Süleyman Özışık'tan dikkat çeken yazı!
Nethaber Genel Müdürü Süleyman Özışık, bugün kaleme aldığı köşesinde CHP'nin içerisinde yaşanan ahlaksızlıklara değindi.
CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay'ın tecavüz skandalı büyük ses getirdi.
Gazeteci Süleyman Özışık, Türkiye Gazetesi'nde yayınlanan bugünkü yazısında durumun ciddiyetine değinirken,okurlarına hataya düşülen noktaları aktardı.
İşte Süleyman Özışık'ın mezkur yazısından o bölümler:
Biz muhafazakârlar için en büyük tehlike, içimizden yamuk birinin çıkmasıdır. Ne bileyim, bir tecavüzcü, bir sapık, bir hırsız veya bir yolsuz. O bir kişinin yaptığı hata bütün muhafazakâr camia böyleymiş gibi duyurulur.
Bu sadece Türkiye için geçerli değil, dünyada da durum
aynıdır.
Din gölgesine sığınan bir dinsizin yaptığı herhangi bir eylem
dünyada sinema filmlerine konu olur. Üzerine filmler çekilir, bütün
Müslümanlar katil ve barbarmış gibi gösterilir.
Ancak onlar en azından kendi içlerinden çıkan sapıkları ve
katilleri deşifre etmekte beis görmezler.
Bizdeki durum bunun tam tersi.
İş öyle bir noktaya vardı ki artık “Senin tecavüzcün, benim
tecavüzcüm. Senin hırsızın, benim hırsızım. Senin sapığın, benim
sapığım” düşüncesi hâkim oldu.
Bakın size birkaç örnek vereyim.
Ensar Vakfı’nda bir namussuzun yaptığı sapıklık sonucu Türkiye ayağa kalktı. Sapık yakalandı, adalete teslim edildi ve bilmem kaç kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
İlk tepki veren muhafazakâr camia olmasına rağmen, bu
namussuzluk muhafazakâr camianın sırtında bir kambur olarak
kaldı.
Nerede benzer sapıklık yaşanmışsa, en önce biz saldırdık biz hesap
sorulması için çığlık attık.
Buna rağmen karşı mahalle tarafından, “Sapık dindarlar, aşağılık muhafazakârlar” diye damga yedik. Sanki aynı şeyler kendi içlerinde yaşanmıyormuş gibi bir hâl takındı bize bu damgayı yapıştıranlar.
Oysa aynı beter şeyler kendi içlerinde de yaşandı, yaşanıyor ve
yaşanacak.
Sadece CHP’nin içinde genel başkanından en alt kademedeki
görevlisine varıncaya kadar onlarca taciz, tecavüz ve cinsel
istismar suçu işlendi.
Bunlardan biri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun
akrabasıydı. Rezaleti önlemek ve tecavüzcüyü kurtarmak için
kütükten akrabalık bağını kaldırdılar.
İl ve ilçe teşkilatlarında sayısız tecavüzler, tacizler ve çocuk
istismarı yaşandı.
Hepsini koruyup kolladılar ve görevlerine devam ettirdiler.
Yahu…
Bir seçim otobüsünde erkekler, kadınlar ve travestiler grup hâlinde yakalandılar.
Hepsi ama hepsi hâlâ görev başında ve hepsi bize hâlâ namus satıyor.
Bakın geçtiğimiz hafta Didim Belediye Başkanı’nın kendisinden iş istemeye gelen bir kadına başkan yardımcıları ile birlikte topluca tecavüz ettiği ortaya çıktı.
Belediyeye gelen 14 ayrı kadına aynı sapıkça muameleyi yaptığı belirlendi.
Kendi erkek şoförüyle sapıkça ilişkiye girdiği, kadın başkan
yardımcısıyla grup seks yaptığı belgelendi. Belgelendi diyorum
çünkü bunları yaparken kendini şoförüne verdiği kameraya
çektirdi.
Ötesi var mı?
Ama ne oldu?
Lanetlemek şöyle dursun, partiden atmak böyle dursun, ne kadar CHP’li varsa belediyeye koştu, “Başkan yanındayız” diye destek verdi.
Sadece kendilerinden olana destek vermiyorlar bu konuda…
HDP Milletvekili Tuma Çelik’in bir kadına tecavüz ettiği ortaya
çıktı. Milletvekili bu işi yaptığını açık açık itiraf etti. İlk
sahip çıkanlar yine CHP’liler oldu.
Geçtiğimiz haftalarda Uşşaki Tarikatı’na mensupmuş gibi görünen bir
sapığın küçük kız çocuğuna yönelik cinsel istismarı haber konusu
oldu. Bu rezalete de ilk tepkiyi veren yine muhafazakâr camia oldu.
Şahıs yakalandı, hapse atıldı.
Peki karşı mahalle ne yaptı?
İsminin önünde şeyh ibaresini görünce bir saldırdılar ki anlatamam. Sonra baktılar ki şeyh dedikleri sapık kendilerine destek veriyor, Erdoğan’a saldırıyor. Anında yazdıklarını sildiler ve suspus oldular.
Yine geçtiğimiz hafta kendine hoca diyen bir sapığın kadınlara
cinsel istismarda bulunduğu video kaydıyla belgelendi.
Yine bir saldırdılar ki anlatamam!
Ama sonra onun da HDP’li olduğu ortaya çıktı. Bir kez daha geri
vites yapıp üç maymunu oynadılar. Sapık hakkında, sapığın sapıklığı
hakkında tek kelime etmediler.
Sadece sapkınlık meselesi değil ki…
Bakın hırsız var diyen yazarları hırsız çıktı, devletin arazisi
üzerine yürüyen villa yaptırdığı ortaya çıktı. Yine her hafta
“Vatandaşın malı çalınıyor” diyen ve geçtiğimiz haftalarda emekliye
alınan televizyoncunun çiftliğine kaçak arazi eklediği ortaya
çıktı.
Milletvekillerinin, devletin yüzlerce dönüm arazisine kaçak çiftlik
yaptırdığı ortaya çıktı. “Kazdağları yok
olmasın” diyenlerin tamamının Kazdağları’nı kaz gibi yolduğu
ortaya çıktı.
Ellerinde her belediyeden yolsuzluk ve hırsızlık haberleri geliyor.
Belgeleriyle ortaya koydum. Belediye başkanı 18 kaçak kat yapımına
göz yumduğunu fotoğraflarıyla gösterdim.
Gık demediler bu konularda…
Tek söyledikleri şey, “Sizinkiler de bunu yapıyor” oldu.
Tek yaptıkları namussuzluk yarıştırmak oldu.
Yahu tamam da be kardeşim.
Biz yakaladık mı kapı dışarı ediyor, el âleme rezil ediyoruz. Siz
niye üstünü kapatıyorsunuz onu söyleyin bize…
Toplu seks sapanları, toplu tecavüzcüleri, hırsızları yolsuzları
niye koruyorsunuz onu anlatın.
“Erdoğan ülkeyi çok kutuplaştırdı” diyorsunuz da. Namus
konusunda da kutuplaştırmadı ya be kardeşim?