Prof. Dr. Naci Görür'den korkutan İstanbul açıklaması
Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, Marmara depreminin eli kulağında olduğunu söyleyerek “Hepimiz insanız, çok korkuyorum” dedi.
Türkiye’nin en ünlü yerbilimcisi Prof. Naci Görür, Marmara depreminin eli kulağında olduğunu söyledi. İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi mezunu Bilim Akademisi Üyesi Prof. Naci Görür Kazandığı bursla doktorasını İngiltere'de yaptı. Ülkesine döndü ve memleketine hizmet etmeyi seçti. Peki bugüne nasıl geldi? Jeolojiyi nasıl seçti?
İşte Prof. Naci Görür'ün Sözcü'ye anlattıkları:
Bizim zamanımızda teknik üniversiteye girmek hayaldi. Özellikle Elazığ'da herkes teknik üniversiteye girmek isterdi, o zaman yüksek mühendis olunuyordu. İnanılmaz prestiji vardı. İstanbul'a trenle 3 günde geldim tek başıma. Yolda ateşlendim, o şekilde girdim sınava. Maden Fakültesi'ne girdim. 2. sınıfın sonunda jeoloji mühendisliğini seçtim.
Selami Seyhun diye bir abimiz vardı. Keban Barajı projesinde çalışıyordu. Onunla çalışmak heyecan verici geldi. Lisede Fen bilimleri hocam rahmetli Fatma Sayın vardı. Bir gün bize taş toplama ödevi verdi. “Herkes Harput'tan değişik taşlar toplasın” dedi. Birkaç gün sonra “Taşları topladınız mı” diye sordu. Benden başka getiren olmamış. O zaman dedi ki “Naci jeolog olacak.” Allah söyletir ya.
99 depremlerini yaşarken Etiler'de İTÜ lojmanındaydım. Deprem olduğunda uyandık. Çocuklarım küçük daha. Tabi korktular, bağırdılar. İlk yaptığım onları alıp evde hayat boşluğu olarak belirlediğim masanın kenarına götürmek oldu, çömeldik. İçinde bulunduğun binaya güvenmiyorsan ve bir de sevdiklerin varsa korkmamak mümkün değil, nihayetinde insansın. Herkes gibi ben de korkuyorum.
Güven önemli
California'da yer bilimci arkadaşlarımız vardı. Bir arkadaşımızın
hanımı sohbet esnasında “Deprem olduğu zaman korkmuyoruz. Biliyorum
ki evden sağ çıkacağım, çocuklarım okuldan sağ gelecek” dedi. Bu
güven duygusu çok önemli. Düşünün 7 büyüklüğünde depremler oluyor
orada bir kişi tesadüfen yaşamını yitiriyor veya yitirmiyor. E biz
100 binleri konuşuyoruz. Hazırlıklı olmamışız. İnsanlarımızı
eğitmemişiz. İşte bunlar insanı ürkütüyor. Marmara Depremi
“Geliyorum” diye bağırıyor.
Japonya başardı biz başaramıyoruz
“Deprem dünyanın doğasıdır, düzendir. Eğer depremler olmasaydı
dünya yaşanmayan bir gezegen olurdu ay gibi. Dünyaya bilimle bakan
toplumlar, depremi kavrar kavramaz önlem almışlar. Bugün Japonya,
Hollanda gibi ülkelerden bahsediyorum. Önlem almak zor değil ama
biz toplum olarak afete dönüştüyoruz her şeyi. Bağdat Caddesi'ni
deprem adı altında en güvensiz yere dönüştürdük. 2-3 katlı bahçeli
evler gitti, dar düdük binalar geldi. Cadde tünele döndü. Şimdi git
gezemiyorsun, iki arabayla bir sokağından geçemiyorsun.”
Bana kitabı yazdıran aslında Twitter oldu
‘Türkiye'de Deprem, Az Gittik Uz Gittik' Naci Görür'ün ikinci
kitabı. Pandemi döneminde yazdı. Depremle yaşamayı öğrenmesi
gereken toplumumuza başucu kitabı niteliğinde. Görür kitabın
hikayesini şöyle anlattı: Bu kitabı bana yazdıran aslında
Twitter'daki takipçilerim. Paylaşımlarımı hep öğrencilerime ders
verir, ders anlatır gibi bilgilendirmek için yaptım. Baktım gençler
tarafından hızlı bir şekilde takip edilmeye başladım. Birkaç sene
öncesine kadar 300-500 takipçim vardı. Şu anda 400 bine yakın. Bu
müthiş bir şey. Ne kadar insan aydınlatsam o kadar görevimi yapmış
hissediyorum. Sonra baktım tweetlerimi basın inanılmaz takip
ediyor. Hem ulusal hem uluslararası (BBC, İran basını). Bir bilim
insanı ne ister ki başka, söylediklerinin anlaşılması dışında?