıkarları
uğruna mazlumları katletmesi, terör örgütlerine refakat etmesi
utanç verici bir ilkellik olarak belirmiştir.
Bunun yanında ABD'nin YPG'li teröristbaşını general diye takdim
edip muhatap alması terörizme omuz ve onay vermekten başka anlam
taşımayacaktır.
Tarih bugünkü gibi maneviyat bunalımına, insani değerlerdeki
aşınmaya, hukuk ve ahlak ihlallerine pek az tanıklık etmiştir.
Ülkemiz komşu coğrafyalarda barış ve istikrarı arzulamaktadır.
Özellikle Astana, Soçi, Cenevre süreçleri Suriye'de siyasi çözüm vasatının oluşturulması bakımından Türkiye'nin aktif ve samimi çabalarıyla gerçekleşmiştir.
Aynı zamanda 17 Ekim 2019'da ABD'yle, 22 Ekim 2019'da Rusya'yla yapılan mutabakatlar Türkiye'nin terörle mücadelesini teyit etmekle kalmamış, bunu da sözü geçen ülkelere kabul ettirmiştir.
Ne var ki, bölücü teröristlerin hala Barış Pınarı Harekat Bölgesi'nden çekilmedikleri, dahası tacizlerine devam ettikleri ortadadır.
TERÖR DEVLETİ KURMA NİYETİ
ABD'nin Suriye'nin doğu ve güneyindeki petrol sahalarına üşüşmesi, terör örgütlerine buralardan kaynak aktarıp işbirlikçi bazı Körfez ülkelerinin katkısıyla terör devleti kurma niyeti büyük bir yanlış olarak karşımızdadır.
Bozulan her oyundan sonra bir yenisi kurulmaktadır.
Bölgesel gerçekler Suriye'nin fiilen bölünüp parçalanmaya
çalışıldığına bariz ve kahredici bir işarettir.
ABD kontrollü istikrarsızlık ve kriz tetikçiliğiyle Irak ve
Suriye'nin mahvına hizmet etmektedir.
Özellikle Irak 19 gündür çalkalanmakta, ülke genelinde şiddet
olayları giderek tırmanmaktadır.
Bugüne kadar 300'ü aşkın insan hayatını kaybetmiş, binlercesi de
yaralanmıştır.
Ayrıca Hong Kong kaynarken, Libya ve Lübnan uçurumun
kenarındadır.
Şili, Ekvator, Cezayir, İspanya, Fransa, Venezüella, Meksika
huzursuz ve bıçak sırtındadır.
Yemen, Somali, Sudan, Afganistan ağır sorunlarla boğuşmaktadır.
Bolivya'da uzaktan kumandayla darbe gerçekleşmiş, Devlet Başkanı
ülkesinden ayrılmak zorunda kalmıştır.
Demokrasi havarileri darbenin ucundan tutmuşlar, darbecileri teşvik
ve provoke etmişlerdir.
Dünya genelinde yeni ve çok vahim bir darbe mekaniği ekonomik
eşitsizlik kılıfıyla, toplumsal memnuniyetsizlik kisvesiyle
harekete geçirilmiştir.
Yeni dünya düzenin kapıları karmaşa ve kaos dönemine
açılmıştır.
Küresel adalet, uluslararası hukuk, insanlık vicdanı, insan hakları
ve demokrasi ölümcül yaralar almıştır.
Berlin Duvarı'nın yıkılmasından 30 yıl sonra gönüllerde, görüşlerde
ve insani mirasın gövdesinde duvar üstüne duvar inşa
edilmiştir.
Bu hızla insanlığın ağır bir kutuplaşma eşliğinde sıcak savaşa
doğru sürüklendiğini görmek, mutlaka ortak akılda buluşup ülkeler
arasında dürüst, kalıcı ve yapıcı ilişkileri geliştirmek acil bir
zorunluluktur.
Çünkü her şey birbirine karışmış, kriz ve kamplaşma küresel
düzlemde ağlarını örmüştür.
Dostlukla düşmanlık anbean değişirken, etnik, dini, mezhebi
hassasiyetler kışkırtılmakta, kanlı terör örgütleri gelişmiş ve güç
sahibi egemen devletlerin yeni ortakları olarak öne
çıkmaktadır.
Adaletsiz ve insafsız bu dünya düzeni sürdürülemez aşamadadır.
Türkiye ise çok tehlikeli barbar senaryoların hedef ülkesidir.
Türkiye'den bir Suriye veya Irak çıkaramayanlar, şayet Bolivya'yı
Türkiye'ye taşımayı denerlerse bunun bedelini çok ağır
ödeyeceklerini bir an olsun akıllarından çıkarmamaları hayatları ve
hayırları adına elbette çok yararlı olacaktır.
