Kritik toplantı sonrasından Ömer Çelik'ten önemli açıklamalar

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığından toplanan AK Parti MKYK ve MYK toplantısının ardından gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu ile Merkez Yürütme Kurulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanmıştı.

AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin MYK gündemine ilişkin açıklamalarda bulunuyor.

Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Maalesef vaka sayılarında yükseliş var. Bütün tedbirler açıklanmasına rağmen maske mesafe temizlik konusunda zaaflar ortaya çıkıyor. Bu da mücadeleyi zayıf kılıyor. Dünyaya örnek olacak bir mücadele veriyorlar. Sağlık çalışanlarımız insan sevgisinin ve vatan severliğin tanımını yeniden yazıyorlar. Hepsine müteşekkiriz. Bütün gösterdikleri fedakarlıklar için sevgilerimizi saygılarımızı sunuyoruz.

DİYARBAKIR ANNELERİ

466. gün sonunda 21 annemiz evladına kavuştu. Bütün vatandaşlarımıza, yetkililerimizi teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bütün Türkiye'nin kalbi onlarla atıyor.

'AK PARTİ ÇALIŞANLARINA ÜCRET ÖDEMİYOR' İDDİALARINA CEVAP

Bugün bazı yayın organlarında hiçbir geçerliliği olmayan yalan haberler var. AK Parti çalışanlarına ücret ödeyemiyor gibi haberler bizi çok şaşırttı. Kovid süreci Hazine'den aldığımız payın %40'ını teşkilatlarımıza gönderiyoruz. Sahada bu çalışmaları yürüten, Türkiye'nin demokrasi mücadelesine destek veren AK Parti açısından teşkilatımızdır. Teşkilatımızın ihtiyaçlarının karşılanması bu mücadele için gereklidir. Ödenmemiş ilçe ve il binasının kirasıyla ilgili bir durum söz konusu değildir. 

Türkiye'nin en büyük hareketi olarak kuşkusuz en büyük gücümüzün teşkilatımız olduğunu bilerek her MKYK toplantımızda bunları değerlendirdiğimizi söyleyebilirim. 

BAŞKAN ERDOĞAN'DAN TARİHİ ZİYARET

Siyasi gündemi yakından takip ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız çarşamba günü Azerbaycan'a ziyaret gerçekleştirecekler. 9-10 Aralık'ta Bakü'yü ziyareti Azerbaycan Türk'ü kardeşlerimizle buluşmamız son derece önemlidir. 9 Kasım'da anlaşma sonrası Ermenistan çekilmesi için anlaşma sağlanmıştı. 1 Aralık'ta bu sona erdi. Ele geçirilen topraklar Azerbaycan toprakları, BM'ye göre de öyle Ermenistan 30 yıl boyunca burayı işgal etmiştir.

FRANSA'YA SERT TEPKİ 

Fransa duruyor Karabağ'ın bağımsızlığını tanıyor. Yukarı Karabağ Cumhuriyetini tanımak demek oradaki işgale onay vermek demektir. BM kararlarına da aykırı bir durumdur. Fransa'yla son zamanlarda dünya barışı konularında en anormal davranışları onlardan görüyoruz. Şimdiye kadar Fransa'nın buraların Azerbaycan toprağı olduğuna dair bir beyanı olduğunu duymadık. Tamamen dar bir çevreye şirin gözükme kaygısıyla yapılmış bir davranıştır. 

Burada Ermenistan tarafının da şunu değerlendirmesi gerekiyor. Fransa benzeri ülkelerin attığı adımlar Ermenistan aleyhine atılmış adımlar değildir. Fransa gibi ülkeler rehin politikası izliyor. Fransa'nın aldığı karar sembolik gibi bir karar olsa da provakatif bir karardır. Zaman zaman yapılan görüşmelerde görüyorsunuz ki Macron'un tek bir hedefi var. Türkiye'ye karşı kışkırtıyor, birlikte hareket etmek istiyor. Dar bir yaklaşımlar hareket ediyorlar. Bu yaklaşımdan vazgeçmesi Türkiye ile saygı çerçevesinde bir yaklaşımla hareket etmesi gerekiyor. 

'FRANSA'NIN AMACI TÜRKİYE'YE KARŞI BLOK OLUŞTURMAK'

Tek bir temeli var Türkiye'ye karşı blok oluşturmak. Suriye ve Doğu Akdeniz'de bunu yapıyor. Fransa açısından Türkiye karşıtlığı doğru bir politika değil. Benzer bir konusu maalesef Yunanistan tarafından gündeme getiriliyor. Tam AB zirvesi öncesi Türkiye karşıtı son derece provakatif açıklamalar yapıyorlar. Yunanistan Başbakanı diyor ki; Türkiye ile olan sorunumuzu AB sorunu haline getirdik. Yani Yunanistan AB'yi peşine takmış sonuçsuz ilişkiler kurma konusunda AB'yi yanlış yere sürüklüyor

'YUNANİSTAN ŞANTAJ SİYASETİ UYGULUYOR'

Müzakere masasına oturulursa kazan kazan temelinde Türk diplomatlarının kabiliyetlerini göstereceği siyasi irade Türkiye'de mevcuttur. Ama masaya oturmaktan kaçan sürekli şantaj siyaseti uygulayan Yunanistan'dır. Türkiye olmadan AB'nin güveni olmaz, sadece mülteci meselesinde bile Türkiye bu kadar mülteciyi misafir ederek, Avrupa demokrasisini kurtarmıştır. Türkiye tabi ki bunu mazlum mültecileri kurtarmak için yapıyor. Mülteci meselesi çıktıktan sonra faşist partiler 2. parti haline geldiler. Eğer Türkiye bu insanı vicdani ölümden kaçan mazlumlara kol açmasaydı aynı kavimler göçü gibi Avrupa'nın jeopolitik haritasının altüst olduğu bir durumla karşılaşacaktır. Hatta bugün liderlerin çoğu başta olamayacaktı. Faşistler yönetimi ele geçirecekti. Buna karşı Türkiye'ye yaptırım dili kullanmak gerçekten bir akıl tutulmasıdır. Avrupa köprü kurmalı, duvar örmemelidir. 

Bu coğrafyada beraber yaşayacağız. Uzak kimselerden medet umarak Türkiye'ye dayatmada bulunmanız hiçbir şekilde sonuç almaz.

KILIÇDAROĞLU'NUN TEPKİ: SON DERECE ŞAŞIRTICI

Kılıçdaroğlu diyor ki 'Sayın Cumhurbaşkanına saatlerce ulaşılamadı',. Sayın Cumhurbaşkanının tüm arkadaşlarımızda telefonu vardır. Böyle bir konu da Türkiye haklıyken çıkıp Kılıçdaroğlu, Almanlar'ın tezini Türkiye'nin tezine göre doğru bulması, son derece şaşırtıcı. Sonuç ne oluyor, Türk devletlerinin kurumları açıklama üstüne açıklama yapıyorlar. Hukuki bilgi veriyorlar. Bu tezi dayandırdığınız teknik bilgiler yanlıştır. Bakın Yunanlılar manşet atıyorlar. Başkası tarafından takdir görmüyor sadece oradan takdir görüyor.