Yüzde 90 etkili Covid-19 aşısının ikinci dozu yapıldı
Türk profesörler Uğur Şahin ve Özlem Türeci çiftinin kurucusu olduğu Alman BioNTech firmasının ABD merkezli Pfizer ortaklığında geliştirdiği Covid-19 aşısının Türkiye'de Faz 3 çalışmalarında gönüllü olan Prof. Dr. Necmettin Ünal'a, aşının ikinci dozu uygulandı.
Ankara Üniversitesi'nde Alman aşısının gönüllü uygulamalarına katılan 56 gönüllü arasında, öğretim üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal da yer aldı. Faz 3 çalışmaları kapsamında ilk doz uygulaması 27 Ekim'de yapılan Prof. Dr. Ünal'a, ikinci doz uygulama da bugün yapıldı.
Prof. Dr. Ünal, ilk doz uygulandıktan sonra ilk gün ateşinin 37,4'e çıktığını, onun dışında yan etki hissetmediğini söyledi. Prof. Dr. Ünal, "Bizim üniversitemizden 56 kişi katıldı. Onlardan 2 kişide kol ağrısı olduğunu öğrendim. Aşının yüzde 90'ın üzerinde bir başarı oranı sağlandığı firma tarafından deklare edildi. Bilimsel veriler açıklandığı zaman bunu gözlemlemiş olacağız. Özlem Türeci ve Uğur Şahin bize onur veren kişiler, dünyaya onur veren kişiler. Değişik bir teknoloji ile yeni bir aşı geliştirdiler ve bu aşı ilk kez virotik hastalıkta bir aşı olarak uygulanacak. Mutluluk duyuyorum. İki Türk'ün gidip Almanya'da şirket kurup, şirketin bu başarıya ulaşması ve dünyanın en bilinen şirketlerinden ve kişilerinden birileri haline gelmesi beni çok mutlu ediyor" dedi.
'ÖN VERİLERLERİN YETERLİ OLMASI BEKLENİYOR'
Prof. Dr. Ünal, 2 yıl boyunca takip altında olacaklarını ifade
ederek, "İlk birkaç aydan sonra takipler 6 ayda bir
yapılacak ve en nihai rapor aslında 2 sene sonra çıkacak.
Ama o raporu beklemeye bizim şansımız yok; çünkü salgın çok kötü.
Bu salgını bir şekilde durdurmak zorundayız. Onun için o 2 seneyi
beklemeden ön verilerle ki bunların büyük oranda yeterli olması
bekleniliyor" değerlendirmesinde bulundu.
YÜZDE 87 ALMAN AŞISI
Prof. Dr. Ünal, sosyal medyada yapılan 'Türkiye'ye Covid aşısı
gelirse hangi ülkeden gelen aşıyı olursunuz?' anketinde Alman
aşısını yaptırmak isteyenlerin oranının yüzde 87, ikinci
sırada ise yüzde 8 ile Türk aşısını yaptırmak isteyenlerin
geldiğini kaydetti. Bunu görünce 'acaba kaç kişi aşı olmak
istemiyor?' diye düşünüp kendisinin bir anket yaptığını söyleyen
Ünal, "'Covid aşısı gelirse olur musunuz, olmaz mısınız?’ diye
sordum. 'Aşı olmayacağım' diyenlerin oranı yüzde 56'lardaydı.
Ankete 21 bin kişi katıldı. ‘Olmayacağım’ diyenlerin sayısı fazla.
Bana mesaj atarak niye 'hayır' dediğini açıklayanlar var.
'Hocam daha aşı yok ortada, insanlara yapıldığı zaman ne olacağını
da bilmiyoruz. Ben aşı karşıtı değilim; ama şu anda aşı olmayı
düşünmüyorum veriler açıklandıktan önümüzü gördükten sonra karar
vereceğim' diyorlar. Bir haftanın sonunda ikinci bir tweet ile
nedenleri sorgulamayı düşünüyorum. Ona da katılım iyi olursa
ülkemizdeki fikirler hakkında daha net bir bilgi sahibi olma
şansımız olur ki bu önemli" dedi.
'RİSKLİ GRUPLAR ÖNCELİKLİ OLMALI'
Prof. Dr. Ünal, aşının öncelikle riskli gruplara uygulanması
gerektiğini aktararak, "Sağlık personeline vurulması gerekiyor.
Çoklu hastalıkları olan ve belli yaşın üstündekilere vurulması
gerekiyor. Hastalığı en çok kapma ve bulaştırma riski olan
kişilere de bir öncelik tanınması gerekiyor. Bunlar kimler?
Kalabalık ortamlarda çalışıp, çok kişiyle teması olan kişiler;
garson, bilet satıcısı, polis ya da fabrikalarda yan yana
çalışanlar. Çünkü siz yaşlıyı istediğiniz kadar evde izole edip
koruyun, eğer onun çocukları, torunları bir yerden hastalığı alıp
getiriyorsa bir şekilde ulaştırıyorlar" diye konuştu.
'YÜZDE 10 BİLE OLSA FREN GÖREVİ GÖRECEK'
Aşının koruyuculuğunun ne kadar devam edeceğini
bilmediklerini söyleyen Prof. Dr. Ünal, "Şu anda çok büyük bir
salgın var. Bu salgın sırasında diyelim ki 6 ay koruyacak bir aşı
yapıldı. Bir anda çok fazla kişiyi aşılayıp, bağışık hale
getirirsek bağışıklığımız olduğunda virüs bize geçse bile yok
edilecek hastalık oluşturmayacak. Hastalığı bulaştıracak kimse
kalmayacak. Bunu başarabilmek için toplumların yüzde 50'si ile
yüzde 80'i arasında kişiyi aşı ile ya da hastalığı geçirerek
olabilir bağışık hale getirebilirsek virüsün toplumda
oluşturduğu pandemiye, salgına son verme şansımız olabilir. Ancak
yüzde 50'ye 80'e yapamazsak bile yüzde 10'una yapmış olmak bile bir
fren görevi görecektir, işi yavaşlatacaktır. Dolayısıyla aşının
etki süresi çok önemli, keşke hayat boyu olsa; ama öyle bir
beklenti içerisinde değiliz. Firmanın yaptığı açıklama bile veriye
dayanmıyor; '1 seneye kadar uzamasını bekliyoruz' diyor. Umut
ederim de uzun olur; ama göreceğiz" ifadelerini kullandı.