Yılmaz Özdil'in kaçak saray yavrusunu fena tiye aldı!
Türkiye Gazetesi yazarı Süleyman Özışık bugünkü köşesinde, Yılmaz Özdil'in kaçak yapısını ağır eleştirdi.
Yılmaz Özdil'in Bodrum'daki kaçak villa skandalı büyüyor. Müteahhittin parsel kaydırma yöntemiyle denize yaklaştırdığı ticari arsayı satın alan Özdil'in, İmar Kanunu'nu delik deşik ederek büyüttüğü kaçak villası için imar barışına da başvurduğu ortaya çıktı.
Birçok usulsüzlüğün tespit edildiği villa yapımı ile ilgili ortaya çıkanlar karşısında Yılmaz Özdil'in bir cevap verip vermeyeceğini soran Süleyman Özışık, Özdil'in bazı liselere yaptığı bağışları bu villa için kullanıp kullanmadığını da sordu.
İşte Özışık'ın 'Yılmaz Özdil’in yüzen sarayı!' yazısı:
Yıllar yılı Türkiye'ye yolsuzluk, hırsızlık ve en çok da inşaat
rantı üzerinden namus dersi veriyordu Atatürk tüccarı Yılmaz
Özdil...
Kendi hayatından küçük kesitler anlatırken öyle ketum davranıyordu
ki...
Okuyanlar onu Atatürk'ten başka varlığı olmayan ve Atatürk'ten
başka bir varlık istemeyen biri sanıyordu.
Nerede kalır, ne yer, ne içer ve nasıl bir yerde oturur?
Tek kelime etmezdi.
Bazı isimlerden özellikle "Varlığıyla onur
duyduğumuz" diye bahseder, o isimleri yere göğe
sığdıramazdı.
Özellikle de bazı belediye başkanlarını...
Ve dün…
Yine "varlığıyla onur duyduğu" bir belediye başkanı
sayesinde inşaat alanında müthiş bir vurgun yaptığı ortaya
çıktı.
Anlatayım...
Önce Bodrum'un Bitez sahilinde bulunan bir ticari arsayı satın
aldı. Helal parayla aldıysa anasının ak sütü gibi helal olsun tabii
ki sorun bu değil...
Aldığı arsa ticari bir arsaydı ve üzerinde sadece dükkân yapabilme
izni vardı. Ama Özdil bunu yapmadı.
Bozduğu dükkânları bir villaya çevirdi. "Türkiye'de bunu yapan
çok vardır" diyeceksiniz ama mesele bu da değil...
Özdil villaya, üzerine konduğu devlet arazisini de çaktırmadan
dâhil etti. Sonra "İmar Barışı"ndan yararlanarak bu arazinin
sahibi oldu.
Evet evet...
Devlet bu imkânı verdikten sonra bunda da bir sorun yok
diyeceğinizi biliyorum ama mesele sadece bununla da ilgili
değil.
Mesele şu ki Özdil ve belediye başkanı el ele verip söz konusu
arazideki villayı ittire ittire denize sıfır hâle getirdi. Yani
bildiğiniz evini Savarona yatı gibi sahile yanaştırdı!
Şimdi "Bunu da yapan ilk kişi Yılmaz Özdil
mi?" diyeceksiniz.
Değil elbette...
Bir sürü namussuz, bir sürü hayâsız bunu yapıyor tabii ki. Ama
yapanlardan hiçbiri Yılmaz Özdil gibi millete namus satarken kaşla
göz arasında böyle bir katakulli yapmadı.
Kendinden başka herkese namussuz, hırsız, yolsuz diyen birinin
böyle yolsuzluk ve hırsızlık yaparken suçüstü yakalanmasıdır
mesele...
Hatta durun, durun!
Mesele sadece bu da değil.
Yılmaz Özdil'in villasının değeri 45 milyoncuk. Yukarıda da dedim
ya hani. Alın teriyle kazandığı parayla almışsa anasının ak sütü
gibi helaldir.
Ama görünen o ki o işte de biraz sıkıntı var gibi...
Niye...
Hatırlatma yapayım.
Özdil, Atatürk kitabını satarken "para kırıyor" diyenle
eleştiride bulunanlara cevaben, "Darüşşafaka'ya cumhuriyet
tarihinin en büyük bağışını yapacağım. Şöyle 6 sıfırlı olacak ama
en büyük bağış olacak. Ayrıca iki okula cumhuriyet tarihinin en
büyük ikinci bağışını yapacağım. Öyle bir bağış yapacağım ki 6
sıfırlı olacak" diyordu.
Halk TV'de Uğur Dündar'ın programında bunu tekrar dile
getirmişti.
Peki sonuç?
Geçenlerde bir köşede haberini gördüm.
Darüşşafaka’ya 1 milyon bağışlamış. Ama öyle söylediği gibi
cumhuriyet tarihinin en büyük bağışı falan değil tabii.
Bahsini ettiği okullardan da sadece birine bağış yapmış. Ne kadar
mı?
100 bin liracık!
6 sıfırdan gele gele 100 bin liracık bağışa...
E, geride kalan para nerede?
Canım hepsini bağışlasa o villayı nasıl alacak adam di mi?
Neyse...
Valla para benden çıkmadı. Onun için hiç umurumda değil.
Ama şunu biliyorum.
Yılmaz Özdil yarın çıkıp, “Canım deprem olunca benim villa
kendiliğinden sahile doğru kaydı. Bu bir tabiat olayı yani beni
suçlamayın!” derse, buna inanacak bir sürü andaval var bu
ülkede…
Kim diye sormayın işte…
2500 liraya Google’dan toplama bilgileri kitap diye alan kesim
olduğunu siz benden daha iyi biliyorsunuz.
Ama şunu söyleyeyim.
Gözümüz o kaçak villanın üzerinde.
O kaçak villanın kaçak bölümleri yıkılmadığı sürece Yılmaz Özdil'in
peşini bırakmayız!