Süleyman Özışık yazdı! Bülent Arınç yine görevini yaptı
Türkiye Gazetesi yazarı ve Nethaber Genel Müdürü Süleyman Özışık gündemdeki yerini koruyan Bülent Arınç'ın açıklamaları hakkında çarpıcı bir yazı kaleme aldı..
Son günlerde Ümit Özdağ'ın İyi Parti ile öldürücü açıklamalarını
konuşuyorduk. Özdağ İyi Parti'nin içinde FETÖ'cüler bulunduğunu
söylüyor ve bu isimleri saklamadan açıklıyordu.
Sonra?
Sonra yine aynı Ümit Özdağ CHP ve İyi Parti'nin kapalı kapılar
ardında HDP ile gizlice Anayasa taslağı hazırladığını söylüyordu.
Çok geçmeden bu taslağın detayları ortaya çıkıyor ve siyaset
dünyamızda âdeta bir zelzele etkisi yapıyordu.
Kemal Kılıçdaroğlu yalanlarına yenilerini katarak meseleyi inkâr
etmeye çalışıyor, Meral Akşener ise iyiden iyiye köşeye sıkışmış
hâlde ne yapacağını bilemez şekilde çırpınıp duruyordu.
Peki tam bu sırada ne oldu?
Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç durduk yerde
Habertürk'e bağlandı. Yine durduk yerde ve hiç gündemde yokken
Selahattin Demirtaş'ı gündeme getirdi.
Tarihe kayıt düşmek için Arınç'ın o sözlerini tekrar
hatırlatayım:
"Demirtaş 3-4 yıldır tutuklu. Tutukluluk cezaya
dönüşmemeli. Demirtaş ile bizim 1-2 görüşmemiz oldu. Cezaevlerinde
isyanlar, açlık grevleri olmuştu. Selahattin Demirtaş'ı tanımak
veya onu yargılamak için onun yazdığı ‘Devran’ isminde kitap var.
Ne olur onu alıp okuyun.
*Ben korona süreci içinde bunu okudum. Belki Selahattin
Demirtaş hakkındaki kanaatinizi değiştirmeyeceksiniz ama ve Kürtler
ve Kürtlerin yaşadığı travmalar üzerinde kafanızda çok şeyler
değişecek.
*Ben Başbakan yardımcısı iken çözüm sürecinde bazılarının
tahliyesi sağlanmıştı, bunun da tahliyesi olabilir. Yargıçlar,
mahkemeler, savcılar özgürlükçü düşünsünler..."
Evet böyle dedi...
Böyle dedi ve hem gündemi bir kez daha değiştirdi hem de siyaseten
can çekişen Meral Akşener ile Kemal Kılıçdaroğlu'na can simidi
oldu.
Bülent Arınç tecrübeli bir siyasetçi...
Onun tecrübesi sayesinde artık ne Meral Akşener'i ne de Kemal
Kılıçdaroğlu'nu konuşuyoruz. Bülent Arınç'ın tecrübesi sayesinde
iki partinin kapalı kapılar ardında sergiledikleri ihanet taslağını
unuttuk, Selahattin Demirtaş'ın tahliyesini konuşmaya başladık.
Birkaç gündür gazetecileri yazarları takip ediyorum.
Bazıları, "Arınç Erdoğan'dan izin almadan bu konuşmayı
yapamaz" diyor.
Ben de diyorum ki...
"Arınç Erdoğan'dan izin almış olsa bile bu sözleri
konuşamaz. Konuşmamalı. Bu sözleri söyleme hadsizliğini hiç kimse
kendinde görmemeli!.."
Öncelikle haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanlardan olmamak
adına şunu söylemek isterim.
Bülent Arınç boş zamanlarında ya akaryakıt istasyonlarında çalışan
KHK ile ihraç edilmiş vatan hainlerini görüyor ya da terör örgütü
PKK'nın emir eri Selahattin Demirtaş'ın kitabını okuyor. Ve sadece
onların yaşadığı sıkıntıları gündeme getiriyor.
Dikkat ediniz!
15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden 5 yıl geçti. Darbe
girişiminde 251 insanımızı şehit verdik, binlercesi elini,
kolunu, bacağını, gözünü kaybetti. 5 yıl içinde darbeye direnen bu
kahramanlarla ilgili onlarca kitap yazıldı.
Bülent Arınç bu kahramanlardan bir tekini dilinin ucuna almıyor.
Mesela Ömer Halisdemir'den bir kez olsun bahsetmiyor. Ama her ne
hikmetse ya ihraç edilmiş hainlerden ya da 53 vatandaşın katliam
emrini veren Demirtaş'tan bahsediyor.
Neymiş efendim?
Demirtaş'ın "Devran" isimli kitabını okuduğumuzda
Demirtaş'la ilgili düşüncemiz değişmese bile Kürtlerle ilgili
düşüncelerimiz değişecekmiş.
Öyle diyor...
Bizim Kürtlerle ilgili değişmesi gereken kötü bir düşüncemiz yok ki
değişsin. "Türk neyse, Kürt de
odur" diyerek onları en az kendimiz kadar hatta
kendimizden fazla bu ülkenin sahibi görüyoruz.
Bizim kötü düşüncelerimiz PKK'lı teröristlerle ilgili değil mi?
Bülent Arınç'ın terörü destekleyen HDP'lilerle ve terörist
PKK'lılarla ilgili düşünceleri değişmişse orasını
bilemem.
Bu ülke insanının fikri değişmez, değişmeyecek!
Bülent Arınç Selahattin Demirtaş'ın salıverilmesini istiyor. Canlı
yayında öyle diyor. Dahası, Selahattin Demirtaş'ın suçsuz yere
hapiste yattığını belirtiyor.
Bunu bizzat Yasin Börü'nün annesinin gözlerinin içine bakarak
söylemesini gerçekten çok isterdim. Ancak bunu yapacak
cesareti olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz.
Fazla uzatmak niyetinde değilim.
Son olarak diyeceğim şudur:
Son açıklamalarının ardından CHP ve HDP kanadından Bülent Arınç'ı
alkışlayanlar ve "Arınç AK Parti'nin içindeki vicdanlı
isimdir" diyenler oluyor.
Bana bu kesimlerden alkış ve övgü gelmiş olsa ben şahsen utanırdım.
Gerçekten utanırdım. Çenemi göğsümden kaldıramayacak hâle
gelirdim. Ama bu durum Arınç'ı mutlu ediyorsa orası da
kendisinin bileceği iş...
Ha, eğer iddia edildiği gibi Arınç AK Parti'nin özgürlükçü dili ve
vicdanı görevini görüyorsa, o zaman geriye söylenecek tek söz
kalıyor.
Yazıklar olsun!
Binlerce, milyonlarca kez yazıklar olsun!