Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın veto ettiği düzenlemeyle ilgili yeni açıklama
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından veto edilen "Termik santrallerin baca filtresi" kararına ilişkin, İletişim Başkanlığı yazılı açıklama yayımladı.
İletişim Başkanlığından yapılan açıklamada, "Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından yayımlanması uygun bulunmayan 7193 sayılı 'Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun' bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca 2 Aralık 2019 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geri gönderilmiştir" ifadeleri kullanıldı.
Kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geri
gönderilmesinin gerekçesinden bahsedilen açıklamada şu ifadelere
yer verildi:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca 21 Kasım 2019
tarihinde kabul edilen, 7193 sayılı 'Dijital Hizmet Vergisi ile
Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun' incelenmiştir. Bu kanunda, diğer
düzenlemelerin yanında, Elektrik Üretim Anonim Şirketi veya bağlı
ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarına,
Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun kapsamında oluşturulacak
kamu üretim şirketlerine ve kamu üretim şirketlerine ait üretim
tesislerine, bunlardan özelleştirilenlere ve daha sonra
özelleştirilecek olanlara, çevre mevzuatına uyum kapsamında
gerçekleştirecekleri yatırımlar ile çevre mevzuatı açısından
gerekli izinleri tamamlamaları amacıyla 31 Aralık 2019 tarihine
kadar tanınan sürenin nihayetinde 30 Haziran 2022 tarihine kadar
uzatılması öngörülmektedir. Değişiklik öngörülen düzenleme ilk
olarak 14 Mart 2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası
Kanununun geçici 8'inci maddesinde yer almıştır. Maddede belirtilen
şirketlere çevre mevzuatına uyum kapsamında gerçekleştirecekleri
yatırımlar ile çevre mevzuatı açısından gerekli izinleri
tamamlamaları amacıyla 31 Aralık 2018 tarihine kadar süre
verilerek, bu sürenin üç yıla kadar uzatılabileceği yönünde
Bakanlar Kuruluna yetki tanınmıştır. Anayasa Mahkemesinin 22 Mayıs
2014 tarihli ve E.2013/65, K.2014/93 sayılı Kararı ile anılan
düzenlemenin iptal edilmesi üzerine 4 Haziran 2016 tarihli ve 6719
sayılı Kanunun 25'inci maddesiyle geçici 8'inci madde yeniden
düzenlenmiş ve bu defa şirketlere tanınan süre 31 Aralık 2019
olarak belirlenmiştir. Enerji ihtiyacının sürekli olduğu ve artarak
devam ettiği, enerjinin ve dolayısıyla enerji sektörünün ülkemizin
hedefleri ve gelişimi için hayati önem arz ettiği hususları göz
önüne alındığında, elektrik üretim tesislerinin varlığının
korunmasının ve desteklenmesinin devletin temel politikalarından
biri olması gerektiği şüphesizdir. Nitekim 6446 sayılı Kanunun
yürürlüğe girdiği 2013 yılından 2019 yılı sonuna kadar çevre
mevzuatının gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmeyen
şirketlere yaklaşık 7 yıl süre tanınması da bu yaklaşımın bir
tezahürüdür. Verilen sürenin, yatırımcı şirketler bakımından hem
finansal hem teknik gereklilikleri karşılama konusunda yeterli
olduğu açıktır. Bununla birlikte, insan sağlığı ve çevrenin
korunması da devletin başta gelen Anayasal ödevi ve herkesin insani
görevidir. Nitekim Anayasanın 56'ncı maddesinde, herkesin sağlıklı
ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu
belirtilmiştir."
Çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğu hususunun da hüküm altına alındığı bildirilen açıklamada, "Çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğu hususu da hüküm altına alınmıştır. Devletin çevreyi koruma ödevi gerekli mevzuatın yürürlüğe konması ve mevzuata uygunluğun denetlenmesi suretiyle yerine getirilir. Vatandaşlar ise bu mevzuatın gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmekle sorumludur. Ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanması zarureti, insan sağlığı ve çevrenin korunması amacının önüne geçmemelidir" denildi.
Bugünün şartlarında, çevre kirliliğine yol açmadan özellikle hava, su ve toprak kalitesini bozmadan enerji üretiminin gerçekleştirilmesinin mümkün olduğu kaydedilen açıklamada, "Günümüz şartlarında çevre kirliliğine yol açmadan özellikle hava, su ve toprak kalitesini bozmadan da enerji üretiminin gerçekleştirilmesi mümkündür. Hal böyle iken, evvelce elektrik üretim şirketlerine tanınan ve esasen yeni mevzuata uyum sağlama ihtiyacından kaynaklanan yaklaşık 7 yıllık geçiş süresi uyum için yeterli olmasına rağmen, incelenen Kanunla bu sürenin nihayetinde 2,5 yıl kadar daha uzatılması devletin insan sağlığı ve çevreyi koruma ödevi ile bağdaşmayacaktır. Devletin bu meseleye hem yatırımcıyı hem vatandaşını koruyacak bir anlayışla yaklaşması, düzenlemeleri buna göre gerçekleştirmesi gerekmektedir. Bu sebeple, incelenen Kanunun 50'nci maddesinin yeniden değerlendirilmesinde fayda görülmektedir. Yayımlanması yukarıda açıklanan gerekçelerle uygun görülmeyen 7193 sayılı 'Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun', 50'nci maddesinin Türkiye Büyük Millet Meclisince bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın 89 ve 104'üncü maddeleri uyarınca ilişikte geri gönderilmiştir” ifadeleri kaydedildi.