Süleyman Özışık'tan dikkat çeken yazı! Ak Parti ve HDP'nin nasıl bir ilişkisi var?
Türkiye gazetesi yazarı Süleyman Özışık bugünkü yazısında AK Parti'nin HDP ile arasında nasıl bir ilişki olduğunu açıklayan bir yazı kaleme aldı.
Türkiye gazetesi yazarı Süleyman Özışık bugünkü yazısında AK Parti'nin HDP ile arasında nasıl bir ilişki olduğunu açıklayan bir yazı kaleme aldı.
Özışık, iktidarın PKK'yı ve onun siyasi ayağını bitirmek için onunla diyolog kurarken, muhalefetin terörü ve terör sevicileri palazlandırmak için diyalog kurduğunu söyledi.
Özışık, İktidar o dönemde "Barış gelsin de nasıl gelirse gelsin" diyerek HDP ile ve Öcalan ile diyalog kuruyordu. Görüşmelerin tek amacı PKK'ya silah bıraktırmak ve savaşı bitirmekti.Peki siz ne yapıyorsunuz? PKK'nın silah bırakması için, savaşın bitmesi için görüşmüyorsunuz, orası net. Aksine, PKK'nın partisine can simidi olmak için mücadele ediyorsunuz'' dedi.
İşte o yazı...
HDP'ye "PKK ile arana mesafe koy" diyoruz, koymuyor.
Bu kez muhalefete, "Bari sen PKK'nın partisiyle arana mesafe
koy" diyoruz, o da koymuyor.
Koymadıkları gibi bir de kızıyorlar bu söylediğimize...
"İktidar, çözüm sürecinde HDP ile ve dahi terör örgütü elebaşı
Abdullah Öcalan ile arasına mesafe koydu mu? Siz o zamanlar
iktidara da aynı çağrıda bulundunuz mu" diye
soruyorlar.
Madem ısrarla bu soruya cevap istiyorsunuz, o vakit cevap
verelim.
İktidar o dönemde "Barış gelsin de nasıl gelirse
gelsin" diyerek HDP ile ve Öcalan ile diyalog kuruyordu.
Görüşmelerin tek amacı PKK'ya silah bıraktırmak ve savaşı
bitirmekti.
Peki siz ne yapıyorsunuz?
PKK'nın silah bırakması için, savaşın bitmesi için görüşmüyorsunuz,
orası net. Aksine, PKK'nın partisine can simidi olmak için mücadele
ediyorsunuz.
Nasıl mı?
Teröre destek veren belediye başkanları görevden alındığında
feryadı figan ediyorsunuz. 53 kişinin ölümünden sorumlu olan katil
Selahattin Demirtaş'ı çıkarabilmek için yırtınıyorsunuz.
Mesela YPG'yi terör örgütü olarak değil, ülkesini korumaya çalışan
kahramanlar olarak anlatıyorsunuz.
Örnek, Kemal Kılıçdaroğlu...
Çukur ve hendek kazarak Doğu ve Güneydoğu Bölgesini ele geçirmeye
çalışan teröristlere, "Hendekçi
arkadaşlar" diyorsunuz.
Örnek, yine Kemal Kılıçdaroğlu...
PKK katlettiğinde gıkınız çıkmazken, asker operasyon yaptığında
devleti "Kürt katili" ilan ediyorsunuz.
Örnek, Canan Kaftancıoğlu...
SİHA'lar terörist avladığında "Onlar terörist olabilir ama
silahsız teröristlerdi" diyerek PKK'lıları savunuyorsunuz.
Örnek, Sezgin Tanrıkulu...
Hatta öyle şirazeden çıkıyorsunuz ki Türk Ordusu'na "Satılmış
Ordu" diyebiliyor, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kahraman
mensuplarına, "Militan" diyerek kin ve nefret
kusabiliyorsunuz.
Örnek, Ali Mahir Başarır ve Engin Altay...
Yani demek ki neymiş?
İktidar PKK'yı ve onun siyasi ayağını bitirmek için diyalog
kurarken, siz terörü ve terör sevicileri palazlandırmak için
diyalog kuruyorsunuz.
Devam ediyorum...
İktidarın seçim dönemlerinde HDP ile her türlü görüşmeyi yaparak oy
kazanmayı hedeflediğini dile getiriyorsunuz değil mi?
Peki durum gerçekten bu mu bir bakalım.
Mesela siz herhangi bir seçim döneminde HDP'nin, "Biz Cumhur
İttifakı adayı olan kişiyi destekleyeceğiz" dediğini duydunuz
mu?
Mesela Pervin Buldan'ın, "Biz İstanbul'da, Ankara'da aday
göstermeyeceğiz. Buralarda Binali Yıldırım'ı, Mehmet Özhaseki'yi
destekleyeceğiz" dediğine şahit oldunuz mu?
Peki; Selahattin Demirtaş'ın, "Bağrınıza taş basın, gidin AK
Parti'nin adayına oy verin" diye istikamet gösterdiğini
gördünüz mü?
Hayır...
Aksine, "CHP'nin adaylarını destekleme kararı aldık.
Seçmenimiz, Ekrem İmamoğlu'na, Mansur Yavaş'a oy
verecek" dediklerine şahit olduk.
Yahu terör örgütü elebaşları Murat Karayılan ile Duran Kalkan bile
CHP'ye ve İmamoğlu'na oy verin diye talimat verdi.
Dahası, ötesi var mı?
Başka bir pencereden bakacak olursak...
Siz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ya da herhangi bir AK Partili
ismin otel lobilerinde HDP'lilerle gizli saklı buluştuğuna şahit
oldunuz mu?
Ya da Erdoğan'ın, HDP ile kapalı kapılar ardında veyahut açıktan
ittifak çalışması yaptığını duydunuz mu?
Hayır!
Peki siz ne yaptınız?
HDP'yi ittifakınıza dâhil ederek Türkiye'yi yönetmeye aday ortak
hâline getirdiniz. İktidara geldiğinizde SİHA düşmanı PKK sevici
Sezgin Tanrıkulu'nu İçişleri Bakanı yapmak için herhâlde!...
Başka hangi amaç olabilir ki?
Ha tamam, şimdi hazır tam yeri ve sırası gelmişken, "Devlet
Abdullah Öcalan'a mektup yazdırırken, Osman Öcalan'ı TRT'ye
çıkarırken neden sesin çıkmıyordu" diyeceksiniz,
biliyorum.
Öcalan kardeşlere bunları yaptırmanın nedeni seçim kazanmak falan
değildi, bunu benim kadar siz de çok iyi biliyorsunuz.
Amaç Selahattin Demirtaş ile Abdullah Öcalan arasında bir görüş
ayrılığı olduğunu ortaya çıkarmak ve hem terör örgütünü hem de
HDP'yi ortadan ikiye bölmekti.
Bunda başarılı oldu da...
Amaç bu çatlağın içinden PKK'yla arasına mesafe koyabilecek yeni
bir Kürt hareketi çıkarmaktı.
Ayhan Bilgen'in kurmaya hazırlandığı yeni partinin amacı da bunu
gerçekleştirmek olacak.
Ama eminim siz Ayhan Bilgen'in başlatacağı hareketin de düşmanı
olacaksınız.
Çünkü sizin amacınız terörün bitmesi değil.
Siz Erdoğan'a rakip olanları değil, düşman olanları
seviyorsunuz!