Erdoğan'dan Grup Toplantısı'nda sert açıklamalar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları şu şekilde;
"Milletvekili arkadaşlarımız Meclis'te iştirak noktasında zayıf olduklarını Grup Başkanı ve Başkanvekili arkadaşlarımdan istihbar ettim. Bu yakışmıyor. Salı, çarşamba, perşembe, üç günümüzü biz Meclis çalışmalarına örnek bir parti olarak veremezsek bize yazıklar olsun. Sizleri bahçelerden toplayıp gruba getirmememiz lazım.
BARIŞ PINARI HAREKATI DEVAM EDİYOR
Harekat başarıyla devam ediyor. Müttefiklerimizin yüzümüze başka konuştuğu, arkamızdan başka iş çevirdiği açığa çıkmıştır.
Ey Arap Ligi acaba siz ne kadar Suriyeliyi kabul ettiniz. Siz Suriye'yi Arap Ligi'nden çıkardınız. Türkiye'ye hakaret etmek için almak gibi bir projeyi hayata sokmaya çalışıyorsunuz.
DEAŞ'ı proje olarak destekleyen ülkeler bugün karşımıza en büyük
DEAŞ düşmanı görüntüsüyle çıkıyor. Biz kimin ne rol oynadığını iyi
biliyoruz. DEAŞ'ın çöküşünü başlatan yine biz olduk. El Bab'da 3000
DEAŞ'lıyı etkisiz hale getiren biz olduk. Bu örgütün foyasını Fırat
Kalkanı Harekatı ile biz ortaya çıkardık. DEAŞ balonunu söndürdük.
Suriye'de DEAŞ'ın elindeki diğer yerleri de özgürleştirmeyi teklif
ettik.
Müttefikleri Türkiye gibi meşru güç yerine PKK/YPG gibi terör
örgütü ile hareket etmeyi tercih ettiler. Fransa'da bir eylem
yaptıklarında Fransız halkının acısını paylaşmak üzere biz de
oradaydık. DEAŞ ülkemizde 50 kişinin, 100 kişinin öldüğü canlı
bomba saldırısı gerçekleştirdiğinde yanımızda kimseyi bulmadık.
Önümüzde iki yol var, ya Avrupa'da ve Amerika'da yazılan senaryoda
bize biçilen role teslim olacak, kasap bıçağına boynumuzu uzatacak
ya da mücadele edecektik. Türk Milleti'nin mazisinde teslim olma
seçeneği asla olmamıştır.
Suriye'de Türkiye'nin başlattığı operasyonun ardından DEAŞ tehdidi
ortadan kalktığında karşımızda garip bir manzara bulduk. Bir
tarafta rejim 100 binlerce insanı katlederek ilerliyordu, diğer
tarafta PKK/YPG Amerika ve Avrupa'nın sınırsız desteği ile 1 milyon
insanı yerinden ederek sınırlarımız dibinde bir terör koridoru
oluşturuyordu. Biz İdlib'de 4 milyon insanın hayatını kurtarmak
için var gücümüzle çalışırken bunların hiçbirinden destek
göremedik.
Barış Pınarı Harekatı'nda çok daha aleni direnç ve saldırı ile karşı karşıyayız. Birkaç lider harekatı durdurun diye bizi arıyor, durdurun diyor. 900'e yakın havan ve roket için üzüntülerini bildirmek için kimse aramadı. Bunları iyi tanıyın, bunlara hiç güvenmeyin. Bunlar ummuyorlardı, Türk ordusunun bu kadar süratle mesafe alacağını ummuyordu. Hesap tersine döndü aramaya başladılar. Sadece terör örgütü temsilcilerinin yönlendirmesi ile bizi itham etmeye, bizi eleştirmeye kalktılar. Hepsine de gereken cevabı verdik, veriyoruz. Geçmişte de aynı tavırlarla karşılaşmıştık.
"EY BATI, EY ARAP LİGİ, BU DEVRAN ELBET
DÖNECEK"
15 Temmuz darbe girişiminde sınırlı sayıda dostumuzun desteği dışında tamamen yalnız bırakılmıştık. Ey Batı, ey Arap Ligi hepinize sesleniyorum. Bu devran elbet dönecek.
Yarın öbür gün siz de bizimle benzer sıkıntılarla karşı karşıya
kalacaksınız. O zaman birileri de sizin karşınıza teröristlere kol
kanat germek için çıkacak. O zaman bizi çok iyi anlayacaksınız ama
iş işten geçmiş olacak.
NATO üyesi ülkelere sesleniyorum. PKK ne zaman NATO üyesi oldu da benim haberim olmadı? Nasıl oluyor da ülkeler her türlü desteği veriyor. Başta Amerika. 30 bin TIR bunlara silah, mühimmat desteği veriyor. Avrupa, her türlü desteği veriyor. 90 kilometreyi aşkın tüneller var Suriye'de. Bunun çimentosu Fransız firmasından geliyor. Kimi aldatacaksınız."