Vali Karaloğlu Antalya'daki koronavirüs vaka sayısını açıkladı
Antalya Valisi Münir Karaloğlu, ildeki koronavirüs vakalarının son durumu açıkladı ve alınan tedbirlerle ilgili bilgiler verdi..
Antalya Valisi Münir Karaloğlu ildeki koronavirüs salgınının durumu hakkında açıklamalar yaptı. Münir Karaloğlu “1 milyon nüfusa düşen vaka sayısı bakımından Antalya’nın 81 il içerisinde 81’nci sırada. Bunu bir müjde olarak burada paylaşmak istiyorum'' dedi..
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. ATSO Meclis Başkanı Süleyman Özer’in başkanlığında video konferans yöntemiyle yapılan toplantıda kent ekonomisi, Koronanın ekonomiye etkileri ve 2020 yılı beklentileri konuşuldu. Konuşmasına Korona virüs mücadele kapsamındaki yeni gelişmeler hakkında bilgi vererek başlatan Başkan Çetin, "Cumhurbaşkanı yeni kararlar açıkladı. Pazartesi seyahat yasakları kalkıyor, restoran, kreşler, sürücü kursları, plajlar, açılıyor. Bu düzenlemeyi gelecek hafta bekliyorduk. Bu konu önceden planlanarak ilan edilseydi daha iyi olurdu. Halen bazı belirsizlikler var ve düzenlemelerin takibini yapmakta biz de zorlanıyoruz. Örneğin tek bir sektör için Turizm Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ayrı ayrı düzenlemeler yapıyor ve bunların tümünü farklı kaynaklardan takip etmekte biz bile zorlanıyoruz. Düzenlemelerin tek elden duyurulması sürecin daha kolay yürütülmesine katkı verecektir. Valimiz bu sürecin başından beri en çok yorulan kişidir. İlk günlerde Antalya’ya giriş yasaklarıyla ve çalışma saatleri düzenlemesiyle Antalya neredeyse koronasız bir il olmuştur. Keşke yetki tümüyle Antalya’da olsaydı, her şey daha iyi olurdu. Temennimiz bundan sonra da Antalya’nın güzel korunabilmesi ve sağlıklı bir normal yaşama dönmektir" ifadelerinde bulundu.
ATSO üyelerinden gelen taleplerin belli konularda yoğunlaştığını
kaydeden Çetin, "Bu ay komitelerimizin büyük çoğunluğu aynı konular
üzerinde durmuşlardır. Mücbir sebeple vergi ve prim ertelemesinin
kapsamının genişletilmesi, kredi almakta zorluklar, kira desteği
sağlanması veya kira ödemelerinin sonraki aylara ertelenmesi,
elektrik faturaları ödemelerinin de ertelenmesi, süs bitkileri
sektörünün ihracat düşüşü ve turizm daralmasından etkilenmesi,
sigorta poliçelerinin acentalar dışında satılabilmesi yönünde
düzenleme, tarımda dijital ekipmanların da TARSİM teminatı
kapsamına alınması, mevsimlik çalışanların kısa çalışma ödeneğinden
yararlanamaması, turizm taşıma belgesi olan ulaşım şirketlerinin
kredilerinin ertelenmesi, su sporları, eğlence merkezleri, hamam ve
sauna hizmetlerinde kapanma dolayısıyla mağduriyet, özel okul,
kreş, sürücü okullarının sorunları konuları gündeme gelmiştir. Son
haftalarda bazı sektörlerde kısmi rahatlama oldu, fakat birçok
sektörde sorunlar devam etmektedir. Kira ödemeleri en büyük sorun
haline gelmiştir. Yeme-içme gibi sektörlerimiz faaliyete geçse de
işler bir süre eskisi gibi olmayacaktır. AVM’ler ve yeme-içme
sektörü başta olmak üzere kira konusunda mutlaka çözüm getirilmeli,
kira stopajı kaldırılmalı ve tek taraflı fesih hakkı
verilmelidir.
