Koronavirüs aşısı yaptıranlar kısıtlamalardan muaf olacak mı?
Türkiye'de aşı uygulamasına başlanırken, aşı olanların kısıtlamalardan muaf tutulması tartışmaları da gündeme geldi. Konuyla ilgili Prof. Dr. Hakan Oğuztürk'ten açıklama geldi..
Konuyla ilgili olarak değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, "Aşı yaptıranlar hemen ertesi gün kısıtlamalardan muaf edilmemeli en az 40 günlük bir süreç olabilir" dedi.
Koronavirüs salgınında alınan tedbir kararlarının ardından vaka sayıları hızla düşerken, kısıtlamaların ne zaman kaldırılacağı merak konusu oldu. Kısıtlamalarla ilgili görüşlerini paylaşan Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, "Kısıtlamaların amaçlarından biri de hastanelerin yoğun bakım yataklarının boşaltılması ve sağlık çalışanlarının üzerindeki yükün daha da azaltılmasıydı. Şahsi kanaatim; aralık ayından itibaren uygulanan kısıtlamalarla başarılı olundu ama bu kısıtlamaların hafifletilmesi süresince yapılan işlerin sonucunun kalıcı olması için kurallara uyma konusunda bıkkınlık ve umursama gibi durumlara dahil olmadan bu sürecin net bir şekilde devam ettirilmesi gerekiyor" dedi.
ŞUBAT AYININ SONUNU İŞARET ETTİ
Sabah'tan Zeynep Akbaş'ın haberine göre, kısıtlamaların
hafifletilmesine yönelik dün ilk adımın atıldığını aktaran
Oğuztürk, "Özellikle 8. ve 12. sınıflardaki sınava girecek
öğrencilerin yüz yüze eğitimi konusunda özel kuruluşlarla ilgili
bir süreç başlatıldı. Bu anlamda, kısıtlamaların vaka sayılarındaki
etkisiyle doğru orantılı bir karar diyebiliriz. Benim de şahsi
kanaatim; kısıtlamaların azaltılması sürecinde önceliğin üretim ve
eğitim alanında olmasıdır. Kişisel olarak kısıtlamaların ancak
şubat ayının sonundan itibaren hissedilir derecede ortaya
çıkabileceğini düşünüyorum" ifadelerine yer verdi.
"VAKA SAYILARININ BİNLERİN ALTINA İNMESİYLE ESNEMELER
KARŞIMIZA ÇIKACAKTIR"
Normalleşmenin adım adım olacağını ve önceliğin eğitim ve üretim
sektörlerine verilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Hakan
Oğuztürk, "Kısıtlamaların kaldırılmasındaki en önemli belirteç;
günlük vaka sayısı, günlük hasta sayısı, günlük vefat eden insan
sayısının ciddi anlamda azalmasıyla sağlanacaktır. Hala vefat eden
kişi sayılarımız ve hasta sayılarımız arzu edilen seviyede değil.
Günlük vaka sayılarının binlerin altına inmesiyle ciddi anlamda
esnemeler karşımıza çıkacaktır. Kurallara uyma konusunda bıkkınlık
ve umursamama durumu olursa vaka sayıları hızlı bir şekilde
uzayabilir. Vaka sayılarının uzamasıyla da kısıtlamaların
esnetilmesi kararları olumsuz etkilenebilir. Bence, en az 2021
sonbaharına kadar parça parça esnemeler olsa bile salgına karşı
kendimizi dikkatli bir şekilde korumamız gerekecek." şeklinde
konuştu.
"ELİMİZDEKİ ÖNEMLİ SİLAH ŞU AN AŞI"
"Salgınla ilgili elimizde üç tane kural vardı. Bunlar; maske,
mesafe ve hijyendi. Şimdi dördüncüsü de eklendi" diyen Prof. Dr.
Hakan Oğuztürk, sözlerine şöyle devam etti: "Bir milyonu aşkın
kişiye aşı yapıldı. Elimizdeki önemli silah şu an aşı. Önümüzdeki
günlerde gelecek aşıların toplumun diğer kesimlere de uygulanması
neticesinde elimizi güçlendiren bir sürecin başlangıcı olacak. Aşı
uygulamaları başlasa bile maskeyi çıkarmayacağız, mesafemize dikkat
edeceğiz. Bunun sebebi; aşıda ikinci dozun uygulanmasından 10 gün
sonra tam bir koruyuculuk sağlanıyor. Bu nedenle 'Aşı yaptırdım
rahat davranabilirim' gibi bir düşünceye kapılırsak bu durum
oldukça sıkıntılı olacaktır"
ÖNÜMÜZDEKİ 40 GÜN ÇOK ÖNEMLİ
Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, "Yapılan aşılardan 40 gün sonrası
mücadelede yeni kazanımlar sağlayacağımızı düşünürsek bahar
aylarında da yine mücadelenin ciddi anlamda devam etmesi sonucuna
ulaşmış oluruz. Ne kadar çok aşı yapılırsa yapılsın yapılan her
aşıdan 40 gün sonra o kişinin mücadelesi başarılı bir sürece
erişmiş oluyor. 1 milyon kişilik aşılama sonrasında, bu bir milyon
kişinin aşıdan tam faydalanma göreceği tarih Mart ayının başlarına
denk geliyor. Bu nedenle bizim için şubat ayı da hastalık oluşma
açısından ve yeni vakaların oluşması açısından riskli bir ay. Şubat
ayının sonundan itibaren ben esnemelerin hissedilir derecede ülke
insanlarının menfaatine olacak şekilde başlayabileceğini
düşünüyorum. Okullardaki uygulamalar, eğitime nefes aldırıcı
yaklaşımlar bunlar arasında sıralanabilir. Şahsi düşüncem,
kısıtlamaların kaldırılmasında eğitim ve üretim sektörünün diğer
sektörlerden ön planda tutulması daha faydalı olacaktır." dedi.
