Boğaziçi protestolarına böyle zemin hazırladılar!

Boğaziçi Üniversitesi'ne yapılan yasal rektör ataması bahane edilerek sokaklar karıştırılıyor, muhalefet partileri, terör örgütleri ve yurt dışından da gösterilere destek mesajları geliyor...

1 Ocak'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yasalara uygun bir şekilde Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan Rektör olarak Prof. Dr. Melih Bulu atanmıştı. Durumdan hoşnut olmayan öğrenci ve akademisyenler yasal olan eylem haklarını kullandılar... Rektörün bu şekilde seçilmesini istemediklerini belirtselerde geçmiş dönemlerde aynı bu şekilde yapılan rektör atamalarına bu denli ses çıkartmamaları işin traji komik yanıydı.

Her geçen gün oluşan kalabalık basit bir eylemi büyük bir kaosa çevirdi. İddiaya göre CHP'li Canan Kaftancıoğlu'nun eyleme gitmelerine destek olduğu MLKP ve DHKP-C gibi terör örgütleriyle bağlantısı olan teröristler "katil polis" sloganları atarak ortalığı karıştırdılar...

Sosyal medyadaki sol kesimin yaptığı paylaşımlar meselenin sadece bir rektör olmadığını daha fazlasını istediklerini ortaya koydu.

Eylemle katılan bir diğer grup LGBT üyeleriydi. İlerleyen günlerde toplumun değeri ve bir kesimin yaşama sebebi olan Kabe'yi ayaklar altına alarak yaptıkları provokasyonla aslında Boğaziçi'nde masum bir eylemin olmadığını gözler önüne sereceklerdi. Tam eylem sakinleşiyor derken yapılan Kabe provokasyonu toplumun sinir uçlarına dokundu.

Hemen arkasından gelen YOL Tv'nin manipülatif 'aşağı bak' çalışması olayı farklı bir boyuta taşıdı. Rektörlük binasını basmak isteyen ve ablukaya alan eylemcileri uzaklaştırdıktan sonra polisin orada bulunun kişiye 'aşağıdan yürüyün' topluca hareket etmek yasak uyarısı sosyal medyaya yalan bir şekilde servis edildi.

Sosyal medya platformu Twitter'da milyonlarca 'aşağı bakmayacağız' diyerek milyonlarca paylaşım yapıldı. İlerleyen saatlerde Emniyet videonun doğrusunu paylaştı ve gerçekler ortaya çıktı. 

Fakat yalan üzerine siyaset yapmaktan çekinmeyen CHP'liler başta olmak üzere birçok FETÖ'cü, akademisyen, ünlü, gazeteci bu sloganı yaydı ve eylemin mottosu haline getirdi.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ OLAYI NASIL BAŞLADI?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Ocak'ta yayımladığı kararnameyle Prof. Dr. Bulu'yu Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atadı.

Üniversitenin hem öğrencileri hem de öğretim üyeleri bu karara tepki gösterdi.

Atama kararının hemen ardından öğrencilerin oluşturduğu Boğaziçi Dayanışması, boykot ve eylem çağrısı yaptı. Bu çağrıyla birlikte günlük olarak farklı protesto gösterileri düzenlenmeye başlandı.

Öğretim üyeleri de her gün rektörlük binası önünde cüppeleriyle toplanıyor.

Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencileri, Bulu'nun istifa etmesini ve rektörün seçimle belirlenmesini talep ediyor. Son dönemde düzenlenen operasyonlarla bazı öğrencilerin tutuklanmasının ardından bu taleplere tutukluların serbest bırakılması da eklendi.

Bulu'nun atamasına yönelik ilk geniş kapsamlı protesto, 4 Ocak Pazartesi günü yapıldı.

İSTANBUL VALİLİĞİ'NDEN BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ GÖZALTILARI İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

İstanbul Valiliği, Boğaziçi Üniversitesindeki olaylar nedeniyle dün gözaltına alınan 159 şüpheliden 102'sinin burada okumadığını, bunlardan 15'inin ise üniversite düzeyinde eğitim görmediğini bildirdi.

Valilikten yapılan açıklamada konuyla ilgili şunlar ifade edildi:

"Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü girişinde 1 Şubat 2021 Pazartesi günü yapılan izinsiz gösteriler sırasında Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla İl Emniyet Müdürlüğümüzce gözaltına alınan 108 şüpheliden 7'sinin Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olduğu, 101 şüphelinin Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olmadığı, 15 şüphelinin de üniversite düzeyinde eğitim görmediği tespit edilmiştir.

Rektörlük binasının ablukaya alınması nedeniyle gözaltına alınanlardan 50 şüphelinin Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olduğu, 1 şüphelinin de başka bir üniversitenin öğrencisi olduğu tespit edilmiştir."

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU'NUN TWİTİNE SANSÜR

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter'daki takipçilerini Telegram hesabına davet etti.

