Hilal Kaplan Davutoğlu'cu troller deyip saydırdı!
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifa kararını duyurmasının ardından attığı tweeti hatırlatan Sabah yazarı Hilal Kaplan Davutoğlu'na yakın isimlerin Süleyman Soylu'nun ayağını kaydırmaya çalışırken bir anda Soylu'cu olduklarına dikkat çekti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifası Cumhurbaşkanı
Erdoğan tarafından kabul edilmedi. Bu istifa AK Parti içerisinde
Süleyman Soylu'nun yalnız bırakıldığı yönünde yorumlara yol
açmıştı.
Sabah yazarı Hilal Kaplan istifa kararı ve ardından yaşananlara
ilişkin dikkat çeken değerlendirmeler yaptığı yazısında Süleyman
Soylu'nun istifa kararının ardından ilk yorum yapan yazarlardan
olduğunu belirtti.
Hilal Kaplan Süleyman Soylu'nun İçişleri Bakanlığını överken,
istifa kararını daha önceki istifa girişimlerini de hatırlatarak
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a haksızlık olacağını ifade etti. Kaplan'ın
bir de Davutoğlu yandaşlarına mesajı vardı.
Kaplan "Bir sözüm de iyot gibi açıkta kalan fitnecilere...
En başta da Soylu'nun teşkilat başkanı olduğu dönemden itibaren
onun ayağını kaydırmaya çalışan, daha geçen hafta yardımcısı
Soylu'nun istifasını isteyen Davutoğlu'cu trollere..."
diyerek yapılan yorumları not ettiğini belirtti.
İŞTE HİLAL KAPLAN'IN O YAZISI
Sokağa çıkma yasağı kararının duyurulmasıyla başladı her
şey.
İçişleri Bakanlığı rakamlarına göre 250.000 kişi sokağa akın etti.
Fırınların ve eczanelerin açık olacağı gibi bilgileri içeren
genelgenin, kararın ilanından sonra duyurulmasının bunda elbette
etkisi büyük oldu.
Ancak kuruyemişten kolaya, bisküviden kuruyemişe hayati olmayan
ürünler için sokağa çıkan kalabalıkların çoğunlukta olması,
marketlerin ve fırınların tekrar kepenk açmış olması, sosyal mesafe
kurallarının hiçe sayılması infial yarattı. Bu tablo aslında
koronavirüs tehdidinin bazı vatandaşlarımız tarafından yeterince
anlaşılmadığını da gösteriyordu.
Herhalükârda vaka sayısı ilk kez azalma eğilimine girmişken, bundan
bir hafta sonra farklı bir tabloyla karşı karşıya gelmemize vesile
olacak kara bir geceydi.
Fakat pazar akşamı, yasağın bitmesine saatler kala bambaşka bir
gelişme gündeme damgasını vurdu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,
sosyal medya hesabından istifa ettiğini duyurdu.
Metni okuduktan sonra attığım tweette, "'Sayın
Cumhurbaşkanım beni bağışlasın'" ifadesinden istifanın
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunulmadan duyurulduğu anlamı çıkıyorsa,
terör örgütleriyle mücadelesi hafızamıza kazınan başarılı
bir bakanımızın zorlu bir kriz sürecinde görevi bırakmaması
gerektiği kanaatindeyim" demiş ve PKK'lılar ile FETÖ'cülerin nasıl
bayram ettiğine dikkat çekmiştim.
Yani mevzu hakkında zamanında fikir belirten beş yazar varsa,
birisi benim. Çünkü Soylu, başından beri farklı bir İçişleri Bakanı
portresi çiziyor. Terörizmle mücadeledeki ödün vermezliği ile kendi
özgün hikâyesini yazıyor. Dahası kimilerinin 'dokunulmaz' ilan
ettiği, karanlık bağlantılar içindeki Ankara kuşu çetesine de
dokunmaktan çekinmiyor. Bu yüzden beş yıllık bakanlığını bir hataya
kurban etmesi olacak iş değildi.
Ama eli kalem tutan çoğunluğun ölü taklidi yaptığı o gece konuşmuş
biri olarak bugün de şunu belirtmezsem eksik kalır.
Milletin gerçek anlamda canıyla uğraştığı, terör
örgütlerinin erketeye yattığı bir dönemde, doğru dürüst uyku
uyumadan binbir dertle uğraşan Cumhurbaşkanımızın onayı olmadan bu
istifayı ilan etmek ne kadar doğruydu? Bu, ona haksızlık sayılmaz
mı? Cepheyi bırakarak çekip gitmek, kimlerin işine
yarardı?
Soylu, mücadeleci olduğu kadar duygusal bir Trabzonlu;
eyvallah. Fakat Hadi Özışık'ın dediğine göre Davutoğlu
döneminde de iki kez istifaya kalkışmış. 2018'de de helallik
istediği konuşmasıyla yine istifa söylentilerine sebep olmuştu.
Pazar gecesi de anlaşıldı ki Soylu'dan milletin beklentisi
bundan sonra hangi sebeple yorulmuş olsa da liderinin işaret ettiği
istikâmetten ayrılmaması, onun iradesini hiçe
saymamasıdır.
Bir sözüm de iyot gibi açıkta kalan fitnecilere...
En başta da Soylu'nun teşkilat başkanı olduğu dönemden itibaren
onun ayağını kaydırmaya çalışan, daha geçen hafta yardımcısı
Soylu'nun istifasını isteyen Davutoğlu'cu trollere...
Siz kafanızı cüzdanın olduğu yere döndürmeye alışık olabilirsiniz. Ama pazar gecesi birden başımıza "Soylu'cu" kesilerek ayar vermeye kalktığınızı da şutlandığınız partide nifak çıkarmaya çalıştığınızı da not ettim. İsterim ki AK Parti umurlarındaymış gibi davranan, ilk andan itibaren "AK Parti karıştı" diye gevşekçe sırıtarak yorumlar yapan bu Erdoğan düşmanlarını okurlarım da not etsin.