"MASKEYLE UZUNCA BİR SÜRE YAŞAMAYA DEVAM
EDECEĞİZ"
Oğuztürk, "Maskeyle uzunca bir süre yaşamaya devam edeceğiz. Bu
kabul etmemiz gereken bir gerçek. 2021 yılının sonbaharına kadar
koronavirüsle mücadele edeceğiz ve bu sürede maske, mesafe ve
hijyen kuralları aşıyla birlikte en önemli silahımız olacak. 2021
yılı sonbaharından sonra da maskeden kurtulacağımızın bir garantisi
yok" dedi.
"AŞI OLDUKTAN ALTI GÜN SONRA KORONAVİRÜSE YAKALANAN
HASTAMIZ VAR"
Aşı uygulamalarında antikor oluşma süresine dikkat çeken Prof. Dr.
Hakan Oğuztürk," Altı gün önce koronavirüs aşısı olan bir kişinin
bazı şikayetlerle gelip koronavirüs olduğu anlaşıldı. Böyle tek tük
örnekler var. Aşı olduktan sonra henüz antikor gelişmeden kurallara
uymadığı için koronavirüse yakalananlar var. Antikor seviyesi hemen
oluşmuyor. Aşı olanlara şu uyarıyı özellikle yapıyoruz: "Bu aşı
sizi hemen yüzde yüz korumayacak!". Maske, mesafe, hijyen
kurallarının ikinci dozdan 10 gün sonrasına kadar devam ettirilmesi
büyük önem taşıyor" dedi.
"AŞI YÜZDE YÜZ KORUR DİYEMEYİZ"
Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, "Aşı büyük oranda koruyucu ancak yüzde
yüz korur diyemeyiz. Aşı tek çözüm değil en güçlü çözümdür. Aşıyı
ülkemiz insanlarının tamamına yaptırana kadar bu hastalık aramızda
dolaşmaya devam edecektir. Hastalığı geçirse de aşı olsa da
insanların maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyma konusunda titiz
olması gerekiyor. Mücadelede kalıcı başarı ancak bu şekilde
sağlanır. Yoksa vaka sayılarının düşmesi, hastaneye yatış
oranlarının azalması gibi başarılar kalıcı olmayabilir. Ayrıca
kısıtlamaların gevşetilmesi sürecinin de uzamasına neden olabilir.
Eskiye özlem güzel bir duygu ama bunun gerçek olması için bizim
bıkkınlık ve umursamama durumlarını aklımızdan çıkarıp kurallara
istisnasız dikkat etmemiz gerekiyor." dedi.
AŞI YAPTIRANLAR KISITLAMALARDAN MUAF MI
TUTULACAK?
HES kodunun koronavirüs ile mücadelede büyük önem taşıdığına vurgu
yapan Prof. Dr. Hakan Oğuztür, aşı olanların kısıtlamalardan muaf
edilip edilmeyeceği konusunda görüşlerini şu şekilde paylaştı: "Aşı
yapılanların antikor seviyesine bakılması bir kriter olabilir.
Antikor seviyesi oluşmadan bu sürece dahil edilmeleri doğru değil.
Aşı yaptıran kişiler hemen ertesi gün kısıtlamalardan muaf
edilmemeli en az 40 günlük bir süreç olabilir. DSÖ, bu olaya çok
sıcak bakmadı. Denilenlere göre, aşı olan kişilerin serbest dolaşım
hakkına sahip olması gerekliliği, bazı kısıtlamalardan muaf
tutulsun gibi yaklaşımlar tartışıldı ancak şu an bizim ülkemizin
gündeminde değil"
"HİÇBİR YAN ETKİ HİSSETMEDİM"
Bir hafta önce aşı olan Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, "Aşının nadir
görülen yan etkilerinin olduğu biliniyor. Aşı yapılan yerde
kızarıklık, ağrı, şişlik, baş ağrısı, halsizlik olabileceği
vurgulanıyor. Sevinerek söyleyebilirim ki aşı olduktan sonra nadir
görülen yan etkiler dahil ben de hiçbir yan etki görülmedi. Aşı
uygulamasının üzerinden bir hafta geçti bu sürede aşıya ait hiçbir
yan etki yaşamadım. Şunu da belirtmek isterim ki, aşı yaptırdıktan
sonra ciddi yan etkiyle acilimize başvuran bir hastamız da olmadı."
dedi.