Bu talepler bütün ticaret ve sanayi odalarının ortak talepleri
olmuştur. Odalar ve Borsalar Birliği kanalıyla bu talepler Hükümete
iletilmektedir ve halen ekonomide yeni destekler bekliyoruz" diye
belirtti.
"Ekonomiyi destekleyecek yeni destekler
gelebilir"
Son dönemde kredi akışının hızlandığını kaydeden Çetin, “Geçen ay
kredi sıkıntısı daha önemli bir meseleydi. Son bir ayda kredi akışı
hızlandı, biz de Nefes kredisini devreye soktuk. Dünyada olduğu
gibi bizde de Merkez Bankası para bastı ve bu sayede Mart ayından
bu yana kamu bankaları 200 milyar liraya yakın kredi verdiler. Kısa
çalışma ödemeleri başladı. Ekonomi yönetimi önümüzdeki aylarda
yabancı sermaye girişi olmasını ve ihracatın toparlanmasını
bekliyor. Bu olursa içerde tüketimi teşvik edecek yeni konut
kredisi ve ÖTV indirimi gibi yeni destekler gelebilir. İnşallah
gelişmeler bu yönde olur” dedi.
TÜİK tarafından 1. çeyrek büyümesinin yüzde 4,5 olarak
açıklandığını kaydeden Çetin “Verilere baktığımızda birinci
çeyrekte sanayi sayesinde bir büyüme görüyoruz. İnşaat yüzde 1,5,
hizmet sektörü ise yüzde 3.4 küçülmüş. En yüksek büyüme yüzde 10,7
ile bilgi ve iletişim sektöründe gerçekleşmiş. İkinci çeyrekte
bütün dünyada olduğu gibi biz de ciddi bir küçülme yaşıyoruz. Asıl
mesele ise Temmuzdan itibaren turizm ve ihracattaki gelişme
olacaktır. Bu yıl dünya ekonomisinde -%3.5, dünya ticaretinde en az
yüzde 13, dünya turizminde yüzde 70-80 oranında düşüş olabileceği
öngörülmektedir. ABD ekonomisi ve Almanya eksi 6 civarında
küçülecektir. İngiltere -%7, Rusya -%5,5 oranında küçülecektir.
Türkiye için beklentiler eksi 3 ve eksi 5 arasındadır. İnşallah
daha iyisi olur. Burada hem üyelerimizi hem ekonomi yönetimi bir
konuda uyarmalıyız. Şu anda kredi, vergi ertelemeleri yapılmıştır,
ancak 10. Ay geldiğinde, yani Ekim ayında herkesi birikmiş vergi ve
SGK ödemeleri beklemektedir. Ayrıca kredi alanların ödemesiz
dönemleri de bitiyor. Rehavet olursa Ekim ayı dert ayı olabilir.
Dolayısıyla herkes nakit yönetimine önem vermeli, 3 ay, 6 ay ve bir
yıllık nakit akış planlamasıyla hareket etmelidir" ifadelerini
kullandı.
"Korona tembelliğinden kurtulmalıyız"
Ekonominin daraldığı bu dönemde maalesef pandeminin psikolojik
etkileri de olduğunu kaydeden Çetin, "Toplumda, iş dünyasında,
bürokraside genel bir koronavirüs hareketsizliği, hatta korona
tembelliği başlamıştır. Herkes bir bekle gör durumundadır. Hızla bu
durumdan kurtulmalıyız. Türkiye Büyük Millet Meclisi biran önce
çalışmaya başlamalıdır. Siyaset dünyası bir araya gelmeli ve
topluma moral vermelidir. Dünya Turizm Örgütü, Hükümetlere çok
güzel önerilerde bulundu. Bu önerileri herkes dikkate almalıdır.
