Türkiye'deki atık sular incelendi! Çamurda koronavirüse rastlandı
Türkiye'de koronavirüsün atık sulardaki varlığının araştırılması için devam eden çalışmalarda, önemli sonuçlar elde edildi. Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilge Alpaslan Kocamemi konu ile ilgili açıklamalar yaptı..
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilge Alpaslan Kocamemi, "Dünyada ilk kez, çamur örneklerinden SARS-CoV2 taraması yapan ülke olarak literatürde yerimizi aldık. Bu çok önemli bir gelişmeydi. Bu analizler bize gösterdi ki çamur örneklerinde SARS-CoV2 daha yoğun olarak bulunuyor. Giriş sularından çok, çamur örneklerinde takip ile devam edebilme ihtimali ortaya çıktı. Bu konuyu değerlendiriyoruz." dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Türkiye'de koronavirüsün dağılımına ilişkin detaylı bilgi edinmek ve olası erken uyarı sistemini geliştirmek amacıyla, Türkiye Su Enstitüsü Başkanlığı koordinatörlüğünde çalışma yapılacağını duyurmuştu. Pakdemirli, koronavirüsün su ve atık sulardaki varlığının araştırılacağını ve bu konuda olası risklere karşı erken uyarı sisteminin geliştirileceğini açıklamıştı. Pilot il olarak İstanbul'un seçildiği projede çalışmalar, Türkiye'nin pek çok ilinde devam ediyor. Projenin danışmanlığını yapan Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilge Alpaslan Kocamemi, çalışmalardan elde ettikleri önemli sonuçları, anlattı.
"ÇAMUR ÖRNEKLERİNDE SARS-CoV2 TARAMASI YAPAN İLK ÜLKE
OLARAK LİTERATÜRDE YERİMİZİ ALDIK"
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın koordinatörlüğünde yürütülen projedeki
yeni gelişmeleri kısaca özetleyen Kocamemi, "En son verdiğimiz
beyanatta 3 laboratuvar faaliyete geçti diye belirtmiştik.
Bunlardan İstanbul ve Samsun'da çok yoğun bir şekilde analizler
yapıldı. İstanbul'da giriş sularında alınan örneklere ilave olarak
çamur örnekleri toplandı. Çamur örneklerindeki analiz sonuçları
dünyada yayımlandı. Hatta dünyada ilk kez, çamur örneklerinden
SARS-CoV2 taraması yapan ülke olarak literatürde yerimizi aldık. Bu
çok önemli bir gelişmeydi. Bu analizler bize gösterdi ki çamur
örneklerinde SARS-CoV2 daha yoğun olarak bulunuyor. Giriş
sularından çok, çamur örneklerinde takip ile devam edebilme
ihtimali ortaya çıktı. Bu konuyu değerlendiriyoruz. Bunun akabinde
yapacağımız çalışmalardan kısaca bahsetmek istiyorum. İlk
beyanatımda da söylemiştim, aktif-inaktif çalışmalarına
başlayacağız diye. İstanbul Pendik laboratuvarımız bu anlamda
çalışmalara başladı. Fakat bu aktif-inaktif çalışmaları 3 hafta
gibi bir süre devam edecek. Bu çalışmalar paralel olarak devam
ediyor. İstanbul'daki rutin örnekler İSKİ'nin yardımlarıyla rutin
olarak laboratuvarlara aktarılıyor ve devamlı olarak İstanbul'daki
yayılım durumunu takip ediyoruz. Bizim buradaki amacımız vaka
sayısı belirlemek değil, ne şekilde yayıldığını takip etmek. Çamur
dediğimizi de şöyle düşünün 1 gram katı madde, 99 gram su. Aslında
yine su gibi bir şeyden bahsediyoruz ama tabii ki tankların
altında, tabanında belli bir süre beklediği için biz gördük ki
virüsler burada konsantre oluyor. O zaman tabii ki virüsü yakalamak
çok daha kolay oluyor. Erken uyarıdan hep bahsediyoruz, belki
ileriki aşamalarda erken uyarı için rutin takiplerde giriş suyundan
çok, çamur örnekleri ile devam etmek daha uygun olabilir diye
düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
"SAMSUN'DA VAKA SAYISI AZ OLMASINA RAĞMEN ATIK SUDA
VİRÜSÜ YAKALAMAYI BAŞARDIK"
Vaka sayısı az olmasına rağmen Samsun'daki atık su arıtma
tesislerinin girişinde virüse rastladıklarını ve bunun erken uyarı
sistemi için çok önemli bir kademe olduğunu vurgulayan Kocamemi,
"İstanbul'un dışında diğer illere başladık. Bu illeri belirlerken
az vaka, orta vaka ve çok vaka olan illeri grupladık ve bazı pilot
iller belirledik. Bursa, Yalova, Konya, İzmir, Samsun ve İzmit'ten
numuneler topladık. Analizleri yapılıyor. Özellikle bu illerden
Samsun önemliydi çünkü Samsun'da vaka sayısı az. Samsun'daki vaka
sayısı az olduğu halde, biz bu virüsü atık su arıtma tesisinin
girişinde yakalama şansını elde ettik. Aslında bir şans değil, bu
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın Veterinerlik laboratuvarlarının üstün
çabaları ile oldu. Çünkü gerçekten zor bir metodolojiydi. Çok az
olan bir virüsü kuantifiye etmek oldukça zor bir şey ve bunu
başardık. Bu ileriki süreçte erken uyarı sistemi için çok önemli
bir kademeydi bizim içinö ifadelerini kullandı.
