Naci Görür İstanbul depreminin zamanını ve büyüklüğünü açıkladı
Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya üzerinden gerçekleşen 5N1K yayınında gazeteci Kenan Taş’ın sorularını yanıtladı.
Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür Naci Görür, İstanbul depremi hakkında kritik uyarılarda bulundu. Naci Görür depremin yakın olduğunu belirterek, “En az 7.2 civarında deprem bekleniyor. 1999-2014 seneleri arasında yapılan araştırmalarda iki fayın Marmara altında kilitlendiğini ve stres biriktirdiğini görüyoruz. Oradaki kayaların dayanma gücü yenildiği an deprem olur" dedi.
Gerçekleşmesi beklenen deprem hakkında açıklamalarda bulunan Görür, "Türkiye'nin belirli bir tektonik yapısı var ve aktif fay kuşakları var. Biz yer bilimciler olarak bu fay kuşakları hakkında araştırma yapıyoruz. Uzun zaman deprem olmayan bölgelerde stres biriktiği için oralara daha çok dikkat veriyoruz. Uluslararası araştırmalar yapan araştırmacıların da çalışmalarını takip ederek birlikte öngörülerde bulunuyoruz. Halkın anlayacağı şekilde de uyarılarda bulunuyoruz" şeklinde çalışmalarından bahsetti.
Depremi önceden tahmin etmek için çalışmalar
yapılıyor
Deprem olmadan önceki erken uyarı sistemi hakkında bilgi veren Naci
Görür, "Deprem uyarısıyla deprem kestirimi farklı şeyler.
Erken uyarı dediğimiz, halkı tahliye etmek ya da evleri terk
etmeleri uyarısı düzeyine bilim henüz gelmedi. Önceden depremin
yeri ve zamanı bilinemez. Ama erken uyarıdan bizim anladığımız
fayların bulunduğu alanlara yerleştirilen sensörler ile stratejik
birimlere uyarı gönderiyor. İGDAŞ, İSKİ gibi kurumlar anında
aksiyon alarak yangın, su baskını ihtimalini düşürüyor. Özellikle
AB kriterlerine göre depremi önceden bilmek ya da kestirmek demek o
depremin tüm bilgilerini tahmin etmek demektir. O da henüz dünyada
yapılmadı. Bazı ülkelerde depremi önceden tahmin etmek için
çalışmalar yapıyor. İyonosferdeki değişim, derin tektonik gazların
incelenmesi gibi çalışmalar yapılıyor. Belirli bir zaman sonra
bilim depremi önceden kestirebilir hale gelecekti" dedi.
Maksimum 30 sene içerisinde deprem olması yüzde 64
olarak verildi
Görür, üzerinden geçen Marmara depremi hakkında beklentilerini de
şu şekilde açıkladı: "Bu süreç en kritik süreç. Türkiye'de
başka yerlerde de olabilir ancak benim iki bölge üzerinde
hassasiyetim var. Biri İstanbul. İstanbul'un 1999 depremi
Marmara'nın altındaki kabuğa yüklenen stres normalde 250 senede
birikecek olan enerji 45 saniyede bu kabuğa enjekte edildi.
Dolayısıyla bu kabuk daha fazla dayanabilecek durumda değil.
Maksimum 30 sene içerisinde deprem olması yüzde 64 olarak verildi.
Yani depremin eli kulağında denebilir.
''İstanbul'u gerçekten en az 7,2 civarında bir deprem
bekliyor''
1999 yılından baz alırsak 30 sene içerisinde olması muhtemel
demiştik ancak 15 sene öncesi ya da sonrasında da deprem
gerçekleşebilir. Bunlar jeolojik olarak çok küçük ölçeklerdir.
İstanbul'u gerçekten en az 7,2 civarında bir deprem bekliyor.
1999-2014 seneleri arasında yapılan araştırmalarda iki fayın
Marmara altında kilitlendiğini ve stres biriktirdiğini görüyoruz.
Oradaki kayaların dayanma gücü yenildiği an deprem olur."
En fazla 7.0 şiddetinde deprem üretecektir
Stres altındaki fayın Yeşilköy açıkları ile Silivri açıklarında
yaklaşık 65 km olan Kumburgaz fay kolu olduğuna değinen Görür,
fayın kırıldığı takdirde minimum 7,2’lik deprem üreteceğini
söyledi. Görür, "Diğer gergin hat olan
Adalar’ın güneyinde olan 45 km uzunluğundaki fay kırılırsa en
fazla 7.0 şiddetinde deprem üretecektir" dedi.
Bu işin şakası yok
Fayların aynı anda kırılabileceğine dikkat çeken ve kırılması
ardından depremin büyüklüğünün 7.6’yı bulabileceğini ifade eden
jeolog, "İki fayın aynı anda kırılması 1766 yılında
gerçekleşmiştir. Biri Mayıs diğeri Ağustos ayında olmak üzere peş
peşe kırılmıştır ve İstanbul 7'nin üzerinde 2 depreme tanık
olmuştur. Bu işin şakası yok. Diğer hassasiyetle baktığım konu
Erzincan ile doğusunda Bingöl arasında olan fay: Yedisu fayı.
Burada en son deprem 1700'lerde olmuştur. 1939'daki Erzincan
depremi de buraya yoğun enerji yüklemiştir. Burada da yakın zamanda
en az 7 büyüklüğünde deprem olabilir. Umarım yetkililer de bizi
dinliyor ve önlem alıyorlardır" şeklinde uyarıda bulundu.
Fay uzunluğu itibariyle ne kadar fazla
kırılırsa...
Görür, fay uzunlu ve deprem şiddeti arasında ilişki olduğuna dikkat
çekti. Jeolog, "Fay uzunluğu itibariyle ne kadar fazla
kırılırsa o şiddette deprem gerçekleşecektir. Şiddet ve büyüklüğü
arasında fark vardır. Şiddeti depremin hissedilme oranı büyüklüğü
ise deprem sırasında açığa çıkan enerji miktarını anlatır. 7
şiddetindeki deprem 1 milyon 800 ton şiddetinde TNT patlaması kadar
enerji çıkarabilir" şeklinde konuyu özetledi.
Şehrin depreme hazır olmadığından bahseden Görür, kentsel dönüşümün doğru yapılmadığını ama yapılan kısmın faydalı olacağını belirtti.
Şehir ne yazık ki depreme hazır değil
1999 depreminden bu yana aynı kararlılıkla gelinse şehrin depreme
hazır olabileceğini söyleyen jeolog, "İSKİ ve İGDAŞ
altyapısını güvenli hale getirmeye çalışıyor. AFAD çok kendini
geliştirdi, görevlendirmeler yaptı. Kentsel dönüşüm biraz
müteahhitlik projesi olarak algılandı. Avrupa Yakası'ndansa Anadolu
Yakası'nda bazı semtlerde daha çok dönüşüm yapıldı. Asıl önemli
olan can kaybının önlenmesi için çok kökten çalışmalar yapılamadı.
Halk da deprem seferberliği içerisine giremedi. Böyle olunca da
şehir ne yazık ki depreme hazır değil. Önce halkın ve yönetimlerin
eğitimi, afete karşı hazırlığı olması, yapı stoğunun, altyapı
sisteminin depreme güvenli hale gelmesi lazım. Ekonomik olarak da
ele alınması lazım. Avrupa Yakası ülkenin ekonomik can
damarlarından biri. Maalesef tam anlamıyla hazır değiliz. Nüfus 17
milyon olduğunu düşünürsek yüzde 60 yapının da gecekondu olduğunu
varsayarsak can kaybının fazla olacağını
söyleyebiliriz" dedi.