Tüketicinin, turistin sağlığını koruyun ve güven verin, çalışanları
ve istihdamı koruyun, işletmeleri yaşatın, işletmelerin
kapanmasını, batmasını önleyin, kredi ve nakit destek sağlayın,
vergileri azaltın, talebi destekleyin, dijitalleşmeyi hızlandırın,
dijitalleşmeyi krizden çıkış aracı olarak kullanın, iyi yönetişime,
yerel inisiyatiflere önem verin, krize takılmayın, sektörleri
Korona sonrasına, geleceğe hazırlayın. Bu 7 başlık hem kamunun hem
de özel sektörün yol haritası olmalıdır. Sadece hükümetten bir
şeyler talep ederek kalmamalıyız. Antalya özel sektörü olarak
bizler de bu dönemde yeni bir anlayışla hareket etmeliyiz. Biz iş
insanları olarak çalışanımıza, gençlere örnek olmalıyız.
İşletmelerimiz için 2020 yılı para kazanma değil, gönül kazanma
yılıdır. Tüketicinin sağlığı, çalışanın sağlığı, istihdamın
korunması birinci hedefimizdir. Bu yıl ATSO üyeleri için en önemli
konu dayanışma ve güven olmalıdır. Bütün komitelerimizle, bütün
sivil toplum örgütleriyle özel sektör olarak 2020 yılını Antalya’da
güven ve dayanışma yılı ilan edelim. Bu dönemi dayanışmayla aşmayı
hedefleyelim. Aynı gemideyiz söyleminin ne kadar doğru olduğunu bu
dönemde yaşayarak görüyoruz. Herkes borcunu ödemek için gerekli
titizliği göstersin. Mülk sahipleri birkaç ay fedakarlık yapsın.
Her sektör en zor durumdaki mensuplarına yardım etmeye çalışsın. Bu
dönemde ihtiyacı olmayan kredi kullanmasın. İmkanı olan yatırım
yapmaya devam etsin, ortaklığa, işbirliğine önem verelim. Hepimiz
sektörlerimizi, ilimizi güçlendirmeye çalışmalıyız, dayanışma
içinde olmalıyız. Antalya halkına da çağrı yapalım. İnsanlar artık
önlemini de alarak sokağa çıksın, alışverişe çıksın. Bu şehir
hepimizin, bu şehrin restoranı kaybederse herkes kaybeder.
Dayanışma günleri ilan edelim. Her türlü hijyen önlemini alarak
alışveriş kampanyaları, indirim günleri düzenleyelim. Antalya
e-ticaret pazarı gibi projeler geliştirelim. Sanatçılarımız sosyal
mesafeyle meydanlara çıksın, internette Antalya’nın günlük
hayatından videolar dönsün. Antalya dünyada ses getirsin, bunu
yapabiliriz.
Antalya koronavirüsün sağlık etkisinden en iyi şekilde korunmuştur.
Koronanın sağlık etkisinden en az etkilenen iller arasında olmamıza
rağmen, ekonomik olarak en fazla etkilenen il olmak
durumundayız.
Bu yıl pandemi nedeniyle zaten birçok sektörümüz önemli satış azalmaları yaşamıştır. Bu yıl pandemi etkileri içindeki en önemli sorunlarımızdan birisi turizmdeki kayıp olacaktır. Bildiğiniz gibi Avrupa’da, Rusya’da dış hat uçuşları konusunda belirsizlik devam etmektedir. Avrupa içi turizm teşvik edileceği görülüyor" şeklinde konuştu.
"Covid-19’un ekonomiye etkilerini ortaya koyacak bir rapor
üzerine çalışılıyor"
Çetin, "Antalya ekonomisinde bu yıl ortaya çıkacak riskleri
belirlemek, sektörlerimizi hazırlamak, Hükümetimizden gerekli
destekleri talep etmek için Sayın Valimizin desteğiyle COVİD-19’un
Antalya ekonomisine etkisi üzerine akademisyenler ve kendi
ekibimizle bir çalışma başlattık. İyimser ve kötümser senaryolara
göre olası etkiler çalışılıyor. BAKA bünyesinde Burdur ve
Isparta’yı da içine alacak şekilde geniş bir çalışma olacak.
