İşte Türkiye için Libya'daki en büyük risk
Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, Türkiye'nin Libya'ya asker göndermesini ulusal çıkarlarının korunması açısından zorunlu kılan sebeplere dayandığını söyledi.
Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, Türkiye'nin Libya'ya asker gönderme kararının bir zorunluluk olduğunu belirtti.
Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, "En önemli sebep Sarraj başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UHM) ile imzalanan deniz yetki alanlarına ilişkin mutabakatın hayata geçirilmesini sağlamak. Gerçekten de UHM yenilirse adı geçen mutabakatın çöp olacağı aşikârdır. Öyle anlaşılıyor ki, söz konusu mutabakat, askeri boyutuyla verilen bir sözün karşılığında imzalanmıştır. Yoksa iç savaş ortamında kimsenin deniz yetki alanlarıyla ilgilenmesi beklenmez. Zannımca haksız olmayan diğer gerekçe, sahada olmanın avantaja çevrilmek istenmesidir" dedi.
Tümgeneral Ahmet Yavuz, Libya'yaya askeri müdahele kapsamında Türkiyenin karşı-karşıya kalacağı askeri ve politik riskleri değerlendirdi ve 4 temel riske dikkat çekti.
1. Türkiye'nin Libya'da desteklediği Sarraj Hükumeti'nin yenilgisi, Türkiye'nin de yenilgisi olacak Hafter tarafından yenilebilir. Hükümetin Libya'ya mümkün olan en kısa sürede asker gönderme arzusu bu riskin ortadan kaldırılmasıyla bağlantılıdır. Askerlerimiz Trablus çevresine Hafter kuvvetleri sıkarsa bu tehdit ortadan kalkacaktır.
2. Planlanmamış ve öngörülemeyen sıcak çatışmalar da bir takım riskler yaratabilir. Bu risk büyük ölçüde, askeri güçlerimiz tarafından çatışma alanındaki yer birliklerine sağlanan hava desteğinin bozulmasından kaynaklanmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son Tunus ziyareti de bu riskle bağlantılıydı. Tunus'ta bir askeri üs bulunması ordumuz için, özellikle Libya'daki hava kuvvetleri için büyük bir avantaj olacaktır. Ama öyle görünüyor ki Libya sınırındaki Tunus teklifi kabul etmedi...
3. Libya'nın dağılması da Türkiye için bir risk oluşturmaktadır. Bu olursa, Türkiye Libya ile deniz sınırındaki Hafter rejiminin kontrolü altında olabilir.
4. En büyük risklerden biri, küçük bir ihtimal olsa da bölgesel bir çatışma olasılığıdır. Türkiye şu anda Irak, Kıbrıs ve Suriye'de birlik kuruyor. Askeri güvenlik operasyonları da devam etmektedir. Doğu Akdeniz Filosu hazır ve güçlü. İlk olarak Trablus'u savunmak için bir askeri tugay gönderilecek. Daha sonra daha fazla askeriye ihtiyaç duyulabilir. Bu tür askeri bozukluklar, bölgesel çatışma için daha büyük riskler doğurmaktadır. Ege Denizi'nde beklenmedik çatışmalar, bu yönde bir tuzak olan daha fazla askerin hareket etmesine neden olabilir”.
Ahmet Yavuz en çarpıcı ve ciddi sonuçlara sebep olacak riskin Türk birliklerinin hava desteğini kaybetme olasılı olduğunu söyledi.