Süleyman Özışık yazdı! Onursuz bir zafer uğruna…

Türkiye Gazetesi yazarı ve Nethaber Genel Müdürü Süleyman Özışık gündemdeki konularla ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı..

Allah kimseyi bunların düştüğü rezil ve zelil duruma düşürmesin. Düşünsenize; terör örgütleriyle iş tutarak iktidara gelmeyi hayal ediyorsun. 
Mesela, 6-8 Ekim olaylarının faillerini savunmak zorunda kalıyorsun. 53 kişinin katledilmesinde başrol oynayan siyasetçi görünümlü teröristlere sahip çıkıyorsun.
Mesela, tek suçu kurban eti dağıtmak olan Yasin Börü'yü barbarca katleden teröristlere katliam emrini veren Selahattin Demirtaş gibi bir teröriste özgürlük istemek zorunda kalıyorsun. 
Mesela; başında bulunduğu belediyelere teröristleri dolduran, belediyenin önündeki ve internet sitesindeki Türk Bayrağı'nı ve Atatürk resimlerini kaldıran hainlere dokunuluyor diye ciyak ciyak bağırmak zorunda kalıyorsun. 
Mesela ülkenin herhangi bir kurumunda bir taciz veya istismar olayı yaşandığında sende kırıntısı olmayan namustan dem vuruyorsun. Ama aynı şey PKK'nın partisinde olunca ve bunu yapan milletvekilinin dokunulmazlığı düşürülünce tecavüzle ilgili tek kelime edemiyorsun.
Ya da kendi belediye başkanın bir kadına iki başkan yardımcısıyla birlikte tecavüz edince, belediyedeki başkanlar ve başkan yardımcıları toplu seks yaparken suçüstü yakalanınca utanç içinde kalacağına, ekran karşısına geçip sırıta sırıta "Bizimkine kumpas kuruluyor" demekle yetiniyorsun.  
Niye?
Terör örgütünün desteğiyle birkaç oy devşirebilmek ve iktidarı devirebilmek için...
Bırakın gelişmiş ülkeleri, bir kabilede bile yaşansa böyle insanları başını camdan dışarı uzattığında tükürüğe boğarlar ama bunlar bu ülkede siyaset yapıyor, yapabiliyor.
Bakın, Hatay'da bir orman yangını tüm ülkeyi ayağa kaldırdı. Yangını terör örgütü PKK'nın başlattığı ortaya çıktı, ormanı yakan hainler yakalandı. İçlerinden birkaç tanesi hariç kimse PKK'ya laf edebiliyor mu?
Yok!
Sebep ne peki?
Çünkü dağdaki terörist Murat Karayılan'ı kızdırmaktan korkuyorlar. Olmayan bir görüntü üzerinden, "Erdoğan Katar Emîri'nin karşısında para için eğildi" diyebilecek kadar alçalıyorlar. 
Ama Murat Karayılan'ın, Cemil Bayık'ın önünde eğildiklerini, hatta onların kucağında oturduklarını belli etmemeye çalışıyorlar.
Ve ne yapıyorlar biliyor musunuz?
PKK'nın orman yaktığı kesinleşmesine rağmen, ormanı yakan PKK'lı teröristler yakalanmasına rağmen "O ormanlar küresel ısınmadan dolayı yanıyor" diyebiliyorlar. 
Dünyanın küfrünü, hakaretini yiyince de yazdıklarını silip, konuştuklarını yalamak zorunda kalıyor ve pis pis oturup kalıyorlar.
Dertleri, tasaları ve bütün çabaları Erdoğan'ı bir şekilde indirmek. Bunu başarabilmek için muhalefetle ihanet arasındaki çizgiyi aşıyor ve bu aşmayı normalmiş gibi anlatıyorlar.
Onursuz bir zaferin planlamasını yaşıyorlar.
"Ülke yanacaksa, devlet yıkılacaksa yıkılsın. Yeter ki Erdoğan gitsin" diyebilecek kadar gözleri dönmüş durumda. "Bu devlet bizim devletimiz değil. Bu devlet Erdoğan'ın devleti. Yıkılsın, biz yenisini kurarız" diyenleri bile var. 
İmkânları olsa Ermenistan'ın Azerbaycan'daki sivillere yönelik yaptığı alçakça saldırıların bir benzerini kendi ülkelerine yapacaklar. 
Uyarıyoruz, olmuyor, eleştiriyoruz kimse duymuyor! 
Hâl böyle olunca bize de söylenecek tek cümle kalıyor. "Allah, insanı iktidara gelebilmek için ülkesine ihanet edecek kadar şerefsiz yapmasın" diyoruz.
Zira; aşağılık insanların oyuncağı olup onların ayak oyunları sayesinde onursuz zaferler kazanmaktansa...
Onur sahibi, şeref sahibi, namus sahibi insanlarla bir arada olup hezimet yaşamak çok daha şerefli bir şeydir. 
Ne mutlu bunu yapabilenlere...