Ekibimiz çeşitli simülasyon çalışmaları yaptı. Hızlı bir şekilde
online toplantılar da yapıldı. SİAD Başkanlarımız ve Komite
başkanlarımız toplantılara katıldılar. Bu araştırma dışında
önümüzdeki hafta bir elektronik anket yaparak üyelerimizin
pandemiden nasıl etkilendiklerini, hangi desteklerden ne kadar
yararlandıklarını, hangi önlemleri aldıklarını ayrıca soracağız.
Bütün komitelerimiz bu ankete önem vermelidir. Sonra araştırma
raporumuzun sonuçlarını da açıklayacağız. Böylece COVİD-19
sonrasının yol haritasını çıkaracağız. Raporumuzda kira desteği,
istihdam desteği gibi konular da yer alacaktır, ama asıl meselemiz
bütün Antalya’nın gelir kaybını azaltacak Antalya’ya dönük
önlemleri gündeme getirmektir." dedi.
"Desteklerin devam etmesi lazım"
Şu ana kadar kredi destekleri, sosyal yardımlarla bir miktar
yaranın sarıldığını hatırlatan Çetin, temennimiz ve taleplerinin bu
desteklerin devam etmesi olduğunu söyledi. Antalya ekonomisine ve
turizm sektörüne uzun vadeli finansman kaynağı talep ettiklerini
kaydeden Davut Çetin, 2015 yılında Antalya turizminin kredi yükünün
12 milyar veya 4 milyar dolar olduğunu ancak şimdi 40 milyar, yani
6 milyar dolar civarına çıktığını belirterek " Bu koşullarda kredi
yapılandırması veya ertelemesi artık çözüm değildir. Uzun vadeli
tahvil, gelir ortaklığı senetleri gibi araçlar devreye alınmalıdır.
Otel renovasyon kredileri cazip koşullarda uygulamaya konulmalıdır.
Otel renovasyonları aynı zamanda Antalya inşaat ve sanayi sektörüne
de destek olacak şekilde kullanılmalıdır. Antalya’nın gelir ve
istihdam kayıplarını azaltmak üzere kamu kurumlarının ve yerel
yönetimlerin alt ve üstyapı projeleri hızlandırılmalıdır. Dijital
teknolojiler konusu turizm, ticaret ve bütün sektörlerimiz için bu
dönemde kurtarıcı araçlardır. Turizmde biz Tanıtım Fonu’ndan pay
istemiştik. Çünkü sadece Ajans, sadece Bakanlık gerekli tanıtımı
yapamaz. Bugün dünya çapındaki turizm portallarında Antalya
hakkında 7/24 bilgi akışı sağlamak gerekiyor. Böyle bir iletişim
yönetimini bir ajans, bir kurum tek başına yapamaz. Her il, her
ilçe birçok dilde içerik üretip yayınlayabilmelidir. Şu dönemde
e-ticaret patlama yaptı, e-ticarette aktif olanlar kazandılar.
Antalya 4.0 çalışmamızı Sayın Valimizle başlatmıştık. Her geçen gün
Antalya 4.0, dijitalleşme ve e-ticaret çalışmalarımızın ne kadar
isabetli olduğunu görüyoruz. Şu anda ATSO Akademi online
eğitimlerle yine bu konularda üyelerimize destek oluyor, yol
gösteriyor. Antalya 4.0 kapsamında veri üretmenin, veri analizinin
ne kadar önemli olduğunu anlatmıştık. Hangi sektörde olursa olsun
veri analizi yapan işletmelerin çok ileri gittiğini göreceğiz.
Antalya veri merkezi kurulması konusu da artık daha önemli hale
gelmiştir. Bu dönemde sağlık turizminin ne kadar önem kazandığını
da görüyoruz. Sağlık turizmi çalışmalarını da hızlandırmalıyız.
