Cumhuriyet'ten faili meçhul AK Parti haberi

Cumhuriyet Gazetesi'nde bir zamanların "Genç Subaylar rahatsız" türü haberler tekrar hortlamaya başladı. Hiç bir zaman bilemediğimiz o genç subayların yerini şimdi de bilinmeyen AK Partileler almış durumda. Gazetecilik etik ve ilkeleriyle bağdaşmayan haber şöyle...

Gazetecilikte 5 N 1 K kuralı geçerlidir her zaman. Bu kurallar olmazsa haber haberlikten çıkar başka bir boyut kazanır. Cumhuriyet gazetesinin son dönemde yaptığı bu tür habercilik giderek artmaya başladı...

Bu haberlerden biri daha bugün yayınlandı Cumhuriyet'te. Cumhuriyet yapar da AK Parti karşıtları olan diğer gazeteler hiç boş durur mu? Lafı fazla uzatmadan sizi Cumhuriyet kaynaklı o haberle başbaşa bırakalım...

Haber şöyle... 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bazı parti yöneticilerinin “İsteseniz de istemeseniz de yapılacak” dediği Kanal İstanbul ile ilgili AKP içinde de farklı tartışmalar yapılıyor. “Ben yaptım oldu” anlayışının terk edilmesi gerektiğini düşünen bazı parti yöneticileri, Kanal İstanbul gibi büyük projelerde tüm toplum kesimlerinin dinlenmesi gerektiğini, halkın ikna edilmeden atılacak adımın ters tepeceğini belirterek “Kutuplaştırma siyaseti artık bir şey getirmiyor. Mesele çok iyi anlatılmalı ve halk ikna edilmeli. Bu projenin artıları ve eksileri tüm yönleriyle ortaya konmalı. Tüm itirazlara ve eleştirilere karşı ‘kesin yapılacak’ söylemi doğru değil” görüşünü dile getiriyor.

Cumhuriyet’ten Emine Kaplan’ın haberine göre; Kanal İstanbul ile ilgili tartışmalar sürerken; AKP içinde de partinin bu konudaki yaklaşımı ve söylemi üzerinde farklı görüşler dile getiriliyor.

Bakanlar ve parti yöneticileri de Erdoğan’ın açıklamalarına paralel olarak görüşlerini dile getirirken, referandum tartışmalarına da “2011 seçimlerinde halk bu projeye evet demiştir” diyerek kapıları kapatıyor.

‘HALK İKNA EDİLMELİ’

Parti içinde bu yaklaşım ve söylemin yanlış olduğu, Kanal İstanbul’un tüm artı ve eksileriyle iyi anlatılmadan, halk ikna edilmeden atılacak adımların ne ülkeye ne de partiye yarar getireceğini dile getirenler de bulunuyor. Bazı parti yöneticileri, “Kanal İstanbul’u isteyenler ve Kanal İstanbul’u istemeyenler” gibi bir tartışmanın ve kutuplaştırma siyasetinin artık bir şey getirmediğine dikkat çekerek “Bu projeyi her şeye ve herkese rağmen yapacağız gibi bir anlayış, ‘kesin yapılacak’ söylemi doğru değil. ‘Ben yaptım oldu’ politikasının artık bir getirisi yok. Kanal İstanbul gibi büyük projelerde tüm kesimler dinlenmeli, görüş ve eleştirileri dikkate alınmalı. Projenin doğru olduğu konusunda çoğunluk ikna edilmeli. İstişare mekanizmalarının genişletilmesi daha doğru olur. Gerekirse bu konuda referanduma gidilmesi bile düşünülebilir” görüşünü dile getiriyor.