Diyanet tartışmalara noktayı koydu! Koronavirüs aşısında domuz proteini varsa haram mı?
Çin’den getirilen aşıların içinde “Domuz proteini varsa haram mı?” sorusu yanıtını buldu. Diyanet İşleri Başkanlığı konuyla ilgili beklenen açıklamayı yaptı..
Sağlık Bakanlığı’nın Çin’den getirdiği aşıların ilk partisi bugün Türkiye’ye geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahil birçok siyasi aşı yaptıracağını açıkladı ve yurttaşlara da aşı yaptırma çağrısında bulundu. Öte yandan dini hassasiyetleri yüksek vatandaşların merak ettiği “Aşıların içinde domuz proteini varsa dinen haram mı?” sorusunu Diyanet İşleri Başkanlığı’na yöneltti.
TEDAVİDE KULLANILMASI CAİZDİR
Diyanet açıklamasında “Esasen herhangi bir hastalığın
tedavisinde helal maddelerden elde edilmiş alternatif bir ilaç/aşı
bulunmadığı durumlarda; dinen haram kılınmış bir maddenin tedavide
kullanılması caizdir” dedi.
ZARURETLER YASAKLARI MUBAH KILAR
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı, bu
soruya yazılı olarak yanıt verdi. Diyanet’in yanıtında toplum
sağlığı açısından salgın hastalıklara karşı koruyucu olduğu
belirtilen aşıların kullanımında sakınca olmadığını açıklanarak,
“Esasen herhangi bir hastalığın tedavisinde helal
maddelerden elde edilmiş alternatif bir ilaç/aşı bulunmadığı
durumlarda; İslam âlimlerinin yaygın kanaatine göre, ‘Zaruretler
yasakları mubah kılar’ (Mecelle, md. 21) kuralından hareketle,
dinen haram kılınmış bir maddenin tedavide kullanılması caizdir.
Nitekim günümüz fetva kuruluşları da bu doğrultuda görüş beyan
etmişlerdir” denildi.
DİNEN BİR SAKINCASI YOK
Diyanet açıklamasında ‘konunun uzmanlarınca, salgın hastalıkları
önlemek için yapılan aşıların muhtemel yan etkilerinin,
aşılanmamaktan doğacak sakıncalara nispetle daha az olduğu ifade
edildiği’ kaydedilerek, “Netice olarak kişilerin bağışıklık
kazanmasına veya iyileşmesine vesile olacağı tıbben tespit edilen
ve alanında uzman hekimlerce tavsiye edilen aşıların içeriğinde
dinen yasaklanmış bir madde olsa bile -meşru bir alternatifi
olmadığı müddetçe- yaptırılmasında dinen bir sakınca yoktur”
değerlendirmesinde bulunuldu.