Hizmet ihracatına ilave destekler sağlanmıştır. E-ticarete yeni
devlet destekleri gelmiştir. Bu konularda daha fazla çalışacağız.
Pandeminin uluslararası etkisi bir süre daha devam edecektir. Bu
nedenle yurtdışı alım heyetleri ve fuar çalışmalarını da elektronik
ortama kaydırmalıyız. Sanal fuarlar, online heyet görüşmeleri
yapmalıyız. Biz geçen yıllarda yaptığımız yurtdışı çalışmalarının
ihracatımıza olumlu yansıdığını izliyoruz. Bu dönem ihracata daha
fazla yüklenme dönemidir. Bu konuya da ağırlık vermeye devam
edeceğiz." diye konuştu.
Pandemi kurallarına uyulduğu müşteriye
gösterilmeli
Turizmde 3S turizminin bu yıl 4S turizmi olduğunu, dördüncüsünün
sosyal mesafe olduğunu söyleyen Cetin şöyle devam etti: "
İşyerlerinde, restoranlarda, AVM’lerde, plajlarda, her yerde
kurallara uyulduğu müşteriye gösterilmelidir. İşyerleri güven
vermek için sosyal medyayı kullanmalı, online rezervasyon, temassız
ödeme gibi araçlarla güven sağlamalıdır. Kriz zamanlarında prensip
en kötüsünü dikkate alarak en iyi için çalışmaktır. Ben bu konuda
iyimserim ve turizmde daha iyi sonuçların alınabileceğine
inanıyorum. Temmuz ayına kadar çok şey değişebilir ve daha iyi
sonuçlar da elde edebiliriz. Eğer Almanya ve diğer ülkeler
önümüzdeki ay uçuşlara izin verirse, Rusya tarafı açılırsa hızlı
bir toparlanma da görebiliriz. Avrupa’da kapalı kalmaktan sıkılan,
Antalya’ya gelecek halen önemli bir kitle olacağına inanıyorum.
İnsanlar Antalya güneşine sağlık için geleceklerdir. Biz dünyaya
Antalya’da her şeyin güzel olduğunu gösterirsek Temmuzdan itibaren
Antalya, Avrupa’nın ve Rusya’nın odağında olabilir. Bugüne kadar
Türkiye’nin ve Antalya’nın COVİD’den az etkilenmiş olması büyük
avantajdır. Bu avantajımızı, sağlık hizmetlerinde birçok Avrupa
ülkesinden iyi olduğumuzu görenler de Türkiye’ye güvenle
geleceklerdir. Antalya’da turizm sezonunun en iyi şekilde yaşanması
için Sayın valimiz gece gündüz demeden çalışmaktadır. Kaleiçi’nde
örnek bir model uygulamaya koymak üzere önemli bir koordinasyon
sağlanmıştır. Sayın Valimize bütün çabaları, liderliği ve
destekleri için teşekkür ediyorum" dedi.
"Kontrollü sosyal hayat"
Başkan Davut Çetin’in ardından ATSO Meclis Üyeleri’ne seslenen
Antalya Valisi Münir Karaaloğlu, artık kontrollü sosyal hayat
dönemine adım attıklarını dile getirdi. Pandeminin, bütün dünyanın
ortak bir sorunu olduğunu ifade eden Vali Karaloğlu, " Dünyada ve
ülkemizde olduğu gibi Antalya’mızda da bu salgından kurtulmanın
mücadelesini veriyoruz. Bu kriz ortamından özellikle iş dünyası çok
ciddi etkilendi. Farklı sektörler farklı oranlarda etkilense de
herkes bir şekilde bu pandemi mücadelesinden nasibini aldı. Sayın
Cumhurbaşkanımızın dün ifade ettiği, kontrollü sosyal hayat olarak
adlandırılan bu süreçte hepimize çok büyük görevler düşüyor. Hep
birlikte çalışarak ve üreterek bu 3 ay içerisinde kaybettiklerimizi
en hızlı şekilde nasıl geri alabiliriz. Bunun üzerinde durmalı ve
çalışmalarımızı bu doğrultuda yapmalıyız" dedi.
