Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer'den uyardı! 2'nci hatta 3'ncü dalga olabilir
Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Tezer son iki hafta vaka sayılarında ciddi bir istikrar yakalandığını söyledi ve uyarı yaptı..
Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer ciddi bir istikrar yakalandığını, test sayılarının yüksekliğine karşılık pozitif vaka sayılarında azalma yaşandığını ve bunun sevindirici bir gelişme olduğunu açıkladı. Ardından ise "Belki rakamların iyiye gitmesi, insanlarda artık bittiği algısını oluşturuyor. Bitmedi. Her şey bu kadar iyi giderken bize düşen kuralları sağlayamazsak 2'nci dalga kaçınılmaz olur, hatta 3'ncü dalga bile olabilir" diyerek korkutan bir uyarı yaptı..
Ancak sokağa çıkma kısıtlamalarının ardından cadde ve sokaklarda büyük yoğunluk yaşandığına ve sosyal mesafe kurallarının ihlal edildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Tezer, bu durumun vaka sayılarında artışa neden olabileceğine işaret etti.
''EVDE KAL TÜRKİYE''
Prof. Dr. Tezer, "Sürekli duyurularımıza, daha dikkat etmemiz
gereken dönemlerin olduğunu bildirmemize rağmen sokaklar kalabalık.
Sanki yazın okullar tatilmiş, insanlar sokaklara çıkmış gibiler.
Bunun böyle olmaması gerekiyor. Bizim sosyal mesafemize dikkat
etmemiz, kalabalığa girmememiz gerekiyor, hala evde kalmamız
gerekiyor. Belki rakamların iyiye gitmesi insanlarda artık bittiği
algısını oluşturuyor. Bitmedi. Şu anki dönem aslında birinci dönem
kadar, belki daha da önemli bir dönem; çünkü yakalamış olduğunuz
istikrarı sürdürmeniz gereken dönem. 'Evde kal Türkiye' demenin
bence en önemli olduğu günlerden biri" diye konuştu.
2. HATTA 3. DALGA OLABİLİR
Türkiye'de günlük vaka sayılarının hala dört basamaklı olduğunu,
normalleşme süreci için günlük vaka sayılarının önce 3, ardından 2
basamaklı sayılara düşmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Tezer,
sokaklardaki kalabalığın böyle devam etmesi halinde 2’nci dalga
riskinin olduğunu vurgulardı. Prof. Dr. Tezer, "Her şey bu kadar
iyi giderken bize düşen kuralları sağlayamazsak 2'nci dalga
kaçınılmaz olur, 3'ncü dalga bile olabilir, kaldı ki 2’nci dalganın
görüldüğü ülkeler de örnek olarak karşımızda var. Bu neye sebep
olur? Motivasyonumuzun kırılmasını, herkesin moralinin bozulmasını,
iş yükünün devamını, yeni kuralların, kısıtlamaların alınmasını
sağlayabilir. O yüzden birazcık daha dişimizi sıkmamız gerekiyor"
uyarısını yaptı.
MASKELEREİ BELKİ YIL BOYU TAKACAĞIZ
Kontrollü sosyal hayatın kuralları ihlal etmek anlamına gelmediğini
vurgulayan Prof. Dr. Tezer, şunları kaydetti: Yani kontrol
edeceksiniz, kontrolü sağlayamıyorsanız da başarısız olduğunuz
zaman belki geriye dönüp kuralları tekrar belirlemeniz, belki daha
da sıkı kurallar belirlemeniz gerekecek, kontrolün amacı bu. Hala
maske takmak, sosyal mesafeye dikkat etmek zorundayız. Hala
ellerimizi dezenfekte etmeye ya da yıkamaya mecburuz. Mecburuz
diyorum bakın.
Çünkü normalleşme demek artık her şey normal anlamına gelmiyor. Bana göre birinci aşamadan daha da sıkı bir şekilde kurallara uymamız gereken bir döneme giriyoruz. Çünkü uymazsanız kurallara vaka artışı olacaktır ve süre uzayacaktır. Yazın ne yapacağımız konusunda soru işaretleri olacaktır. Maskeler oldukça önemli, belki yıl boyunca takacağız, belki maskeleri takma kurallarımız değişecek; ama şu aşamada takmak zorundayız. Kalabalık yerlerde, hastanelerde, hastalığın size bulaşabileceği riskli yerlerde tıbbi maskeler daha önemlidir. Sizi enfeksiyondan daha çok korurlar.
HAVUZ VEYA DENİZDEN VİRÜS BULAŞIR MI?
Prof. Dr. Tezer, yaz mevsimi yaklaştığı için virüsün havuz ve deniz
yoluyla bulaşıp bulaşmadığının sorulmaya başlandığına dikkat
çekerek, şöyle devam etti: Havuzu ve denizi konuşmanın şu an çok
erken olduğunu vurgulamayı özellikle istiyorum. Mevcut kalabalığı
görüyoruz. İnsanlar artık her şey iyiye gitti ve havuza, denize
sıra geldi diye düşünebilirler. O sırada değiliz, onun altını
çiziyorum. Havuzunuz kontrollü bir şekilde klorluysa zaten, virüsün
havuzda çok fazla yaşamayacağını biliyoruz. Ancak bu herkes cümbür
cemaat havuza atladığı zaman bulaşmayacağı anlamına gelmez. Havuzda
da temasınızı sağlarsanız, elbette ki size bulaşabilir. Benzer
şekilde deniz için aynı şeyi söyleyebiliriz. Yani 'nasılsa suda yok
bana bir şey olmaz' zihniyetiyle kalabalık bir güruh yaratılırsa
bulaşır tabii ki. Suyla bulaşmaz; ama biz birbirimize bulaştırırız.
Havuzdan çıktığınız zaman çocukların, büyüklerin bazen ağızlarından
sekresyonlar (vücut salgıları) akıyor, bunun etrafa düştüğünü
düşünün, öyle bulaşır. Virüs yazı hiç görmedi ve yazın nasıl
davranacağını daha bilmiyor.
TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIK
Prof. Dr. Tezer, vaka sayılarının azalmasıyla birlikte test
sayılarının da azalacağını, bu noktada toplumdaki bağışıklığı
tespit etmek amacıyla tarama testlerinin devreye gireceğini
söyledi. Tezer, "Test sayıları azaldığı zaman toplumdaki bağışık
yanıtı ya da sessiz hastalığı geçirenleri tespit etmek amacıyla,
insanların temasının arttığı kalabalık gruplarda testler yapılacak.
Toplumsal bir bağışıklık oluşuyor mu ya da bilmediğimiz hastalığı
sessiz geçirenler var mı? Onları saptamak amacıyla yapılan bir
uygulama. Bu iyi bir uygulama, yani işlerin iyi gittiği anlamına
gelen bir uygulama" diye konuştu.
Hasan Tezer, kuaförlerde fön makinelerinin kullanımı ile ilgili "Fön makineleri yüksek akımlı havayla çalışıyor. Eğer mikroorganizma varsa kişide etrafa dağıtabilir. Bunun için gerekirse fön kullanmayın ya da düşük akımla kullanın gibi bir öneri yapıldı" dedi.
Tezer, virüsün sivrisinek ısırığıyla bulaşmadığını da belirtti.