Abdullah Gül: ''Demokrasi yalnızca sandık değildir!''

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Tunus'ta katıldığı bir programda demokrasinin sandıktan ibaret olmadığını söyledi.

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Tunus'ta katıldığı panelde demokrasinin önemine ilişkin konuşma yaptı.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, otoriter rejimlerin sürdürülebilir olmadığını belirterek "Demokrasi sandığa indirgenemez, meritokrasi hayati öneme sahiptir" diye konuştu.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 6-7 Aralık tarihlerinden Tunus’a bir ziyaret yaptı. Gül, ziyareti esnasında Tunus’un ileri gelen düşünce kuruluşlarından “The Arab Institute of Business Leaders – IACE”ın düzenlediği “Teşebbüs ve Devletin Yeni Rolü” başlıklı etkinliğe katıldı ve Tunus Eski Cumhurbaşkanı Mohamed en-Nasır, Tunus Başbakanı Yusuf Şahid ve Yunanistan Eski Başbakanı Aleksis Çipras'ın da bulunduğu açılış oturumunda etkin ve demokratik devletin inşası üzerine bir konuşma yaptı. Gül'ün konuşması, etkinlikten 3 gün sonra kendi sitesinden yayınlandı.

Gül'ün konuşmasından satır başları şu şekilde...

DEMOKRASİ YALNIZCA SANDIK DEMEK DEĞİLDİR

Tunus’un demokrasi yolunda attığı adımlar ve yolda kazanılan kazanımlar övgüye değer. Ancak, takdir edeceğiniz gibi, gerçek bir demokrasinin kurulması kısa sürede gerçekleşemez. Demokratik kültürün kök salması için idari, yasal ve yapısal reformlara ek olarak, insanların kafasında bir dönüşüm şarttır. Bu bağlamda, demokrasiden ne anladığımız konusunda net olmalıyız. Her şeyden önce, demokrasi oy sandığına indirgenemez. ‘Kazanan her şeyi alır’ mantığı, seçimi kazanan her ne isterse yapabilir, bir ülkenin demokratik kalkınmasına zarar verir.

ÇOĞULCU DEMOKRASİ

Demokrasilerin çoğunlukçu değil çoğulcu olması gerektiğini vurgulayan 11. Cumhurbaşkanı şu ifadeleri kullandı: Demokratik bir hükümet, yalnızca çoğunluğun taleplerine ve haklarına değil, aynı zamanda azınlık gruplarına ve kimliklerine de saygı duymalıdır. Bu bağlamda, gerçek bir demokrasi, temel insan haklarının ve özgürlüklerinin evrensel standartlarla uyumlu olduğu, hukukun üstünlüğü ilkesinin her şeyden önce tutulduğu ve toplumun farklı kesimlerinin temsil edildiği ve katılma fırsatına sahip olduğu bir sistemdir.

GÜÇLER AYRILIĞI

Yönetişimde, kötüye kullanımı önlemek için güçlerin ayrılması, kontrollerin ve dengelerin uygun olduğu kurumsal yapıyla güvence altına alınmalıdır.

Bu, demokrasinin güçlü partilerin veya liderlerin gölgesi altına düşmesini engellemek için bir gerekliliktir. Kurumsallaşma ve meritokrasi, gerçek bir demokrasi için hayati öneme sahiptir.


İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

Demokrasinin belirli özelliklere sahip olması gerektiğini söyleyen Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: Bunlar şeffaf ve hesap verebilir bir idare, diyalog ve uzlaşma kültürü, ifade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü, cinsiyet eşitliği ve eğitim ve meslekler için fırsat eşitliğidir. Bu değerlerin ve ilkelerin hepsinin Batı’da ortaya çıktığını ve Batı değerleri olduğunu düşünebilir. Yine de, Türkiye veya Tunus gibi Müslüman çoğunluktan bir ülkeden geldiklerinde, temelde bizim değerlerimiz olduğunu iddia edeceğim. Belki tam olarak bu terimlerle isimlendirilmemiştir, ancak bu ilkelerin ve değerlerin tümü geleneğimizde mevcuttur.

OTORİTER REJİMLERİN DEVAMLILIĞI YOK

Ayrıca, demokratik olmayan ve hatta otoriter rejimlerin de ekonomik olarak gelişebileceğini ve elde edebileceği iddia edilebilir. Ancak, bu tür bir gelişmenin sürdürülebilir olup olmayacağı açık bir sorudur. Genellikle bu şekilde yaratılan servet makul bir şekilde dağıtılmaz. Bir devletin gücünün sert gücüyle ölçülmemesi gerektiğine kuvvetle inanıyorum. Yumuşak prestijiyle, uluslararası prestijiyle vatandaşlarına sağladığı mutluluk ve mutlulukla ölçülmelidir.