Bu salgının ilk defa Türkiye’de 11 Mart tarihinde görüldüğünü
belirten Vali Karaloğlu, “Sağlık Bakanlığımız ve Sağlık
Bakanlığımız bünyesinde oluşturulan Bilim Kurulu üyeleri Türkiye’de
korona virüs için en riskli iki ilden birisi olarak Antalya’yı
gösteriyorlardı. Antalya’nın riskli gösterilmesinin sebebi
Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olmasıydı. Ama bugün geldiğimiz
noktada hamdolsun Antalya’da bu süreci bütün taraflarıyla başarılı
bir şekilde yürüttük. Gerek vaka sayısında gerekse nüfusun vaka
artış oranında Türkiye’de gerçekten iyi durumdayız” ifadelerini
kullandı.
"Antalya nüfusa düşen vaka sayısında en iyi
il"
Antalya’nın pandemi sürecinde nerede olduğunu ortaya koymak için İl
Sağlık Müdürlüğü’ne istatistiksel olarak çalışma yaptırdığını
belirten Vali Karaloğlu “1 milyon nüfusa düşen vaka sayısı
bakımından Antalya’nın 81 il içerisinde 81’nci sırada. Bunu bir
müjde olarak burada paylaşmak istiyorum. Türkiye’de en iyi iliz.
Bunu da kullanmamız gerekir. Bu şehir turizm şehri. Bu şehrin
güvenli olduğu ve sağlık alt yapısının bu ve benzeri salgınlarda
çok yeterli ve güvenli olduğu konusunda çok ciddi tanıtım yapmamız
gerekir. Müşteri kitlemize de güven vermemiz lazım. Pandemi
sürecinde yaptıklarımız ve yapacaklarımızla hem iç piyasaya hem de
dış dünyaya mesaj vermeliyiz” dedi.
Antalya’nın farklı mahallerinde karantina uygulamasının olduğunu
belirten Vali Karaloğlu, “Antalya’da her şey kontrolümüz altında
ilerlerken ve hasta sayımız sıfıra indi derken cezaevinden tahliye
olan insanların taşımış olduğu virüsün hızla yayılması sonucunda bu
tedbirleri almak zorunda kaldık. Yani bu karantina uygulamaları
Antalya’da durumun çok kötü olduğunun değil, Antalya’daki bu iyi
durumun devam etmesi için alınmış olan çok önemli tedbirlerdir.
Güvenlik güçlerimiz karantina mahallelerini sıkı sıkı takip
ederken, sağlık ekiplerimiz de tarama yapmaya ve hastaların bir an
önce sağlığına kavuşması için tedavi süreçlerini takip etmeye devam
ediyor. Bizim Antalya olarak pandemi sürecindeki farkımız proaktif
davranıp, olayları önceden önlemeye yönelik aldığımız tedbirler
oldu. Bildiğiniz gibi Antalya olarak Türkiye’de ilk şehir giriş
çıkışlarını biz kapattık. Ticaret ve Sanayi Odamızla, Esnaf ve
Sanatkârlar Odamızla müşterek çalışarak ilimizdeki esnafların
çalışma saatlerini planladık. Antalya’yı korumaya çalıştık ve bunun
karşılığını aldık. İnşallah önümüzdeki 10 gün içerisinde pandemi
sorununu tamamen çözmüş olacağız” ifadelerini kullandı.
"Tedavisi devam eden vaka sayısı 51"
Antalya’da hastanelerde tedavi edilen 51 vatandaşımızın olduğunu
belirten Vali Karaloğlu, “51 vakadan 3 tanesi yoğun bakımda geriye
kalan 48 vatandaşımızın normal servislerde tedavisi devam ediyor.