SİNSİ KUŞATMA SÜRERKEN SAYIN CUMHURBAŞKANI'NIN YAPACAĞI GÖRÜŞME DAHA ANLAMLI HALE GELMİŞTİR
Bölgesel ve küresel gelişmelerin sarpa sarıp ülkemizin
etrafındaki sinsi kuşatma serpilip sertleşmişken Sayın
Cumhurbaşkanımızın bugün ABD Başkanı Trump ile yapacağı tarihi
görüşme daha anlamlı, daha önemli bir hale gelmiştir.
Dileğimiz iki ülke arasındaki kronik sorunların köklü çözümlere
kavuşturulmasıdır.
TRUMP DENSİZLİĞİ BAYAĞI BİR ŞEKİLDE SÜRMEKTE
Trump'ın mektup anarşisi, yaptırım resti, aba altında sopa
gösterme densizliği pişkince ve bayağı şekilde sürmektedir.
Temsilciler Meclisi'yle Senato'daki bir kısım Cumhuriyetçi
Senatörün Türkiye'ye bakışları arızalı, şaşı ve mesafelidir.
ABD yönetimi tutarsız, dengesiz, samimiyetsizdir.
Şu hususu bütün dünya bilmelidir ki, Türk milleti tamamıyla Sayın
Cumhurbaşkanımızın yanındadır.
Milliyetçi Hareket Partisi cesaret ve inanmışlıkla Türkiye'nin
tarihi hak ve çıkarlarının arkasındadır, Sayın Erdoğan'ın
destekçisidir.
ABD'deki zirve görüşmesinden çıkacak sonuç ne olursa olsun Türkiye
tek yürektir.
FETÖ/PKK/YPG/DEAŞ'ı önce projelendirip sonra da kiralık tetikçi
olarak kullananlar Türk milletine boyun eğdiremeyecek, muazzam
diriliş ve yükseliş ruhuna kara çalamayacaklardır.
Terör örgütleriyle can ciğer kuzu sarması içinde olanlar tercih ve
seçimini yapmak durumundadır.
Bilinmelidir ki, Sayın Cumhurbaşkanımız yalnız değildir.
Türkiye çaresiz ve mahkûm ülke değildir.
Emperyalizme beşinci kol faaliyetiyle hizmet eden taşeron CHP'nin
ne dediğinin, hangi iftira ve isnatlarla Türkiye'nin kuyusunu
kazmaya, elini zayıflatmaya çalıştığının hiçbir önemi yoktur.
KILIÇDAROĞLU'NUN ESARETİ
Sayın Kılıçdaroğlu'nun siyasi esareti korkunç boyutlardadır.
ABD'nin sesi, terör örgütlerinin nefesi, husumet cephesinin bekçisi
gibi davranan CHP'nin kimlerle işbirliği içinde olduğu artık iyice
bilinmektedir.
Milyonlarca fidanın dikilmesinden rahatsız olan CHP'nin, orman
yakan teröristlerle, ağaca kıyan şerefsizlerle, vatan evlatlarına
kurşun sıkan hainlerle kolkola girmesi, siyasi hesap içinde olması
ayıp ve ahlaksızlıktır.
ABD'nin telkin ve tesiri altındaki işbirlikçi ve şımarık muhalefet
anlayışının Türkiye'yi Bolivya şartlarına sürükleme, sokakları
karıştırma, intihar vakalarından toplumsal infial üretme arayışı
vatan ve millete tescilli ihanettir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın yapacağı görüşmeleri zaafa uğratmak,
tarihi ziyareti tartışmaya açmak, hatta peşin yargılarla bir sonuç
çıkmayacağını iddia etmek Türkiye'ye haksızlık ve hayasız
ithamdır.
Sahte kahramanların temel atmama törenleri düzenleyip ucube siyasi
sapmanın içine gömüldükleri bugünkü ülke tablosunda kimin milli
kimin gayri milli, kimin haktan ve halktan yana kimin husumet ve
hıyanetten yana olduğu hepten gün yüzündedir.
Atatürk istismarıyla yoğun bakımdan çıkmaya çalışanlar düştükleri
fitne çukurunda başlarını dahi kaldırmayacaklardır.
Türk milleti birdir, bütündür, cihana karşı tek yumruktur.
Milli birlik ve dayanışma ruhumuz nice badireyi aşmamızda bize
moral desteği sağlayacaktır.
Zalimler mazlum yüreklerin atışıyla gerileyeceklerdir.
Bugün duamız ABD'de bulunan Türk heyetiyle birliktedir.
MUHAKKAK KAYBEDECEKLER
Çıkarcılar işbirliği yapsalar da, hainler güç birliği içinde
olsalar da, Türk milleti alayına yetecek, yaptırım kozuyla gözümüzü
korkutmaya gayret edenler muhakkak kaybedeceklerdir.
Ne olursa olsun kazanan batıla karşı dikilen hakkın
taraftarlarıdır.
Türkiye'nin yolu doğru, yönü doğru, yüzü doğru, nitekim duruşu
dosdoğrudur.
İnanıyorum ki, Cenab-ı Allah doğrunun yanında ve yardımcısıdır.