Şule Perinçek'ten Canan Kaftancıoğlu açıklaması!

Vatan Partisi MYK üyesi Şule Perinçek, Amerikan derin devleti yayın organı Foreign Policy’de, CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu’nu öne çıkaran yazı hakkında konuştu.

Vatan Partisi MYK Üyesi Şule Perinçek, Ulusal Kanal’da gündemdeki konuları değerlendirdi. Şule Perinçek, Amerikan derin devleti yayın organı Foreign Policy’de, Canan Kaftancıoğlu için yazılan "Solcu Feminist Motorcu Erdoğan İçin Geliyor" başlıklı makaleyi, ABD’nin Türkiye’ye mesajı olarak yorumladı: "Foreign Policy’nin gönlünde yatan kişinin Canan Kaftancıoğlu olduğunu öğrenmiş olduk.

Canan Hanım zaten emperyalizmin getirmek istediği düzene uygun bir kişilik profili çiziyor. PKK- HDP’ye yakın çizgisi olan, ‘merkezi hükümet-yerel hükümet' diye bakan bir siyasi kişidir kendisi. Feminizm ve eşcinsellik gibi konulardaki yaklaşımıyla da Amerikan programına uygun.

Foreign Policy bizlere 'Bizim adayımız bu' demiş oldu."

ÇOCUK EŞCİNSELLİĞİ Mİ ÖZGÜRLÜK?

"Perinçek, geçen 23 Nisan’da CHP’li Kadıköy ve Şişli Belediyelerinin Kent Konseylerinin yaptırdığı “LGBTİ çocuk” afişine ve eşcinsellik kampanyasına da değindi:

"Bu afişler bizim toplumumuza son derece yabancıdır. Bu çocukların eşcinsel olarak resmedilmesi özgürlük olamaz.  Batıdaki onur yürüyüşlerinden bir fotoğrafı hatırlatmak isterim. Eşcinsel bir adamın omuzlarındaki çocuğu dudaklarından öpen başka bir eşcinselin fotoğrafı. Bu mu özgürlük? O çocuğun bundan sonra nasıl bir psikoloji ile yaşayacağını düşünün. Türkiye’deki eşcinsel derneklerinde bu fotoğrafları eleştiremezsiniz. Yoksa batıdan gelen kaynaklar, mamalar kesilir.

TARLABAŞI’NDAN ÖRNEK VERDİ

"20 yıl boyunca Tarlabaşı'ndan geçerek Ulusal Kanal’daki mesaime gittim. Orada gördüğüm manzaralar hala yüreğimi sızlatır. Etekli, topukluların üzerlerinde yalpalayarak yürüyen bedenler görüyordum. Eğilip yüzlerine baktığınızda aralarında Güneydoğu’dan PKK teröründen kaçıp gelen delikanlılar olduğunu görürsünüz. Para kazanmak için bedenlerini satmak zorunda kalmışlar. Onları her gördüğümde, emperyalizme karşı daha fazla mücadele etmek için söz veriyordum. Neoliberaller,12 Eylül’den sonra bunların hepsini özgürlük adı altında sunmaya başladılar. Bunların özgürlük olarak dayatılması esas olarak milli devletin ve milli kültürün emperyalizm tarafından yıkılması projesidir. Eminiz ki Türk milleti bu projelere müsaade etmeyecektir."