14 vatandaşımız ise bu süreçte hayatını kaybetti. Pandemi
dolayısıyla hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan
rahmet diliyorum. Bu dönemde Antalya’da 29 sağlık çalışanımız ise
maalesef virüse maruz kaldı. 29 sağlık çalışanımızdan 28 tanesinin
tedavileri tamamlandı ve görevlerine geri döndüler. Sadece bir
sağlık personelimizin tedavisi devam ediyor. İnşallah o bir sağlık
çalışanımız da sağlığına kavuşacak ve görevinin başına dönecek. Ben
bu vesileyle hem Antalya’mızdaki hem ülkemizdeki bütün sağlık
çalışanlarımıza gönülden teşekkür ediyorum" dedi.
Antalya’da Pandemi Sürecinin Ekonomik Boyutu
Bu sürecin bir de ekonomik boyutunun olduğunu belirten Vali
Karaloğlu, "Toplumun her kesimi bu pandemiden etkilendi.
Vatandaşlar etkilendi, çalışanlar etkilendi, esnafımız ve
işletmelerimiz etkilendi. Devletimiz her kesime ulaşmaya çalıştı.
Herkesin problemini çözecek çözümler üretmeye çalıştı. Özellikle
Ekonomik İstikrar Kalkınma Programları sayesinde hem vatandaşa
dönük, hem çalışanlara dönük, hem de işletmelere dönük çok önemli
destekler çok önemli iyileştirmeler yapıldı. Ekonomik İstikrar
Kalkınma Paketi kapsamında Antalya’da yapılan yardımlarda birinci
fazda 38 bin 714 kişiye, ikinci fazda 38 bin 667 kişiye, 3. fazda
da yine 41 bin 528 kişiye biner lira olmak üzere toplamda 118 bin
909 vatandaşımıza 118 milyon 909 bin yardım ilettik. Bu yardımlar
karşılıksız, hibe olarak vatandaşımıza vermiş olduğumuz destek.
Ramazan ayı boyunca da vatandaşlarımıza gıda yardım kolileri de
dağıttık. Hayırseverlerimiz ve STK’larımızın da destekleriyle 19
ilçemizde bulunan Vefa Sosyal Destek Grupları aracılığıyla yaklaşık
50 bin ailemize gıda paketi ilettik. Sosyal Devlet anlayışımızla
vatandaşımızın her türlü mağduriyetini gidermeye gayret ediyoruz.
Antalya’mızda 23 bin 558 işyeri kısa çalışma ödeneğine başvurdu.
Başvuru yapan tüm vatandaşların beyanını esas alıp 160 bin
çalışanımızın kısa çalışma ödeneği ödemeleri de tamamlandı. Ayrıca
7 bin çalışanımız da işsizlik ödeneğinden istifade etti. Şu anda
Antalya elindeki başvuruların %90’dan fazlasını sisteme girerek
Türkiye’deki en başarılı il olarak birinci sırada. İŞ-KUR’daki
arkadaşlarımız da gece gündüz çalıştılar, çok teşekkür ediyoruz.
Son olarak da Antalya’da 12 milyon maske dağıtımı gerçekleştirdik.
Bu maskelerden 6 milyon adeti eczanelerimiz aracılığıyla vatandaşa
ulaştırıldı. Bu süreçte vatandaşla aramızda köprü görevi gören
Eczacılar Odasına ve eczacılarımıza da teşekkür ediyorum" dedi.
344 bin çağrıya cevap verildi
Korana virüs sürecinde 65 yaş üstü ve 20 yaş altı vatandaşlarımız
için sokağa çıkma kısıtlaması getirildiğini belirten
Karaloğlu,”Özellikle 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan
vatandaşlarımızın taleplerini yerine getirmek için Türkiye’de 81
ilde ve 921 ilçede Vefa Sosyal Destek Grupları oluşturuldu. Bu
grupların içerisinde askerden polise, öğretmenden imama, Belediye
zabıtasından PTT personeline kadar bütün kamu kurumlarından
çalışanlar yer aldı. 112 acil çağrı merkezi aracılığıyla 211 bin
vatandaşımızın, 133 bin vatandaşımızın da de acıkkapı.gov.tr
dijital adresi üzerinden olmak üzere 344 bin talebe Vefa Sosyal
Destek Grupları aracılığıyla cevap verdik. Vatandaşın her türlü
ihtiyacını karşılamaya çalıştık" ifadelerini kullandı.