Soylu, Boğaziçi Üniversitesi önünde Kabe fotoğrafının yere serilmesine tepki gösterdiği ve "Tuzağa düşmeyin" uyarısıyla bulunduğu paylaşıma Twitter'dan sansür geldiğini belirterek takipçilerini Telegram hesabına çağırdı.

Soylu, buradan da "Telegram'da ilk mesajım, ilk video deneyimim" diyerek bir görüntülü mesaj paylaştı.

Süleyman Soylu, mesajında şunları kaydetti:

"Twitter'ın yasaklama politikasını gördünüz değil mi? Bizim kutsalımıza, Kabe'mize yapılan hakaretleri, terbiyesizlikleri fikir özgürlüğü şeklinde değerlendiren Twitter, LGBT'yi, sapkınların kutsallarımıza saldırısına itiraz ettiğimiz, çocuklarımıza bu oyuna gelmemelerini tembihle söylediğimiz tivite sansür getirdi. Bundan sonra Telegram hesabımı aktif bir şekilde kullanacağım."

Soylu, mesajında herkesi bu akşam katılacağı ve önemli açıklamalarda bulunacağı televizyon programını izlemeye de davet etti.

AK PARTİ'DEN AÇIKLAMA: BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ'NDE MESELE REKTÖR DEĞİL

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Melih Bulu'nun atanmasının ardından yaşanan olaylara ilişkin, "Boğaziçi Üniversitesinde mesele rektör değil. Bunlar her seferinde sandıkla, demokratik yollarla, seçimle, millet iradesini temsil eden yapıların meşruiyetine inanmadılar. Dolayısıyla mesele kendi irademize, millet iradesine sahip çıkma meselesidir." dedi.

Ünal, partisinin Kars İl Başkanlığını ziyaretinde, AK Parti hükümetleri döneminde Türkiye'de önemli hizmetlerin yapıldığını ve ilklere imza atıldığını aktararak demokrasinin milletin temsilcileri eliyle kendisini yönetmesi olduğunu belirtti.

28 Şubat'ı ve 27 Nisan e-muhtırasını alkışlayanların AK Parti ile kavga ettiğini bildiren Ünal, "2003 yılında 'Genç subaylar rahatsız' manşetini atanlar, bunlar 'Ordu göreve' pankartı çekenler, bunlar 2007 yılında 'TSK'nin karşısında saygıyla eğiliyoruz' dediler, niye biliyor musunuz? Ordu darbe yapsın diye. O ordu darbe yapmayıp o ordu milletin şerefini, onurunu, haysiyetini Libya'da, Suriye'de, Doğu Akdeniz'de, Azerbaycan'da koruduğu zaman 'Bunlar satılmış ordu' dediler. Bizimle bugün mücadele edenler geriye dönüp bakarsanız bu milletin iradesiyle kavga edenlerdir." ifadesini kullandı.

Ünal, Boğaziçi Üniversitesindeki olaylara tepki göstererek şunları kaydetti:

"Boğaziçi Üniversitesinde mesele rektör değil. Bunlar her seferinde sandıkla, demokratik yollarla, seçimle, millet iradesini temsil eden yapıların meşruiyetine inanmadılar. Dolayısıyla mesele kendi irademize, millet iradesine sahip çıkma meselesidir. Bu millet o sandıkta bize bu yetkiyi, hükümet olma yetkisini kendi güvenliğini, huzurunu, geçimini sağlama, Türkiye'nin refahını artırma ve Türkiye’yi büyütmek için bize verdi. Kimse kusura bakmasın bin kişi protesto eylemi yaptı diye 26 milyon kişinin iradesi sorgulanamaz. Bin kişi protesto eylemi yapıyor diye 26 milyon kişinin reyi, iradesi sorgulanıyorsa bunun adı demokrasi değil, bunun adı anarşizm arayışıdır. Biz milletin bize verdiği iradeyi, Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz gecesi söylediği gibi ölümüne, ölümüne muhafaza edeceğiz. Eğer birileri sokaktan, medet umuyorsa, birileri geçmişte tezgahladıkları oyunları tekrardan tezgahlamayı düşünüyorlarsa bu millet her şeyin farkında. Bu milletin kendi iradesinin de kendi kararının da artık kendisine ait olduğunun farkında. Biz terörü bitirmek için mücadele ettik, siz ise bugün teröristlere belediyelerinizde kontenjan ayırıyorsunuz. Bir gün dönüp HDP'ye 'Terör ile arana mesafe koy' demediniz."

Eyleme katılanların birçoğunun öğrenci olmadığını anlatan Ünal, "Şimdi bunların amaçları demokrasi olsa, millet iradesine saygı duyacaklar, demokratik siyaset olsa terörle aralarına mesafe koyarlar. Bir il başkanı üniversiteye gidip öğrencileri koordine ediyor, sosyal medya gruplarından polise nasıl direnç göstereceklerinin, nasıl koordine olacaklarının planını yapıyorsa bu artık bir siyasi partinin il başkanı değildir." diye konuştu.