"HAVAALANLARI VE TURİSTİK TESİSLERDE DE SARS-CoV2
TARAMASI YAPMAYA HAZIRIZ"
Havaalanları ve turistik tesisler ile ilgili de çalışmalar yapmaya
hazır olduklarını anlatan Kocamemi, ilgili mercilerden onay
aldıkları takdirde başlayacakları analizlerden ise şu sözlerle
bahsetti:
"Biliyorsunuz Haziran ayı başında havaalanları açılacak ve çok
yakın bir zamanda da turistik bölgelerde faaliyetler başlayacak.
Biz bu süreçte havaalanlarında rutin olarak atık sularda takip
yoluyla ve belirli ülkelerden gelen uçaklardaki atık haznelerinden
alınacak numunelerle SARS-CoV2 taraması yapma yönünde bazı
planlamalar yaptık, metodolojiler geliştirdik. Bunları ilgili
merciiler ile paylaşarak gerekli onayı almamız durumunda, bunu da
yapmaya hazır bir durumdayız. Aynı zamanda turistik tesislerde
başlayacak faaliyetler akabinde, özellikle büyük tesislerin atık
sularından numuneler alarak, tesiste herhangi bir salgın durumu var
mı takibi yapabilecek durumdayız. Bunun hazırlıklarını da yaptık.
Yine onay verilmesi durumunda bunları da yapmaya hazır bir
durumdayız."
'Yeni sekans dizi analizleri' denilen ileri bir genetik yöntem ile,
virüsün alt türlerini belirleyebilecekleri çalışmalara da
başlayacaklarını dile getiren Kocamemi, "Bu ileri bir genetik
yöntem. Bu yöntemle biz SARS-CoV2'nin alt türlerini
belirleyebiliyoruz. Aldığımız atık su numunelerinde SARS-CoV2'nin
hangi alt türleri var, mutasyon sonucunda bu türlerde nasıl değişim
oluyor bunları gözlemleyebiliyoruz. Bunlar yeni nesil sekans
analizleri adı altında geçiyor. Bunun neticesinde, dünyadaki
değişik ülkelerde de bu analizler yapılacak ve her ülke yaptığı
analizi gen bankasına tanımlayacak. Gen bankasındaki sonuçlar ile
bizimki karşılaştırıldığında da, bizim ülkemizde görülen virüsün
alt türlerinin hangi ülkedeki SARS-CoV2'lerle benzerlik
gösterdiğini görebileceğiz. Bu çok önemli bir bulgu çünkü hangi
ülkeden bir geliş olduğu konusunda da bir fikrimiz olabilecek. Bu
anlamda da Türkiye olarak yerimizi alacağız gibi görünüyor. 2 hafta
içinde de bu çalışmalara başlayacağız" dedi.
İSTANBUL'UN KÖYLERİNDEN DE NUMUNELER ALINDI
İstanbul'un köylerinden de numuneler alındığını ve incelemeler
yapıldığını söyleyen Kocamemi, şöyle devam etti:
"Bu analizlerle bizim bir vaka sayısını söylememiz gibi bir şey söz
konusu değil. Ama İstanbul'un hangi ilçelerinde daha yoğun,
hangisinde daha az yoğun tespitini yapabileceğiz. Çok yeni bir şey
var ondan bahsetmedim. İstanbul'da biz tabii temel atık suları yani
şehrin içini taradık. Ama geçtiğimiz hafta İstanbul'un köylerinden
de numuneler aldık. Bunların bazıları içme suyu havzalarını
besliyor, bazıları ise Karadeniz kıyı deşarjı yapıyor. Bunlardan da
numune aldık ama henüz sonuçlar çıkmadı. Şehir içindeki durumu
soracak olursanız, pandemi hastanelerine daha yakın olan
bölgelerdeki atık su arıtmalarda virüs biraz daha yoğun ama çok
radikal farklar yok. Hepsinin girişlerinde SARS-CoV2 var"