Süleyman Özışık yazdı! AK Parti’nin yapması gereken…
Türkiye gazetesi yazarı ve Nethaber genel müdürü Süleyman Özışık, AK Parti iktidarının yaptığı devrimleri köşesine taşıdı..
Elini vicdanına koyan herkes, AK Parti'nin 18 yıllık iktidarı
döneminde Türkiye'nin değer gücüne büyük katkı sağladığını
rahatlıkla kabul eder.
Hatalar yok mu?
Var elbette...
Dünyayı yöneten süper güç dediğimiz ülkelerin iktidarları hiç hata
yapmıyor mu? Dikkatli izlerseniz, onların da neredeyse her gün
belli konularda hata yaptıklarını rahatlıkla itiraf ettiklerini
görürsünüz.
Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan da zaman zaman yaptıkları hatalardan
dolayı iç hesaplaşmaya gidiyor, kendisini ve partisini muhasebe
yapmaya davet ediyor.
Ancak bu iktidarın doğrularının yanlışlarından katbekat fazla
olduğunu hepimiz görüyoruz. Millet de görüyor olmalı ki 18 yıldır
bu iktidardan vazgeçmeyi aklının ucundan geçirmiyor.
Birileri eleştiriyor eleştirmesine ama şahsi kanaatim şudur ki
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtikten sonra bu ülkede neredeyse her
gün bir devrim gerçekleşiyor.
Hem de sadece bir kararname ile...
Özellikle pandemi sürecinde alınan hızlı kararlar, diğer dünya
ülkeleri gibi bir yıkıma sürüklenmemize mâni oldu, bunu kabul
etmemiz gerekiyor.
Dünyanın maske derdine düştüğü bir dönemde Türkiye'nin
yatırımlarına olanca hızıyla devam etmesi bu ülke için bir
devrimdir.
Ayasofya'nın 85 yıl sonra ibadete açılması bir devrimdir. Kendi
yerli ve millî trenlerimizi raylara indirmemiz bir devrimdir.
Ucu bucağı görünmeyen devasa şehir hastanelerinin ardı ardına
açılması bir devrimdir. Yerli ve millî aracımız olan
TOGG'un fabrikasının kurulması bir devrimdir. İstanbul
Havalimanı'nın yeni bölümlerinin hizmete açılması bir
devrimdir.
Yeni yerli ve millî sismik araştırma gemilerimizin, sondaj
gemilerimizin yapılması bir devrimdir. Düne kadar kurak ve çorak
topraklar dediğimiz ülkemizde doğalgaz rezervlerine erişilmesi bir
devrimdir.
Doğu Akdeniz'de, Libya'da, Irak'ta, Suriye'de dünyaya kafa tutmamız
bir devrimdir. Savunma Sanayi alanında dünyaya meydan okuyacak hâle
gelmemiz bir devrimdir.
Siz kabul etmeyebilirsiniz ama bunlar gerçekten başlı başına bir
devrimdir bu ülke için...
Ha ama...
Dikkat ederseniz bütün bu devrimler yapılırken vatandaşta dikkat
çekici bir memnuniyetsizlik var. İktidar ne yaparsa yapsın,
tabandan gelen yoğun bir eleştiri var.
Var çünkü bütün bunların yanında kötü giden bir ekonomi var. Şu
anda dünyanın neredeyse her ülkesinde büyük bir travmaya neden olan
bu sorun, bizim ülkemizde biraz daha derinden hissediliyor.
Vatandaş yapılan her hizmeti gururla karşılıyor ama cebine
dokunmayan hizmetleri de yeterli görmüyor.
Şunu kabul etmemiz gerekiyor ki ülke insanının alım gücü çok düştü.
Eskiden 5 poşeti doldurmaya yetecek para şimdi bir poşeti bile
doldurmuyor.
Özellikle pandemi sürecinde sıkıntılı zamanlardan geçen esnaf isyan
çığlıkları atıyor. "Şunu yaptın, bunu
yaptın" diye kesilen cezalar esnafın da vatandaşın da
tahammül sınırlarını zorluyor.
Evet, yukarıda da saydığım gibi AK Parti bu ülkeye çok güzel
hizmetler verdi, vermeye devam edecek bundan kimsenin kuşkusu,
endişesi yok. Ama artık dikkatlerin doğrudan ekonomiye verilmesi ve
vatandaşın cebine dokunacak icraatlara imza atılması gerekiyor.
Dikkat ederseniz millet bu iktidara, "Yol yapmıyorsun,
havaalanı, yapmıyorsun, hastane yapmıyorsun, çöplerimi
temizlemiyorsun" demiyor. "Beni unutma, benim kötü
durumda olduğumu unutma" diyor sadece...
AK Parti 18 yılda ülkenin her ferdi için yüksek bir standart
oluşturdu. Neredeyse her kapıda bir ya da iki araba var. Herkesin
elinde ultra lüks cep telefonları var. Kabul edelim ki düne kadar
herkes oluk oluk para harcıyordu. Şimdi kimse bu standartları
kaybetmek istemiyor.
Basit bir hayat kuralıdır. Bisikleti olana, bisiklet
hediye edeceğini söylemek o kişiyi memnun etmez. Ancak daha büyük
ve daha önemli bir hediye memnun edebilir.
Bu nedenle AK Parti'nin bugüne kadar yaptığı yatırımlardan ziyade
direkt olarak vatandaşa dokunacak icraatlara girişmesi
gerekiyor.
Gelen ekonomik veriler Türkiye'nin bir yıl içinde düzlüğe çıkıp
gaza basacağını gösteriyor. Ancak vatandaşın bu süreyi bekleyecek
takati, dermanı yoksa, işin sonu çok kötü noktalara gidebilir.
Benden söylemesi...