3 kamu bankasından sıcak para desteği
Bankası, Halkbank ve Vakıflar bankası olmak üzere 3 Kamu Bankasının
da bu dönemde özellikle iş insanlarına sıcak paraya ulaşmak
konusunda yardımcı olduğunu aktaran Karaloğlu, “Antalya’da bankalar
kredi verme işlemlerine devam ediyor. İş insanlarımızın ve
vatandaşlarımızın bireysel kredi ihtiyaçlarının yerine getirilmesi
konusunda özellikle bu 3 banka gece gündüz demeden ve hafta sonu
özel izin alarak bireysel kredi taleplerini büyük oranda yerine
getirdiler. Bu süreçte Ziraat Bankası toplamda 2 milyar 800 milyon
TL kredi kullandırmış. Bunun 2 milyar 100 milyonu işletmelere 700
milyonu bireysel kredi olarak vatandaşa kullandırılmış. Vakıfbank,
2 milyar 400 TL kredi kullandırmış. Bunun 2 milyar 100 milyonu
işletmelere 300 milyonu ise bireysel kredi olarak kullandırılmış.
Halkbank ise 6 milyar kredi kullandırmış. Bunun 3 milyar 50 milyon
TL si işletmelere,700 milyonu bireysel kredi ve 2 milyar 250 milyon
TL’si ise esnaflara kullandırılmış. Şu anda önemli olan sıcak
paraya ulaşmaktır. İşletmeleri yaşatabilmek en önemli görevimiz.
İşletmelerimizi pandemi sonrasındaki dönemde ayakta tutup koşar
hale getirmemiz gerekiyor" diye konuştu.
"Sadece Eylül ayında 2.5 milyon yabancı
turist"
Sektör olarak baktığımızda Antalya’da en fazla turizm sektörünün
pandemiden etkilendiğini aktaran Karaloğlu, “Tabi ki bu süreçte
Turizm sektörünün toplu olarak kepenk indirmesiyle birlikte
Antalya’da turizm yara aldı. Uluslararası bütün trafik durmuş oldu
ama bir şeyi unutmayalım, krizden çıkarken bu süreçten sonra en
hızlı toparlanacak sektörlerden biri de yine turizm olacaktır çünkü
insanlar taleplerini ortadan kaldırmadı. İnsanlar sadece
taleplerini erteliyorlar. İnşallah 1 Haziran itibarıyla
şehirlerarası seyahat yasağı kalkıyor. Daha önce kapatmak zorunda
kaldığımız ve turizmle bağlantılı olan restoranlar, lokantalar,
kafeler, sahiller, parklar ve mesire alanları açılmış olacak.
İnsanlar evde kalmaktan sıkıldı ve hepimizin tatile ihtiyacı var.
İç turizmde 1 Haziran itibarıyla çok ciddi bir hareketlilik olacak.
Dış turizmde ise özellikle Almanya ile bilet satışları başladı.
Ülkelerin pandemi sonuçlarına göre de dış turizmde özellikle 2020
yılının ikinci yarısında çok ciddi bir hareketlilik yaşanacaktır.
Antalya’ya en kötü ihtimalle 2.5 milyon turistin gelmesi konusunda
iddiada bulunlar oluyor. Ben bu rakamın sadece Eylül ayı içerisinde
yakalanacağını tahmin ediyorum. İnşallah önümüzdeki dönem,
geçtiğimiz dönem kaybettiğimiz kayıpların telafi edildiği bir dönem
olacak” mesajını verdi.