Süleyman Özışık yazdı! Bütün bu suçlar bir belediyede yaşandı
Türkiye gazetesi yazarı ve Nethaber Genel Müdürü Süleyman Özışık CHP’li Esenyurt Belediyesi hakkında bir yazı daha kaleme aldı..
Esenyurt Belediyesi ile ilgili iki yazı yazdım. Bu muhtemelen
son yazı olacak. Yazdığım önceki iki yazı ile ilgili belediyeden en
ufak bir açıklama yok.
Âdeta teneşir uykusundaymış gibi davranıyorlar.
Gerçi açıklama yapabilecek yüzleri olduğunu da sanmıyorum.
Sanmıyorum çünkü yazdığım her şeyin belgesinin olduğunu ve o
belgelerin de elimde olduğunu biliyorlar.
Şimdi gelelim yazacağımı söylediğim diğer konulara…
Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt bundan birkaç ay önce
Zafer Mahallesi, Şafak Rezidans bölgesinde bir taksi durağının
açılmasına izin veriyor.
Bu taksi durağını açmasında iki neden var.
Birincisi, kendisine yakın kişilere rant kazandırmak. İkinci neden
ise seçimde kendisine yakın durmayan aynı yerdeki Çavuş Taksi
durağını devre dışı bırakmak.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Bağlı UKAME,
illegal yöntemlerle yapılan bu taksi durağını haber alınca, bunun
yasal olmadığını ve teksi durağının derhâl kapatılması gerektiğini
içeren bir yazı gönderiyor Esenyurt Belediyesi’ne…
Ancak Kemal Deniz Bozkurt bu talimatı dinlemiyor ve HDP-PKK’ya
yakın kişilerin işlettiği bu taksi durağına giderek, “Bu durak
burada kalacak, kefili de benim” diyor.
Taksi durağının illegal olduğunu ve kaldırılması gerektiğini
söylemek için belediyeye giden Kemal Deniz Bozkurt karşıtı taksi
durağının işletmecisi Ali Çavuş isimli kişi, başkanlık makamında
kafasına silah dayanarak tehdit ediliyor.
Kısa bir süre sonra Kemal Deniz Bozkurt’un illegal yollarla
kurdurduğu taksi durağının çalışanları, ters düştükleri Çavuş Taksi
çalışanları ile kavgaya tutuşuyor.
Çıkan kavgada Başkan Kemal Deniz Bozkurt’un kefil olduğu
taksiciler, rakip gördüğü taksiciyi silahla öldürüyor.
Yani düşünün ki başkanın kefil olduğu taksiciler, taksi durağına
silahlarla gelerek çatışmaya giriyor...
Esenyurt günlerdir bu olayla çalkalanıyor. Çavuş Taksi çalışanları
belediyenin önünde hemen her gün eylem yapıyor ama Kemal Deniz
Bozkurt bu konuyla ilgili tek kelime etmiyor.
Bir diğer olay…
Hatırlarsanız bundan bir süre önce Esenyurt Pınar Mahallesi’nde
su baskını yaşanmış, yüzlerce dükkân ve ev sular altında
kalmış, bir kişi de boğularak ölmüştü.
Aslında bu olay düpedüz cinayetti!
Niye bunu söylediğimi merak ediyorsanız, anlatayım.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İSKİ, Pınar Mahallesi’ndeki
dere yatağının ıslah edilmesi için bundan bir yıl önce gerekli
planlamayı yapıyor. Bölgede çalışmalara başlanacağı esnada Esenyurt
Belediye Başkanı Başkan Kemal Deniz Bozkurt, “Ben burayı
Venedik gibi yapacağım. Gondollar, sandallar gezdireceğim.
Şelaleler yapacağım” diyerek buradaki çalışmayı
durduruyor.
İSKİ bunun üzerine, “Burada yaşanacak bir sel faciasından siz
sorumlu olursunuz” diyerek resmî yazı gönderiyor ama
başkan Bozkurt kararından vazgeçmiyor.
Bir süre sonra yukarıda anlattığım su baskını oluyor ve bir
kişi hayatını kaybediyor, binlerce ev ve iş yeri sular altında
kalıyor.
Televizyon kanalları Başkan Bozkurt’a bağlanıp “İlçenizde sel
felaketi var. Şu an kurtarma çalışmaları var. Ne
diyorsunuz?” diye soruyor. Bozkurt “O mahalle bize bağlı
değil, Avcılar’a bağlı” diyerek sebep olduğu cinayet gibi ölümü
örtbas etmeye çalışıyor.
Ve bir başka olay…
Başkan Bozkurt göreve geldikten sonraki ilk yılbaşında bir takvim
bastırıyor. Hani bildiğimiz duvara asılan 365 yapraklı takvimler
var ya.
Onlardan işte…
Ancak takvim, takvim değil, âdeta bir terör propagandası…
Bana gönderilen takvimin yapraklarını tek tek inceledim.
“Tarihte bugün” kısmında yazılanlar tek kelimeyle dehşet!
“Abdullah Öcalan yakalandı” diyor mesela bir sayfada ama
Öcalan’ın bir terör örgütü elebaşı olduğuna vurgu yapılmadan.
Geçmiş yıllarda Diyarbakır Cezaevinde başlatılan açlık grevleri
kutsanıyor. Türkiye’de yaşanan kayıplardan ve faili meçhullerden AK
Parti sorumluymuş gibi bir algı yapılıyor.
Gezi olaylarının yıl dönümü hatırlatılıyor, Ethem Sarısülük’ün
devlet tarafından katledildiği yazılıyor.
Takvimin bazı sayfalarında diktatörlük vurgusu yapılıyor, bu vurgu
üzerinden Erdoğan’a göndermelerde bulunuluyor.
Kimi tarikat ve cemaatlere vurgu yapılarak tecavüz ve taciz
olayları hatırlatılıyor. Örneğin Hüseyin Üzmez’in cinsel
istismardan ceza aldığı, hastanelere hamilelik testi için müracaat
eden 18 yaş altı kızların sayısı ve bilgileri veriliyor.
Ülkenin irtica tehlikesi yaşadığı algısı yapılarak, İsmet
İnönü’nün, “Ülkeyi dinî irticadan kurtarmanın tek yolu,
millete Kur'ân’ı Türkçe okutmaktır” sözü irticanın bitirilmesi
için kaynak olarak kullanılıyor.
Ve daha sayamayacağım yüzlerce böyle yazı…
Kopan kıyamet üzerine başkan dağıtılan takvimi toplatarak bu işten
kurtulmaya çalışıyor.
Özetle…
Yukarıda saydığım onlarca suç niteliği taşıyan işlere imza atan
Esenyurt Belediyesi âdeta pistten çıkmış yarış arabası gibi
savruluyor. Nereye vuracağı, nerede duracağı bilinmiyor.
Bu işin sonu nerede bitecek, ben de merak ediyorum.
İzleyelim, görelim...